1

82 3 0
                                    

"Beren beni bekle" diye bagirdi saclarini sirayla gokkusaginin her rengine boyatmayi hayat felsefesi haline getirmis arkadasim Mira. Benim aksime makyaj yapmaya o kadar duskunduki boyaya kafa atsa isini kolaylastirirdi. Sonunda yanima geldiginde etrafa bakinarak bahceye ciktim. Okul zaten 4 grup insanla doluydu.

       Tenefusun her saniyesini degerlendiren cifte kumrular , yanlarindan erkek sinek gecse yer değiştirecek kizlar , hoslandigi cocukla bakismaya calisanlar ve butun gun erkek arkadasinin gereksiz sirnasmalarina katlanmaya calisan ben. Diger gruplari kapsamimdan cikarip kendime yenisini olusturmam acikcasi beni daha garip hissettiriyordu.

Dusuncelerimden cikip gercek dunyaya donmemi saglayan sey Talyanin ic cekisi oldu. O kadar dalmisimki onun yanimiza geldigini bile farketmemistim. Gorunuse gore yine Atanin yanina 2 yillik sevgilisi bayan " takma isim dusunecek kadar degerli bulmadigim ama kisaca Derinin ilk askini yaptigi surtukluklerle elinden alan düşüncesiz iki yuzlu arkadas modeli yani kaltak" yine goguslerini sallayarak solugunu Atanin bogazinda almisti.

Arkadasimin hergun bu manzarayi gormesi beni ne kadar uzsede elimden birsey gelmiyordu. Iste bu yuzden hayatimda aska yer acmiyordum. Ask aldatirdi,uzerdi,zayiflatirdi. Ne kadar sevgili değiştirmis olsamda hiçbirinde bu duyguyu hissetmemistim. Film karelerindeki gibi birsey yasamak bence daha güçlü ve kaybetme hissi olmayan insanlara layikti.

Spor salonuna dogru ilerlerken kapida Kıvanç ve Tuna bizi izliyordu. Gogusumu saran bir kol hissettigimde Kivanc'in arkamda oldugunu anlamistim. Onu seviyordum ama birseyler eksikti aramizda. Cok samimiydi ve cok duyarsizdi. Ama ondan ayrilmak istemiyordum. Ona hicbirzaman asik olmamistim ama cesitli sebeplerden dolayi yanimda olmasi gerekiyordu. Beraber buyumustuk ve zaman cevremizde gelisip bizi de etkileyen birsürü karmasayi beraberinde getirmisti.

"Bugun Blue'ya gidiyoruz, geliceginizi dusundugumden sormaya gerek duymuyorum" dedi ve ben birsey demeden yanimizdan gittiler. Kizlarin disari cikmaya fazlaca hevesli oldugunu bildigimden bende plan bozmak istemedim ve bu sessizce onayladigim anlamina geliyordu.

Eve gittimde kendimi nedensiz yere kotu hissediyordum. Hazirlandim ve kapıya ilerlerken annem yanima geldi.
"Disarimi cikiyorsun yine?" Sesinden anlasildigi gibi yine babamla tartismisti.
"Evet, cocuklar israr etti bende hayir demedim." Kotu his icimi kemirmeye devam ederken annemin hicbir hareketimden bunu anlamayacagini bildigimden kendimi normal durmaya zorlamiyordum. "Her gecen gun hic sevmedigim bos kizlara donusuyorsun" dedi ve sesindeki keskin tonu yuzume savusturup arkasini donup ilerledi.

Bara girdiğimde digerleri coktan oturmus konusmaya dalmislardi. Ben yanlarina oturdugumda kac tane shot istiyeceklerini tartisiyorlardi. Ben birsey diyecegim sirada
yanimiza biri gelip siparislerimizi sordu.

Gozaltlari yorgunluktan biraz koyulasmisti ama gozundeki mavilik o kadar parlaktiki bunu farketmek icin incelemek lazimdi. Onlar siparislerle ilgilenirken ben de garsonla ilgileniyordum ta ki gozleri benimle bulusana kadar. "Siz ne istemistiniz?" dedi ve ben dusunurken bakmayi sürdürdü. "Melonic Dremins kokteyli lutfen" dedim. "Aaa Beren, onu cerez niyetine istedigini dusunuyorum cunku bugun bizim gunumuz sonuna kadar icicez." dedi Mira ve Talya ya onu desteklemesi icin goz kirpti.

Basimi onaylarcasina salladim ve garsona dondum. "Suanlik siparislerimiz bunlar onlar dahada abartmadan git istersen" dedim bana garip bir bakis atti ardindan kafasini sallayip geri gitti.

Ickiler geldiginde herkes kendine birtane aldi ve Kivanc ben kokteylimi yudumlayamadan shotlardan birtanesini "Kotu duruyorsun ic bitane, kendini daha iyi hissedersin." diye elime tutusturdu. Icmek istemiyordum, icmemeliydim ama belkide hakliydi.

3.sunden sonra bogazim ickinin verdigi aci tada alismisti. Biraz daha iyi hissediyordum ama hala Kivanc'in belimi kavramaya calistigi eli beni huzursuz hissettiriyordu. Bugun konusma modumda olmadigimi anladiktan sonra diğerleride benimle konusmaya calisma ugraslarini bırakıp kendi aralarinda birseyler konusuyorlardi. Kivancsa arada bir yuzume bakip gulumsuyor, yapismasindan rahatsiz oldugumu anlamamaya gayret ederek bana dahada cok sokuluyordu.

  

Birsure sonra ortamdaki sigara dumani ve icki kokunun biraktigi bogucu etki vucudumu sarmis, nefes almami zorlastirmaya baslamisti. Bende ani bir hareketle yanlarindan ayrildim ve basimdaki sarsilmaya aldirmayip tuvalete dogru kosmaya calistim.

Bize servis yapan garsonun tuvalet kapisinin oralarda elinde icki tepsisiyle beni izledigini farkedince hareketlerimi bas donmesinin bana izin verdigi kadariyla normale cevirip hicbirsey yok gibi yurumeye calistim ama farketmis gibi duruyordu. "Bir sorun mu var?" dedi sorgulayici bakislarla. "Haha ne olabilir ki tuvaleti bulmaya calisiyordum bende. Sen o ickileri bize getirme geri gotur kalkariz birazdan" dedim ve baska bisey demeden hizli adimlarla tuvalete ilerledim.
Kapiyi son enerjimle kitledigimde cantamdaki astim ilacini bulmak icin yere comelmistim fakat gorus acimi kaybettim ve kafami arkaya yaslayip nefes alisverisimi duzenlemeye calistim. Kalbim o kadar hizli atıyorduki yerimden kalkamiyordum. Son care kapiya elimle vurdum ve içerdeki muzik sesinden birinin beni duyamayacagini bildigim halde buna devam ettim.

Kontrolumun yavasca kayboldugunu hissediyordum. Kapida birinin oldugunu duydum ama cevap veremeyecek kadar kendimden gecmistim. Sadece tekrar kapiya vurabildim. Disaridaki kişide anlamis olmaliki "Anahtari cikarabilirmisin acicam simdi" dedi. Kendimi kaldırmaya calistim ama kollarim kapiya kadar yetişmiyordu. Sonrasinda anlamis olacakki kapinin gurultusunu duydum ve ardindan birinin yanima yaklastigini hissettim.

Yb +5 vote

GECE #WattyTR2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin