Spoiled

°•°•Ten•°•°

Lüks arabanın içerisinde deri koltuklara gömülmüş bir vaziyette Bayan Queen'in pahalı ve ağır parfüm kokusuna maruz kalmak kesinlikle baygınlık geçirmeme sebep oluyordu.

Yalnızca beş dakika önce şirketteki masamda dosyalara gömülmüş bir vaziyetteyken; Bayan Queen tarafından sürüklenerek öğle yemeği bahanesiyle dışarıya çıkarılmış ve arabasına bindirilmiştim.

Ortam, ister istemez kendimi kasmama neden olurken; dün yaşadığım olay gecenin de her seferinde aklıma üşüşmesine engel olamıyordum.

Rafinha'nın evine giderken ki tek amacım şu bilinmeyen numara saçmalığına bir son vermekti. Ancak amacımı gerçekleştiremediğim gibi bir de takım arkadaşlarının önünde bilmem kaçıncı kez rezil olmuştum.

Ortamdaki sessizliği bozarak düşüncelerimden sıyrılmama neden olan bildirim sesiyle irkilsem de sonradan kendimi toparladım.

Çantamın derinliklerinde gözden kaybolmuş olan telefonumu el yordamıyla bularak Bayan Queen'e her ne kadar sahte de olsa bir sırıtış sergiledim. Ekran kilidini açarak kimden geldiğini merak ettiğim mesaja baktım.

Bilinmeyen Numara: Hey! Bu beni engellediğin kırk yedinci hattım, tamam mı?

Bilinmeyen Numara: Bak, bana cevap vermeyebilirsin. Ama sana mesaj atmak bana kendimi iyi hissettiriyor.

Bilinmeyen Numara: En azından mesajlarıma bakmasan bile baktığını umup gülümsüyorum.

Ona ne kadar sinir olduğumu tüm hücrelerimde dahi hissetsem de yazdıklarını okurken ister istemez yüzümde oluşan aptal sırıtışa engel olamamıştım.

Onu dün gece her seferinde engellemiş: o da bıkmadan her seferinde yeni hattıyla birlikte bana mesaj göndermeye devam etmişti. Ta ki ben uykunun esiri olupta onu engelleyememiş olana kadar...

Yeni Bilinmeyen Numarasını bu sefer telefonuma şımarık diye kaydederken ona mesaj gönderme dürtüme engel olamıyordum. Parmaklarım klavyedeki harflere hızla dokunurken ne tür bir yanlışa sürüklendiğimi gayet iyi biliyordum.

Koca Dudak: Mesajlarına cevap vermeye hazır ve gönüllü olan birçok kız var, Rafinha!

Yazdığım mesajın iyi olduğuna kanaat getirdikten sonra tam ekranı kilitleyecektim ki anında elimde titreyen telefonum bana cevap geldiğinin sinyalini veriyordu.

Şımarık: Sanırım sorun da bu.

Şımarık: Bana iyi gelen tek kişi sensin, Elina.

Okuduklarıma anlam veremezken kesinlikle kalbimin yerinden çıkacakmışçasına çarpması bana normal gelmiyordu. Yeşil gözlerim ekranda sabitlenmişken birşeyler yazmam gerektiğini biliyordum.

Koca Dudak: Sanırım evdesin ve can sıkıntını benimle gidermeye çalışıyorsun.

Şımarık: Kötü bir tahmincisin.

Şımarık: Antrenmandayım ve Suarez bana saatlerdir küçükken büyükannesinin sarkmış göğüslerine nasıl maruz kaldığını gözyaşları içerisinde anlatıyor.

Koca Dudak: Tanrım! Bu onun için çok acı verici bir olay olsa gerek.

Şımarık: Elina, lütfen bana şaka yaptığını söyle.

Koca Dudak: Şaka.

Bakışlarım Bayan Queen'e döndüğünde mesajlaşmalarımızı görebilecek mesafede olduğunu fark ettim. Bu konuşmaya bir son vermem gerekiyordu. En azından şimdilik...