19. Bölüm

237 17 9
                                    


*****

Fatih elindeki fotoğraflar karşısında yıkılmıştı. Yanan kalbi öfkesini, gözlerine ve fotoğrafı tutan eline yansıtmıştı. Sağ elindeki fotoğrafı öfkeyle sıkarken, gözlerini şehrin karanlığına çevirdi.

"Bana bunu nasıl yaparsın?'' diye fısıldadı. Yanan kalbi onun her zamankinden daha tehlikeli bir adam olmasına sebepti. Dolan gözleri buruşuk fotoğrafa yeniden döndü. Melek'in gülümseyen yüzü, Demir'in ona sımsıkı sarılan bedeni, onu delirtmişti. Ne yapacağını düşündü. Melek'i Demir'e bırakabilecek miydi? İçindeki deli sevda ne yapması gerektiğini fısıldadığında, kendi bile şaşırmıştı.

"Gerçekten, istemediğim kadar çok kötü olabilirim. Şimdi ne yapacaksınız?'' diye mırıldanırken ayağa kalktı. Dev cama yaklaşırken, elinde buruşturduğu fotoğrafı daha da sıkıyordu.

"Asla mutlu olamayacaksınız. Asıl büyük acıya şimdi hazır mısınız?'' diyebildi.

Sizce Demir ne yapacaktı?

******

Yine acı dolu bir güne başlanılıyordu. Oysaki günün sonunda herkesi büyük bir sürpriz beklemekteydi. Çünkü kimse inanmazdı belki ama acı aşk dimdik ayakta durmaya yeminliydi.

Bir sırdı iki kalbi birbirinden ayıran ve birleştiren. Bir sırdı her şeyi darma duman eden. Yalnızlığa sürükleyen, kalbe acı veren, kaybettiren sadece bir kaza sonucu başlayan bir sırdı. Önce inceden inceye kalpleri kanattı. Sonra herkesi daha kötü, Melek'i daha masum yaptı. Hayatta hiç olmaz denilen şeyler olmaya başladı. Onca acının içinde Melek ile Demir'in kalbi birbirine attı. Birbirlerine sımsıkı tutundular. Acılarını silmeye çalıştılar. Ama hayat o kadar acımasızdı ki yine kötülük peşlerinde kol geziyordu.

Fatih soluğu Asım beyin yanında almıştı. Kendi de hala bu yapacağının işe yarayıp yaramayacağını düşünüyordu.

"Oooo hoş geldin Fatih.'' Dedi Asım Bey. Fatih sıkıntı ile Asım beyin gösterdiği tekli deri koltuğa oturdu. Yaşlı adam merakla "Senin neyin var?'' dedi. Fatih savaşı erkekçe oynamak yerine yine bel altından vurmayı seçmişti.

"Oğlunuz için üzülüyorum.'' Dedi. Yaşlı adam endişe ile "Neden?'' dedi.

Fatih "Oğlunuz eskiden mahkûm olan bir kadınla ilişki yaşıyor. Bu basın tarafından duyulursa hiç iyi olmaz. Şirketiniz çöker.'' Derken elindeki Melek ile Demir'in fotoğrafını yaşlı adama verdi.

"Bu... Bu nasıl olur?'' diye haykırdı Asım bey. Oğlunun bu kadar düşmüş olduğuna inanamazken "Bu kız Zeynep'in katili değil mi?'' dedi. Fatih öfke ile adamın gözlerine bakıp "Aynen öyle. Oğlunuz eski sevgilisinin katiliyle ilişki yaşıyor. Hem de İrem hanımla nişanlıyken.'' Dedi.

Fatih başarmıştı. Güya elini bu kez kötülüğe bulaştırmamış olacaktı. Demir'i yakan babası olacaktı. Ama ne olursa olsun kötülüğün kiri üzerine öyle bir bulaşmıştı ki asla temizlenmiyordu. Mutlu ifadesi ile ihtişamlı villadan çıktığında adımları yeni aldığı siyah cipineydi. Sevdiği kadının hayallerini yok etme karşılığında aldığı parayla satın almıştı. Ve bir an olsun canı yanmamıştı. Çünkü o sevmeyi bilmiyordu. Aşkın ne kadar kutsal olduğunu anlayamayacak kadar kendini kaybetmişti.

****

Demir şirketin koltuğuna iyice yaslanmıştı. Karşısında oturan Melek'e tebessüm ederek bakarken "Bundan sonra asistanımsın. Murat ile beraber bana yardım edeceksiniz. Bu arada da Fatih'e her şeyi ödetmeye başlayacağız.'' Dedi. Melek'in içine öfke dolmuştu. Fatih'e o kadar çok kızgındı ki, onun gözlerinin önünde mahvoluşunu izlemek istiyordu.

SIR (ACI AŞK...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin