Uzun bir aradan sonra tekrar yeni bi bölümle Hep Mutlu Ol karşınızda.
Okur sayın o kadar az ki artık benim de yeni bölüm yazma isteğim kalmadı. Sağ olsun okurlarım da bana hiç destek olmadığı için bölümlerimi iki üç ay sonra yayımlıyorum. Bu bölüme de 60-70 kişi anca bakarsa diğer bölümü final yapacağım. BİLGİNİZE
İYİ OKUMALAR...
Sessizce olanları düşünüyordum. Acaba başkası olsa bu duruma ne kadar katlanırdı. Yoksa ben mi fazla sabırlıydım. İşin içinden çıkması gerçekten çok güç.
Biraz sonra annem ve babamın duyacağı bir sesle Fatih'e:
-Benim karnım çok acıktı mutfağa gidip birşeyler hazırlayacağım sen de ister misin?
-Çok saol canım, ama biz sen uyurken bir şeyler yedik.
-Peki o zaman, ben mutfağa gidiyorum. Sen de yanımda gelir misin?
-Ne o Nisa hanım kendi evinizden mi korktunuz. dedi babam
-Şey.... Yo hayır korkmak değil de yanlız kalmayı sevmiyorum babacığım biliyorsun. Bu arada siz birşeyler ister misiniz.
-Yok canım kızım biz daha yeni yedik. Seni uyandırmaya kıyamadık. Hadi sen git, yemeğini yedikten sonra biraz muhabbet edelim.
-Tamam babacığım.
Oturduğum yerden kalktım, biraz başım dönüyordu. Bu yüzden yavaş adımlarla ilerliyordum. Mutfağa girer girmez masanın altındaki sandalyenin birini çekip oturdum. Sürahiden bir bardak su aldım. Birkaç yudum alıp bardağı masaya bıraktım. Çok geçmeden Fatih yanıma geldi.
-İyi misin canım???
Sesinde bir telaş vardı aynı zamanda çok korkak çıkıyordu kelimeler ağızından.-İyiyim, karnım acıktığı için sanırım biraz başım döndü.
-Canının istediği birşeyler var mı? Hazırlarız hemen.
-Yok canım teşekkür ederim. Aslında birşeyler yemeden önce seninle konuşsak daha iyi olur. Annemin durumu ne olacak, yani hafıza kaybı işte. Düzelebilir miymiş? Onu buraya nasıl getirdiniz?
-Sakin ol biraz. Annen gayet iyi, zamanla hafızası yerine gelecekmiş.
-Nasıl, ne kadar zamanla?
-Belirli bir zaman söylememiş doktor. Belki iki ay , belki bir sene. Ama ilgi gösterdikçe, eskileri hatırlattıkça düzeleceğini söylemiş doktor.
-Yani en az 2 ay daha buradayım.
-Buradayız!!! Dedi bastırarak. Seni tek başına burada bırakamam. O Burak iyilep döner mutlaka, size birşey yapmasından korkuyorum.
-Peki ya işlerin ne olacak?
-Onur halleder. Hem önemli bir toplantı olursa da giderim, uçak denen birşey var. Sabah gider akşam dönerim. Senin için de İstanbul havası iyi olur.
-Sen nasıl istersen . Dedim biraz kırgın ve buruk.
Burada çok mutluyum ben ama Fatih'in de büyük bir şirketi var. %60 Fatih'e ait . %20 babama ve %20 Onur'a. Açıkçası Onur'un tek başına şirketi idare edebileceğini düşünmüyorum. Eşi yeni doğum yaptı onun derdiyle uğraşmaktan....... her neyse Fatih daha iyi bilir.
-Nisa hani sen çok açtın?
-Efendim?
Yine çok uzaklara dalıp gittiğim için çevremdekilerden bi haberdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hep Mutlu Ol (Tamamlandı)
Teen FictionKalbi ne kadar temiz olsa da bir insanın karşısındakinin değer verdiği kadar değerlidir ama her insan değerli ve özeldir tüm kusurlarına rağmen