Sabah pencereden esen soğuk rüzgarla uyandım. Yataktan çıkmak istedim ama kafamdaki acı beni geri yatırdı. Elimle kafamı elledim sargılıydı.
Diğer kolumda birşey hissettim baktığımda serum takılı olduğunu fark ettim. Hastanedemiydim ben, ne işim var benim burda!
Kalkmam gerektiğini düşündüm acıyı görmezden gelerek kalktım serumu çıkardım kolumdan. Üzerimde kıyafetim yoktu kahretsin hiçbir şey hatırlamıyorum. Dolaptan bi kaç eşya buldum olabildiğim en hızlı şekilde üstümü giyindim.
Hastaneden çıktığımda hava kapalıydı daha az önce odama güneş giriyordu ama aldırmadan devam ettim.
Sokaklar çok yabancı geliyordu. Kim olduğumu bile hatırlamıyorum.
Bilmediğim sokaklarda yürümeye devam ettim.
Bi yerden adım sesi gelmeye başladı. Benimse yürüyecek halim kalmamıştı. Etraf kararmaya başladı. Yanağımdan sıcak birşey akıyordu. Elimle yanağıma dokundum. Elime baktığımda kırmızı birşey vardı kandı galiba hemde benim kanım.
Dünyanın döndüğünü hissettim yada doğrusu benim başım dönüyordu yanağım toprakla buluştuğunda sadece kendi nefes alış verişimi duyuyordum. Bir yabancı kulağıma 'Az kaldı bir daha ki sefere kaçamicaksın. Görüşmek üzere' gülerek uzaklaşmaya başlamıştı. Bense bir anda herşeyi hatırlayıp tekrardan unutuyordum."Hayır kızım yapma bu senin sonun olur" annem ağlıyordu. Dışarıda ise tam bi kaos vardı. Yaratıklar herşeyi yok ediyordu bu önümde duran şey için. Bu ise onların eline geçmemeli. Bunu yapmak zorundaydım.
"Annem yapmak zorundayım. Bana birşey olmicak merak etme. Onca şeyi hayatını bunu korumak adına herşeyi yaptın sen. Şimdi bunu yapabilecek tek kişi benim. Ben bunu başarabilirim anne güven bana" anneme bakıyorum da bu şey için ve benim için herşeyini feda etmiş. Ben bunun için doğmuşum ve onun için bunu yapmak zorundayım. Gerçek annem olmasa da o hayatımda ki tek değerli insan.
Onun yanına gittim bunu bir an önce yapmalıydım buraya gelmesi an meselesiydi. Elimi uzattım. Gücü hissedebiliyordum.
" Seni seviyorum anne. Görüşmek üzere" o şey parmaklarımdan tüm bedenime yayılmaya başladı. Rahatlatıyordu ama bir yandan da büyük bir acı veriyordu. Ve birden yok oldum.
"Bende seni seviyorum kızım. Her nerdeysen dikkatli ol"
O sırada kapı büyük bi gürültüyle açıldı. O yaratıklar annemi yakalayıp götürdüler. Bende onların arkasından dışarı çıktım. Olduğum yerde kalakalmıştım. Nasıl bir yer burası cehennem gibi her yer siyah yada koyu kırmızı renginde. Evler yanıyor, topraktan buharlar çıkıyor, gökyüzü yok nasıl olur, güneş ise çok yakın. Buradan Venüsü rahatça görebiliyordum. Yan taraftan bi çıtırtı geldi yan gözle bakmaya çalıştım gördüğüm şey ise dehşet vericiydi ve bana bakıyordu. Tüm gücümle koşmaya başladım ama yaratık çok hızlıydı. Üstüme atladı birden ondan kurtulmak için çırpınmaya başladım.
O sırada annemin sesini duydum 'uyan kızım kabus görüyorsun' beni sarsmaya başlamıştı. Yavaş yavaş yaratık kayboluyordu. Sonunda gözümü açabilmiştim. Yatakta debelenmeyi bıraktım nefes nefese kalmıştım ve heryerim terlemiş.
Annem başımı alıp omzuna yasladı.
"Rüyanda ne gördün tatlım?"
"Hatırlamıyorum" nefes alış verişim düzelirken rüyamda gördüğüm şeyleri düşünüyordum. Bu çok gerçekçi bir rüyaydı.‡‡BÖLÜM SONU‡‡
Umarım beğenmişsinizdir:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUYORUM
FantasyKorkan bir kız ve umursamayan bir erkek. Hayatları birbirine bağlı ama erkek onu günden güne eritmekte. Birbirlerine geç kalmak üzereler. Birbirlerini bulmak içinse ölmek zorundalar. Korku ve aşk arasında güç savaşı veren iki ruh biri kazanırsa iki...