2 -Denek-

5.6K 538 280
                                    

Dışı, şehirdeki diğer binalar gibi vintage bir görünüme sahip olan laboratuvarın içi, tamamen modern teknojiye uygun dizayn edilmişti. Bu laboratuvara üçüncü sınıfta gelmiştik. Cam bölmeyle ayrılan odaların ardında, çeşitli kimyasal deneyler gerçekleştiren laborantlar vardı. Kattaki bazı kapılar ise metal ve girilmesi yasak olanlardı.

Leonard, önümden ilerleyerek beyaz önlüğünün yakasından çıkardığı kart ile kapıyı açtı. Demir kapı ardına kadar aralandığında, adımımı atarak, metrelerce genişlikteki odaya baktım. Büyük çoğunluğu film kaplı camlara çevrili oval odanın geri kalan duvarları metaldi. Odayı paravanlarla ayıran bölmeler vardı, sağ tarafta hastane ortamı gibi steril edilmiş, sağlık kabini ve sol tarafta ise çeşitli teknolojik aletler ve lazer cihazları vardı.

"Gördüğüm en büyük laboratuvar ortamı" dürüstçe itiraf ettim.

"Burası sadece yeni ürün için kiraladığımız bir oda"

Beyaz kasası olan büyük bir cihazın yanına giderek "EDS t570, bu mu?" diye sordum merakla. "Evet"

Sakin adımlarla yanıma geldi, ve cihazın başlığını alarak nasıl çalıştığını gösterdi. Başlık, madeni para kadar bir kısımda yoğunlaştırılmış, ultroviyole ışınları cilde vererek uyaran sağlıyordu.

"Peki ya bu?" diye sordum. Dişçi koltuğuna benzer bir koltuğun yanında duran mikroskopu gösterdim.

"O deri değişimlerini gözlemlememiz için, oraya işlem sonrası oturacaksın. Sanırım içlerinde en sevdiğin o olacak"

Cihazları incelerken, haklarında sorular soruyordum. Leonard, sabırla ve güleryüzle hepsini açıkladı.

"Dilersen artık tahlillere başlayalım" Tüm alanı dolaşarak tekrar giriş kapısına gelmiştik.

"Peki" Odayı dolaşırken yatıştırdığım heyecanım tekrar parmak uçlarımdan beynime doğru akın ediyordu. Peşinden giderken, heyecandan terleyen avuç içlerimi tişörtüme sildim. Beyaz deri koltuğun önünde durduğunda bana dönerek güven veren sesini kullandı.

"Endişe etmene gerek yok, bugün sadece kan değerleri ve cilt tahlillerini alacağız. Rutin kontroller"

Onu başımla onaylayıp koltuğa oturdum. Bir hemşire sol damarımdan kan alırken Leonard bana içten bir şekilde gülümsemişti. Yüzüne yakışan tebessümüne manalar sığdırırken, çoktan işlemin bittiğini fark ettim. Uzatılan pamuğu damara bastırarak koltuktan kalktım.

Ardından, tansiyonuma, şekerime bakıldı. Kulak burun boğaz taraması yapıldı. Ve not düşüldü.

"Böyle gel" Leonard beni başka bir koltuğa alarak, göz muayenesi yaptı. Çenemi ve alnımı dayadığım, ekranda gözüme değen resmi görmek için çabalarken "Tüm bunlar gerekli mi?" diye sordum. Gözümün önünde patlayan hisle refleks olarak göz yumdum. Leonard geri çekilerek aleti diğer gözüme tuttu.

"Prosedür gereği, sağlık durumunu bilmeliyiz"

Bir koltuktan kalkıp diğerine otururken, en son kapalı bir bölmede MR çekildi.

"Son bir işlem, sonra bitiyor" Sıkıldığımı fark ederek, yardımcı olmaya çalıştı. Hafifçe tebessüm ettim. Alerji testi ve deri analizi yapılırken direktiflere uydum. Kontroller bittiğinde, bugünlük yapacak şey kalmamıştı.

Laboratuvardan çıktığımızda "Bana bir pasta ısmarlar mısın?" diye sordu.

"Tabi" isteğini kırmadım ve onu, seminerde iken çok sevdiğini söylediği yere götürdüm. Büyük caddedeki süslü şirin dükkanları geçerek ilerledik.

MABELLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin