3. BÖLÜM

103 12 1
                                    

Şuan Murat ve Berivan'nı sinir etmekle meşgulüm. Biliyorum çok gıcığım. Berivan'nı bırakıp Murat'a dönüp özenle yaptığı saçlarını bozdum. Sonunda Murat dayanamayıp:

- Yeter lan!

deyip kolumu tuttu. Ahada sıçtım. Bende beni tutan kolunu ısırıp sınıftan kaçtım. Merdivenlerden inerken arkama baktım. Oha lan bu çocuk ne ara bana yetişti. Hızımı arttırıp bahçeye koştum. Bahçe merdivenin orda bi kıza çarptım. Kız cırtlak sesiyle:

- Ne yapıyorsun?

diye bağırdı. Ona bakmadan koşmaya devam ettim. Murat arkamdan:

- LAN BİLGEE!!

O değil ben bu çocuğu nasıl kızdırmışım lan. Arka bahçeye doğru koştum. Ağaç görünce ağaca tırmandım. Murat tam ağacın dibine girdi ama kafasını yukarı kaldırmadığı için beni göremiyordu. İçimden zafer dansı yapıp sırıttım. Çok gıcık olduğumu daha önce söyledim mi? "Evet az önce" diyen iç sesime dil çıkardım. Murat pes etmiş giderken ben tekrar kendi dünyamda zafer dansı yapıyordum. Gözden kaybolunca bende aşağı indim. Hala beni arıyor olma ihtimali yüzünden yavaş yavaş ve temkinli yürüyordum. Ön bahçeye kadar sorunsuz geldim. Ön bahçeyide şöyle bi tararken omzumda hissettiğim elle irkilip arkamı döndüm. Hemen gözlerimi kapatıp:

- Murat kardeşim ben sana şaka yapmıştım. Valla bak....

Gözümün birini açınca karşımdakinin Murat değil de Mert olduğunu idrak edince hemen onu ittim. Ben ona kızgın bi şekilde bakarken:

- Az önceki halin daha iyiydi.

Gözlerimi kısıp bakarken daha da güldü. Kaşlarımı çatıp kızgınca baktım. Bana bakıp:

- Ee konuşmayacak mısın? Ne bileyim küfür falan?

Ben bunu döverim. Aaa ben şuana kadar konuşmadım. Ve konuşmamaya devam edicem hatta gerekirse görmezden gelirim. Zaten daha bi hafta olmasına rağmen 2-3 kere konuştuk yani bu planımı uygularım demek. Ben geçmeye çalışınca kolunu koydu. Bende ona yaklaşıp kolunun altından geçtim. Okula doğru yürürken Murat'ı gördüm. Ağzında tost bana dönünce:

- Ha siktir!

Ben bunu söyler söylemez Murat bana doğru koşmaya başladı. Bende hemen okula doğru koştum. O da arkamdan koştu. Ben:

- Olum elinde tost var nimet var günah lan günah!

- GEL LAAN!!

- Olum hiç mi öfken azalmadı?

Ben bunu söylerken hala koşuyordum. En sonunda kızlar tuvaletine gitmeyi akıl ettim hemen koridorun sonuna gittim.  Kızlar tuvaletine girince durdum soluklanmaya başladım. Murat'ta yetişince bana bakıp eliyle bir dakika işareti yaptı. Soluklanırken:

- Biraz daha soluklanıp seni dövücem...

deyip derin nefes almaya başladı. Ben o sırada:

- Kankacım kardeşim valla istemeden oldu lan. Aslında isteyerek ama şaka amaçlı. Hem sen niye bu kadar sinirlisin?

- Lan yoldun saçımı. Ondan öncede sinir ettin. Sabır sabır nereye kadar lan!

Ben ona pişman pişman bakıp:

- Ya valla özür dilerim.

Bana hala kızgın bakarken:

- Özrünü tek bi şartla kabul ederim.

- Kabul valla kabul her türlü kabul.

- İki gün boyunca benim istediğim şeyleri yapıcan. Ve kabul ettin geri dönüş yok e tabi dayak yiyeceksen bana uyar.

DENGESİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin