t a n r ı ç a | 8.3

2K 227 7
                                    

Kar tatili için sevinen herkese bir de bölüm göndereyim dedim yeeey!

Yorumlarınızı bekliyorum ❤️

SEKİZİNCİ BÖLÜM, KISIM ÜÇ


                  

"Electra'nın komutunu dinliyorum."

Drew kaşlarını çattı. Verecek bir cevabı kuşkusuz yoktu. Bu yüzden sadece susup durdu. Ama sükuneti bozan her zamanki gibi İlahe'ydi.

"Şimdi, çember haline gelin, Drew ve Claire, en uçtakiler siz çember olmaya başlayın."

Drew öylece huysuzlanırken Claire oğlana karşı takındığı tavırdan ödün vermeden çemberi oluşturdu. Şimdi bir yanında Leona ile Sheridan arka arkaya, diğer yanında da Irina ve Martin arka arkaya duruyordu. Electra yerdeki gümüş kapları alıp çemberin içine girdi. Ardından tüm kızlara memnun bir gülümsemeyle derin kapları dağıttı.

"Erkekler almayacak mı?" Ethan sağ kaşını kaldırdığında Claire onunla göz göze gelmemek için bakışlarını kaçırdı. Electra ise onu hemen yanıtladı.

"Hayır, sadece kızlar alıp çember içerisinde dönecekler ve her yeri tütsüledikten sonra yeniden eşlerine dönecekler. Şimdi kaplarınıza farklı bitkiler döküp yakacağım."

Herkese farklı farklı otları dağıttıktan sonra sıra Claire'e gelmişti. Merak içerisinde kıvranan Regina'nın kabına dökülen bitki, okaliptüstü. Genç kızın burnuna büyüleyici kokular iliştiğinde ruhunun yatıştığını hissetti. Ensesine vuran Drew'un nefeslerinden onun da kokuyu doyasıya içine çektiğini fark ediyordu. Electra çakmakla onların da tütsüsünü yakınca koku daha da belirginleşti. Tanrıça hala çemberin içerisindeyken "Kızlar, çember içerisinde aynı doğrultuda üç kez dönün." dedi. Tanrıça varisleri itaatkâr bir şekilde sağa dönüp çember yörüngesinde adımlar attılar. Claire'in ve diğer herkesin burnuna birbirine karışıp his köreltici, dinginleştirici bir koku elde eden okaliptüs, adaçayı, papatya, frezya kokuları dolmuştu. İlk tur bittiğinde Claire, hem yanında Electra, hem sodalit kolye ucu –daha çözememiş olmasına rağmen- hem de burnunda tütsü kokusu olduğundan gücünün gittikçe daha da arttığını hissedebiliyordu. Artık parmaklarında elektrik oluşmaya başlamıştı, önündeki Irina'nın elinin etrafında ise bir küre ve kürenin içinde savrulan küçük su tanecikleri vardı. Yağmur, o kürenin içinde yağıyordu. Minyatür bir dünya adeta...

İkinci ve üçüncü tur... Her turda Claire kendi gücüne daha da çok güç katıldığını hissedebiliyordu. Electra ise çemberin tam ortasında yere bağdaş kurmuş, bir eli toprakta, diğer elinin işaret parmağı da göğe uzanmış duruyordu. Yeraltı ve Gök Kubbe'nin Dengesi'ni Tanrıçalar sağlıyordu.

Üçüncü turu bitirip Tanrıça adayları Tanrı varislerinin yine önüne yerleştiğinde Electra fısıltıyla emretti.

"Erkekler de ellerini kızların ellerinin üstüne koyacaklar, beraber kapları kavrayacaksınız."

Herkes arkadan ellerini tutarken Claire tereddüte düştü, şimdi yüksek ihtimalle Drew yine oyunbozanlık yapacak ve elini Claire'inkine yerleştirmeyip mırın kırın edecekti-

Ki o anda vücudundaki elektrik kıvılcımları tüm vücudunu kaplayacak bir mavi ışığa dönüştü. Ellerinin üstünde hissettiği soğuk, pürüzsüz ten... Drew'a aitti. Claire hafifçe başını çevirdiğinde uçuşan saçlarından arda kalan bakış alanında Drew'un elektrik mavisi gözleriyle karşılaştı. Claire ona gülümsedi. Drew ise ona karşılık vermedi, sertti. Ama genç kız başını hayal kırıklığı ile geri çevirdiğinde Andrew da sonunda kendi tebessümünü açığa çıkarmıştı.

TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin