O an kaçmayı düşündüm ama Poyraz merdivenleri çok hızlı çıkıyordu.Telefonu yerden aldım,gözlerimi kapattım ve duvara yaslandım.
Yanıma geldiğini ayak seslerinden anlayınca gözlerimi yavaş yavaş açtım.
Poyraz kolumdan tuttu ve beni kendine çekti."Ne duydun?"dedi,nefesini suratımda hissedebiliyordum.
Cevap vermeyince yüz hatları sinirden kasılmıştı.
"Söyle ne duydun!"diye bağırdı ve beni duvara itti.
Acıyla inlerken gözlerimden birkaç damla yaş süzülüyordu.
"Ben,sadece-"
"Ne Hazal ne?"dedi Poyraz sinirle.
"İstemeden kulak misafiri oldum özür dilerim"dedim,ağlıyordum.
"Eğer kendini benim için değerli sandıysan senin bende ufacık bir değerin bile yok,bunu kafana sokarsın umarım.Sen sadece benim üvey kardeşimsin,ötesi olamaz ve olmayacak,benim için zerre önemin yok"dediği an kalktım ve koşarak odama gitmeye başladım.
Kapımı kapatıp kilitledikten sonra kapıya yaslandım ve ağlayarak aşağı doğru kaymaya başladım.
--
1 saattir yorganımın altında ağlıyordum.Nefessizlikten öleceğimi anladığım an yorgandan başımı çıkardım ve yatağımda doğruldum.
Saat çok geç olmuştu.Gözlerimi elimin tersiyle sildikten sonra gece lambamın ışığında aynamın karşısına geçtim ve şişmiş gözlerime baktım.
Tek suçum çok fazla umut bağlamaktı,herkese ve herşeye...
Saat sabaha çok yakındı.Ve uyku zaten imkansızken bende oflayarak yatağıma oturdum.
Telefonumu elime aldım ve ekranında küçük bir çizik olduğunu gördüm.Düştüğünde olmuş olmalıydı.Iphone bu lan!Zaten zar zor aldım!
Biraz sinirli,biraz kırgın,fazlasıyla hissiz ve boşta hissediyordum.Kendimi yatağıma attım ve telefonumun galerisini kurcalamaya başladım.
Eski okulumdaki tüm arkadaşlarımla fotoğraflarıma bakıyordum ve aşırı bir duygulanma geldi.
Geçen sene azcık hoşlandığım çocukla olan fotoğrafımı görünce gülümsemeden edemedim.
O ciddili bir şekilde kameraya bakıyordu,ben ise 32 diş gülüyordum.Okulda çekmiştik.O gün aklıma gelince suratımda oluşan gülümseme arttı.
Galeride daha fazla ilerleyince okuldaki saçma sapan videolarıma gelmişti sıra.Arkadaşlarımı gizli gizli çekip sonra tehdit ettiğim fotoğraflar...Hepsi buradaydı.
Yine hoşlandığım çocukla bir videoya gelmiştik.Açtım.Okul bahçesinde çekilmiştik.O fotoğraf çekiyorum sanıp poz veriyordu,ben de video olduğunu söylüyordum,ikimizde kahkaha atıyorduk.Sonra sil diye telefonu elimden çekiyordu ve video orada bitiyordu.İyi ki silememiş.
Onu özlediğimi hissettim.Adı Berkcan'dı.Ela gözleri ve kumral saçlarıyla gayet tatlı bir çocuktu.Sık sık kavga etsekte severdim onu.Beni sinir ederdi sürekli.Ama iyi bir arkadaştı.Arkadaşlığımız bozulmasın diye onu sevdiğimi söylememiştim.Ama ben hiç gerçekten aşık olmadım.Berkcan'a veya başka birine,asla olamadım.
Odunluk kanımda var sanırım.O an saate baktım ve 6 olduğunu gördüm.Gözlerimi büyüttüm ve telefonu komodinin üzerine koydum.
Yorganın içine gömülerek uyumaya çalıştım.
--
Sanki sadece gözlerimi kapatıp açmışım gibi hissederken yatağımdan yavaşça doğruldum.Saate baktıpımda öğlen 12 olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞ
Teen FictionÜvey abim olacak şahıs karşımda dikiliyordu.Başımı kaldırdığımda bana tiksiniyormuş gibi bakışlar attı.Başımı tekrar yere eğdiğimde güldü. "Ben Poyraz."dedi. İşte hikayemiz başlıyordu...