Nasılmış bakalım okuyucularım? Kararımı verdim sonunda. Ben sizin gibi güzel okuyuculara sahipken niye hikayeme son vereyim ki... Yorumlarınız içime işledi vallahi. Sizi üzmek olmaz değil mi :))) Hikayeme tam gaz devam ediyorum arkadaşlar :)) Ama dediğim gibi lütfen hikayemi mümkün olduğu kadar duyuralım. Kitlemiz büyüsün ki bol bol fikirlerinizi alayım. Daha istekli yazayım emeğimin karşılığını alayım değil mi.. Ha bu arada daha önce size söylemiştim. Belirli bölümlerde sizin fikirlerinizi bölüm konusunu sizin isteğiniz üzerine yazacağım tabi kimin fikirini beğendiysem ona ithafen olacak. Ben haber verdiğimde hepinizin fikirlerini alacağım ona göre hazırlıklı olun.. Tabi birde kitlemizin büyümesi gerek.. Neyse keyifli okumalar size :)))
( Sesi sahne bitene kadar dinleyin.. Sahne biterse tekrar dinleyebilirsiniz... Multimedya da zor oluyor diye ses olarak attım size kolaylık olsun.. Ayrıca bu ses sadece o sahneye özel :) )Selim in Ağzından
Aşkımı, duygularımı, hislerimi ben uzun zaman önce karanlığa hapsetmiştim. O karanlığın içinde hepsi hükmünü kaybetmişlerdi. Ya kalbim.. Kalbim hiç mi bir şey hissetmiyordu hiç mi duyguları yoktu. Sanırım yoktu olmayacaktı da. Kalbim de koca bir boşluk vardı. Sadece koca bir boşluk. Ne yapacaktım nasıl davranacaktım bilmiyordum. Şu dünya da bildiğim tek bir şey vardı. Ne insanları anlamaya çalışıyordum ne de onları sevmeye. Denesem de olmuyordu. Bir tek ailemi sevebiliyordum ama o da bir kaç saat önce bitmişti. Benim hayatımı mahveden bir aileyi sevmem çok saçma olurdu çünkü. Şu lanet olası dünyada kimsesizdim. Kimseyi sevemiyordum. Duygularım yoktu benim. Hissizdim işte. Acılarım, yaralarım hepsini yok etmişti. Nefret ediyordum herkesden. En çok ailemden .. Benim hayatımı mahveden ailemden.. Annem ve Babamdan. Şebnem den ve ailesinden de nefret ediyordum. Tekin amca nın o siktiğim şirketi yüzünden olmuştu bunlar. Benim için tüm bu olanlar bir kabus gibiydi. Ama eminim Şebnem bu durumdan memnundur.. Beni kendine aşık etmeye çalışıyordu ama bu isteği asla olmayacaktı. Peki bunca şeye rağmen ondan nefret ediyorken niye onu öpmüştüm. Neden onu hala öpmeye devam ediyordumm.. Niye kendimi tutamamıştım. Beni kendine çeken şey kokusu muydu yoksa ? Hayır şuan bunları düşünmek bile istemiyordum. Ne kadar geri çekilmek istesem de yapamıyordum o çilek tadında ki dudaklarından bir türlü ayrılamıyordum. Artık nefesim kesilmeye başlamıştı. Şebnem in ayrılmasını bekledim ama o hala beni öpmeye devam ediyordu. Anlaşılan onu öpmemi başından beri istiyormuş. Yavaşça dudaklarımı araladığımda derin bir nefes aldım. Şebnemden bu kadar nefret ederken kendime neden engel olamıyordum. Kendime lanetler savururken bedenim uzun bir aradan sonra kendine geliyordu. Nasıl olmuştu bilmiyordum ama eğer bedenim benden izinsiz hareket etmeseydi bunu asla yapmazdım asla. Dudaklarımı dudaklarından yavaşça ayırmaya başladım. Şebnem hala hareketsiz ve şaşkındı. Kapalı olan gözlerini yavaşça açıp tüm bu olanları idrak etmeye çalışıyordu. Gözlerini hayranlıkla gözlerime sabitlerken derin bir nefes aldı. Gelinliğin fermuarını o narin elleriyle hızlıca indirmişti. Gelinlik bir tüy misali yeri boylamıştı. Ben hala bu durumu idrak etmeye çalışırken ani hareketle gömleğimin yakalarından tutup hızla beni kendisine çekmişti. Şaşkınlığım kat kat artarken Şebnem bile ne yaptığının farkında değildi.. O koca gözleri kapanmaya başladığında olacakları tahmin etmiştim ama Şebnem in bunu yapabileceğini de hiç düşünmemiştim. Aramızda ki mesafeyi kapatarak dudaklarını yavaşça aralayıp benim dudaklarıma bastırdı. Çilek tadında ki dudakları ahhh o kadar güzellerdi ki kabul ediyorum hayran kalmıştım. Öpüşü hızlanırken bedenim kendi kendini yönetmeye başlamıştı. Hem öpüşüne karşılık veriyordum hem de ellerim tüm bedenini keşfe çıkıyordu. Ne karşı koyabiliyordum ne de kendimi durdurabiliyordum. Ne yapıyordu bana böyle.. " Yine ona aşık olduğumu düşünecekti ve yine ona umut verecektim ama ne olursa olsun bu kız benim olmalıydı tek gecelikte olsa benim olmalıydı. " İç sesim bile ne dediğini bilmiyordu. Resmen hapsolmuştum. Sağ elim kalçasına giderken sol elim ise bacaklarına gitmişti. Elim bacağında keşfe çıktığında öpüşümü sertleştirdim. İki kolumu da bacaklarına sarıp hızlıca kucağıma aldım. Şebnem yaptığım bu ani hareketle çığlık atmıştı. Duvardan destek alarak ayaklarını sıkıca belime kenetledi ve biraz daha yukarı çıkardı kendini. Geriye adımlayıp daha rahat olmasını sağladım... Sonunda olacakları bildiğim halde kendime hakim olamıyordum. Ruhum beni hapsetmişti bedenim pişman olacağım şeyleri yapıyordu.. Peki ya Şebnem?? Ne yaptığımın farkında değil miydi? Niye bana engel olmuyordu? Ne kadar inkar etse de beni istiyordu buna emindim ama şuan yaşadığımız şey çok farklıydı sonunda pişman olacağımız şeyi yapıyorduk. Şebnem in beni bir şekilde durdurması gerekiyordu yoksa bedenim tüm zincirleri yerinden sökecek bedenim onu kilit altına alacaktı. Ne o benden ayrılabilecekti ne de ben ondan.. İkimizde bir bedende hapsolacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ EVLİLİK - Değişen Hayatlar
Roman d'amour24 Yaşında Genç Bir Kız ve 25 Yaşında Genç Bir Adam. En Sevdiği İnsanları Kaybetmiş İki Genç Zorla Evlendirilir. Ne Kadar İstemeseler de Evlilik Gerçekleşir. Bakalım Bu İki Genç Her Şeye Rağmen Ayrılacaklar Mı Yoksa Hayatlarını Mı Birleştirecekler ?