Arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeni bölüm geldi. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Bir daha ki bölüm size süprizlerim var.
T: Şebnem!!!
Babamın o içimi ürperten sesi kulaklarıma işlemişti.
Ş: Efendim b-baba....
T: Niye dikkat etmiyorsun.
Ş: Baba ben nerden bilebilirdim ki.
T: Sorsaydın Şebnem.
Ş: Baba ben zaten çocuğa bakamıyorum birde soracak mıydım. Ayrıca madem böyle arızalı biri, gelip annesi uyarabilirdi ama uyarmadı bütün suç benim mi yani?
T: Tabi ki senin madem dökeceksin az dökseydin ne öyle bolca dökmeler.
Ş: Baba ama biliyorsun yani Şebnem Gürsoy un kuralları var dökmes...
T: Yeterrr Şebnem! Vazgeç artık şu kurallarından. Ya sen vazgeçersin ya da kocan vazgeçtirir.
Ş: Pardon. O kimde beni kendi kurallarımdan vazg...
K: Aaa Şebnem ama bak Tekin amca sana iyilikle söyledi vazgeç sende hadi canım tatsızlık çıkmasın.
A: Evet zaten başına ne geldiyse Şebnem Gürsoy olmaktan geldi.
T: Şebnem ben şimdi gidiyorum birazdan sen de geleceksin.
Bir şey söyleyememiştim. Babam gidince kızlarda bir şey söylemeden öylece bana bakıyorlardı. Bende masanın üzerinde duran su bardağını alıp içtim. Biraz da olsa iyi gelmişti. Kızlarla biraz sohbet edip tekrar salona döndük. Babamlar hala konuşuyorlardı. Saate baktım 11 e geliyordu ve sanırım isteme törenide geliyordu. Gözlerimi saatten alıp etrafa çevirdim.
H: Sebebi ziyaretimiz belli.
Diyerek başlatıyordu isteme törenini babam da konuşunca stresim kat kat artıyordu. Sırtımdan soğuk terler akıyordu. Bir an önce bitsin istiyordum.
T: Harun bir dakika Şebnem kızım özür dilemen gerekmiyor mu?
Ş: Ne özürü babacım.
T: Selim den kızım, yaptıklarından dolayı özür borçlusun.
Babamın söylediği cümleyle kendime gelemedim. Nasıl yani bir de ondan özür mü dileyecektim. Babam bir kaç dakika sonra soğuk bakışlarını üzerimde gezdirdi galiba ölüm fermanım yazılacaktı. Bende bir an önce bitmesi için normal sesimle söyledim.
Ş: Özür dilerim.
Niye herkes anlamamış gibi bakıyordu oysa ben gayet anlaşılır bir şekilde söylemiştim. Selim de anlamamışa benziyordu. Bu zamana kadar sesini duymamıştım niye konuşmuyordu niye susuyordu. Tekli koltuktan kalkıp Semra Hanım ın yanına gitti. Kulağına bir şeyler fısıldadı. Semra Hanım kıkırdayıp yüzünü bana çevirdi.
Smr: Oğlum o kadar da önemli olmadığı söyledi. Ama o gün geldiğinde anlaşacağınızı söyledi.
Kıkırdayarak söylemişti. Anlaşılan bizim Selim sapığın tekiydi. Çok bekler o günleri benim ona yapacaklarım daha aklımda bile değil. Sakın yanlış anlamayın beni bu kadar herkesin önünde rezil ediyordu elbet bedelini ödeyecekti değil mi?
Selim tekrar tekli koltuğunda yerini almıştı. Daha neyi bekliyor bunlar bir an önce bitsin işte. Sonunda Harun amca işe koyuldu.
H: Allah ın emri Peygamberin kavli ile oğlumuz Selim i kızınız Şebnem e isteriz.
T: Verdim gitti.
Babam için kolay olsa da benim için o kelime o kadar kolay değildi. Nasıl içi bu kadar rahattı. Hiç mi düşünmüyordu beni , hiç mi acımıyordu bana. Sadece şirketi mi düşünüyordu. Bir kere bile düşünmeden cevap vermişti. Sanki benden kurtulmak ister gibi sanki tüm varlığını geri almak ister gibi. Benim annem e bağlı olduğumu biliyordu ama ne olursa olsun affetmeyecektim babamı. Onun yüzünden ben yanıyordum. O sıcak küllerde tutuşup yanıyordum. Ya o küllerden kurtulup her şeyimden vazgeçip geçecektim ya da o küllerle birlikte yanacaktım. Ben sanırım yanmayı seçmiştim. Babam bana dönüp Harun Amca nın elini öpmemi işaret etmişti. Bende yanlarına gidip Harun Amca nın elini sonrada Semra Hanım ın elini öptüm. Semra Hanım iyi birisine benziyordu ama Harun amca pek iyi birisine benzemiyordu. Sanki beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Korkuyordum. Birde bunlar yetmezmiş gibi babam yine beni deli etmeye devam ediyordu.
T: Evett şimdi sıra size geldi gençler Şebnem kızım hazırsın değil mi?
Ş: Hazır değilim desem ne değişecek baba..
Yüz hatları düşse de babamın yine de ödün vermiyordu kızından kurtulmak isteyen baba imajını.
Bende Selim e dönerek zorda olsa konuşmuştum. Elimi uzatıp
Ş: Ben Şebnem. Şebnem Gürsoy..
Selim oturduğu koltukta yavaşça doğrulup havada kalan elime bakarak oda elimi tuttu. Gözlerini gözlerime sabitledi yakışıklıydı belki ama Ertan ın yerini tutamazdı. Bir süre gözlerime bakmaya devam etti. Ve birden yüz hatları gerildi koyu olan gözleri iyice koyulaştı. Bu yüz bana tanıdık geliyordu. İri gözlerimi daha da irileştirdim. Bu oydu.
Selim in Ağzından
Sonunda hapşırıklarım geçmişti. Tekin amca biranda kalkıp mutfağa gitmişti. Neler konuştuklarını bilmiyordum ama Tekin amcanın sinirli halinden tahmin etmek çokta zor değildi. Tekin amca gelip tekrar koltukta yerine aldı. Kızlarda bir süre sonra geldiler. Babam tam konuşacakti ki Tekin amca Şebnem in bir özür borçlu olduğunu dile getirdi. Haklıydı ama şuan değil zaten o gün geldiğinde hesaplaşacaktık. Buna gerek yoktu. Bende koltukta hafifçe doğrulup annemin yanına geçtim kulağına eğilip konuştum.
S: Annecim Şebnem e söylermisin önemli olmadığını. O gün geldiğinde konuşuruz bunları.
Ben hafifçe gülümserken annemde kıkırdamıştı. Annem söylediklerimi Şebnem e ilettiğinde gözlerinden ateş fışkırmıştı. Anlaşılan uğraşacaktık bu kızla. Bende tekrar yerime geçip oturdum. Sonunda isteme faslıda bitmişti. Tekin amca tanışmamız gerektiğini söyleyene kadar her şey güzel gidiyordu. Şebnem çekinerek elini uzattığında bende yavaşça elini tuttum. Gözlerimi gözlerine sabitledim. Güzel kızdı ama Hande nin yerini tutamazdı. Bir süre gözlerine bakmaya devam ettim. Ama sanki ben bu kızı tanıyordum. Yüz hatlarım bir anda düşünce galiba oda tanımıştı beni gözlerim sinire bürünürken Şebnem de gözlerini daha irileştirdi ve tahmin ettiğim o cümleyi söyledi.
Ş: Sen o adamsın!!!!
Evet ben oydum o adamdım..
Arkadaşlar biraz kısa oldu ama bir daha ki bölümü uzun yazmaya özen göstereceğim.. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ EVLİLİK - Değişen Hayatlar
Romansa24 Yaşında Genç Bir Kız ve 25 Yaşında Genç Bir Adam. En Sevdiği İnsanları Kaybetmiş İki Genç Zorla Evlendirilir. Ne Kadar İstemeseler de Evlilik Gerçekleşir. Bakalım Bu İki Genç Her Şeye Rağmen Ayrılacaklar Mı Yoksa Hayatlarını Mı Birleştirecekler ?