G:Seliinn, kızım kalk hadi. Nişanlın aşağıda iki saattir seni bekliyor.
Annemin odama dalışıyla yerimden fırladım.
S:Bekliyorsa beklesin bana ne? Ve nişanlın deme şu hayvana.
G:Selin çocuk kaç haftadır senin peşinde köpek oldu. Hem... Hem bizi düşün.
S:Bizi? Anne sence biz diye birşey kaldı mı? Aile kavramını bizden sildi babam.
G:Selin istersen yine tartışmayı bir kenara bırakalım ve önceliklerimizi düşünelim.
S:Öncelik babam değil mi anne? O ve şirketi...
Bunu demenle gözümden birkaç yaş düştü. Annem yatağımın bir köşesine oturdu.
G:Selin, güzel kızım. Herşey düzelecek. Emin ol. Sadece birkaç ay için.
Ellerini tuttum. Kafamla onu onayladım.
S:Sadece birkaç ay için...
G:Hadi bakalım kahvaltıya. Herkes seni bekliyor.
Annem odamdan çıkınca lavaboya girdim. Saçlarımı düzelttim ve nemlendirici kremini sürdüm.
Ne kadar güzelim yha...
Elbiselerimden mini siyah elbisemi üzerime giydim. Sonuçta Emre gelmiş. Yas günü...
Saçları da dağınık topuz yaptık mı tamamdır. Hiç özenmek gelmedi valla.
Odamdan çıktığımda karşımda Emre yi buldum.S:Emre!! Ölümü kopardın.
Emre:Oo prenses. Ağaç oldum kapında.
Beter ol Emre beter! Demek isterdim ama tabiki diyemedim.
S:Emre beklemene gerek yoktu.
Arkasında sakladığı bir çiçek demesini bana uzattı.
S:Zahmet olmuş. Gerek yoktu.
E:Senden daha güzel değiller ama idare eder.
Deyip yanağımdan makas aldı.
E:Haydi gir koluma aşağıya inelim.
Diyerek koluma dokundu.
Bu Emre valla çocuk yha. "Adi giy toluma aşayı inedim "
S:Emre kendim yürüyebilirim.
Emre ben köşeye çekti ve kolumu sertçe tutmaya başladı.
Emre: Beni dinle sevgilim, eğer benim kurallarıma uyulmazsa bu oyun biter. Sen ve ailen mahvolur ona göre.
S:Emre yapma!! Acıyor yha bırak kolumu!!
Emre kolumu sertçe bıraktı. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kendini tut Selin. Onun karşısında güçlü durmalısın.
E:Anlaşıldı sanırım mesajım. Hadi sevgilim gir koluma da aşağıya inelim.
Sessizce uzattığı koluna girdim. Pislik herif...E:Aferim, işte böyle yola geleceksin.
Merdivenlerden aşağıya indik. Herkes yemeğini bırakmış bize bakıyordu. Hepsinin yüzünde tedirginlik hakimdi. Yumuşatmaya çalışan babam olmuştu.
Babam:Biz de sizi bekliyorduk çocuklar. Oturun da başlayalım. Kurt gibi açım.
Eller mahkum oturduk yan yana sandalyelere.
Emre nin babası da hiçbirşey olmamış gibi devam ediyordu yemeğe. Ben de yemeğe yemek yerine bakıyordum işte.
G: Kızım bir şey mi oldu neden yemeğinle oynuyorsun?
Annemin bana sorduğunu farkedince ona döndüm. Aslında doğruları söylemeyi o kadar çok isterdim ki...
S:Yok, yok bişey annecim. Sadece pek iştahım yok. Ben kalkayım. Atölyeye gidicem.
Emre nin babası : Emre sende kalk, yalnız bırakma kızı.
S:Yok efendim ben kendi arabamla giderim.
E:Peki hayatım ben sana uğrarım o zaman.
Deyip yanağımı öptü. Ve kulağıma fısıldadı.
E:Benden kaçamazsın prenses...
Psikopat pislik... Onu duymamış gibi çantamı alıp evden çıktım.
Ohh be hayat varmış. İçerideki insanların içki, sigara kokularından bunalmıştım.
Kırmızı arabamı atlayıp atölyeye gittim. Atölyem... Huzuru bulduğum tek yer. Bu? Aaa Nazlı?
N:İkiz...
Deyip boynuma atladı. Uzunca sarıldık birbirimize.
S:Seni ne kadar özlemişim yha.. Canım benim.
N:Aynen, bende. Uzun zaman oldu.
S:Ne ara geldin sen İstanbul'a?
N:Bugün, hemen indiğim gibi sana geldim.
S:Eve gelmeyecek misin?
N:Bunca olandan sonra mı? Babamın beni yurt dışına postaladığı, hepimizi birbirimizden ayırdığından sonra mı?
S:Haklısın. Ben ikimize kahve yapayim.Kahveleri yapmak için küçük mutfağına gittim. Kahve makinesiyle yaptığım kahveleri fincana doldurdum.
Nazlı kahvesini yudumlarken onu tepeden tırnağa süzdüm. Ne kadar da güzelleşmiş. Süzülmüş. Bende ise yılların verdiği yorgunluk...
N:Eee sen nasılsın? Bunca sene neler yaptın?
S:Bu da soru mu? Senin haberin yok sanırım.
N:Neyden??
S:Ben nişanlandım.Gazetelerde boy boy fotoğraflarımız çıktı. İnternette gündem bizdik.
N:Ayy neden bana haber vermedin ki? Çok mutlu oldum.
Diyerek sarıldı bana.
S:Nazlı, bu nişan sahte. Yani zorla oldu.
N:Neden?
S:Oo kızım sen bir Amerikaya gittin diye temelli unutmuşsun bizi. Babamın şirketi batmanın eşiğindeydi.Tabii her gün kumar oynarken nasıl bu duruma geldiğini anlamadı. Haluk amca da ona yardım edebileceğini söyledi. Sadece birkaç ay sonra şirketin düzelebileceğini ama bir şartı olduğunu söyledi. Emre... Küçüklükten beri bana aşık olan Emre yi benimle nişanlamak.
N:Neden evlilik demedi ki? Yani moralini bozmak istemem ama...
S: Onun da yakında çıkar kokusu Nazlıcım. Anlarız onu da.
N:Selin... Kardeşim biz artık beraberiz. Kimse bize birşey yapamaz. Koruruz birbirimizi.
Gözümüzden akan yaşları silerek kahvelerimizi içmeye devam ettik.
S:Eee sen anlat bakalım neler yaptın amerikada?
N:Hukuk okuyordum bitirdim. Avukatım!!!!
S:Aaa. Kardeşime de bu yakışır. Helal...
Diyerek birbirimize sarıldık.
N:Selin ben sana doyamamışım yha her sarıldığımda bunu tekrar hissediyorum.
S:Ben de...
Nazlı ayağa kalkıp yaptığım resimleri incelerken ben de fincanları toplayıp mutfağa götürdüm. Geri geldiğimde birbirine sarılıp ağlayan Nazlı ve annemle karşılaştım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAY
Fanfiction'' O deniz mavisi gözlerinde tutuklu kaldım. '' ''Ben de o koca gözlerine... '' ''Uzaydaki mavi gözlü çocuk...'' "Koca gözlü kız.. '' İlk böyle başladı hikayeleri. Sonra... Sonra değişti herşey... Ne Maviş kaldı ne de koca gözlü kız başrolde...