S:Anne!!
Bu duygusal anı sanırım bozdum. Çaktırmayın.
Annem ve Nazlı bana baktı.
G:Ne var Selin? Anne ve kız sarılamaz mı?
Durumu düzeltmem gerek.
S:Bensiz anne-kız sarılması ha? Öyle olsun.
N:Gel tatlı cadı :D
Hep beraber sarıldık.
Benim bu durumu olağanüstü gibi karşılamanın nedeni babam Nazlı yı yurt dışına postalamadan önce annemin bu duruma sessiz kalıp Nazlı nın anneme kızgınlığıydı.
~~Flashback~~~~~
Babam:Nazlı Amerikaya ilk uçakla gidecek.N: Doğru, sana ayak bağı oluyorum değil mi baba? Kabul et pis işlerine karıştıramadığın tek kişi benim o yüzden.
Odada sadece annemin ağlaması ve Nazlının suratına atılan bir tokat sesi hakimdi.
N:Anne birşey desene şu adama. Şirketin yarısı senin neden sessiz kalıyorsun? Hatta şimdi bu adamı boşayıp ondan kurtuluruz hadi.
Nazlı ve babam annemin ağzından çıkan kelimelere bakıyordu. Annem ise sadece ağlıyordu.
Annem ağlayarak kafasını hayır anlamında salladı.
G:Yapamam...
Babamın yüzünde ise mutluluk hakimdi.
Nazlı tek hamlede çantasını alıp salonu terketti.
~~Flashback son~~~~
S: Siz... Barıştınız mı?
N-G:Evet.
S:Nasıl oldu?
N:Annemi çok özledim. Uzun uzun düşündüm. Bir gün annem aradı. Sesi ağlamaklıydı.
Sonrasına annem devam etti.
G:Nazlı ya onu çok özlediğimi ve defalarca yaptığımdan pişman olduğumu ama babanızı hala sevdiğimi söyledim.
N:Anne şu adama babanız deme lütfen..
G:Tamam. Sonra şirket batmanın eşiğinde olunca benim hissemi kendini acındırarak Levent ( Emre nin babası) e sattı. Ben bi ara Fransa ya bir operasyon için gittiğimi söylemiştim ama Amerika'ya, Nazlı nın yanına gittim. Her şeyi anlattım. O da geleceğini söylemişti bugüne.
S:Hımm.
O sırada telefonuma mesaj sesi geldi. Kimden geldiğine baktım ve... Emre.
"Saat 20.00 da seni evden alıcam. Güzel giyin. "
İnsan bi nereye gideceğimizi söyler dimi. Ama sen olunca bana heryer siyah Emrecim... Ama yine de merakıma yenik düşerek sordum.
" Nereye gideceğiz? "
Hemen cevap geldi.
" Ben sana soru sormayacaksın dememiş miydim? "
Tırstım şu an.
" Hayır, demedin. "
Birkaç dakika sonra cevap geldi.
" Bana bir daha soru sorma. Şimdi dedim. "
Gıcııkk. Pislik, aptal, mal, salak, hayvan, öküz...
Daha içimden hakaretler ederken annemin sesiyle bu hakaretleri sonlandırmak zorunda kaldım.
G:Özel değilse kimden?
S:Emre...
N:Ver sen şu telefonu bana onu mahkemelik ederim.
Nazlı elimden telefonumu kapmaya çalışırken ben de ona vermemeye çalışıyordum.
S:Hoop! Sakin ol şampiyon. Ben hallediyorum kendi işimi. Bana bırak. Hem... Hem sen ikizini mi korursun. Oyş Oyş Oyş.
Deyip yanaklarını sıkmaya başladım.
G:Kızlar benim eve gitmem lazım babanız şüphelenebilir.
S:Anne beni bekle ben de gelirim. Emre beni evden alacakmış da.
N:Nereye gideceksiniz?
S:Bilmem, söylemedi.
N:Ben de sizinle geliyim. O hayvan sana birşey yaparsa...
S:Nazlı, hiçbir şey yapamaz. Ama.. Sen de gel yha.
G:Tamam o zaman Nazlı sen burda bekle, baban evde çünkü. Selin seni burdan alır.
N:Tamam.
Annemle atölyeden çıktık ve eve gittik. Ben üzerimdeki elbiseyi çıkarıp farklı model siyah elbisemi giydim. Kırmızı rujum... Tamamdır.
Arabama atlayıp atölyeye gittim. Emreye de mesaj attım.
"Atölyedeyim. Ordan al beni. "
" Ben sana evden alacağımı söylemiştim. "
Off incilerin dökülür sanki burdan alsan beni.
" Eğer almayacaksan gelmem, bana uyar. "
" Geliyorum. "
Gelmesen şaşarım zaten Emre.
N:Ne dedi?
S:Geliyormuş.
N:Gelmese şaşarım.
S:Aynen.
Emre kısa bir süre sonra geldi. Arabadan inip yanıma yaklaştı. Kulağıma fısıldayarak:
E:Ben başbaşa olacağımızı sanıyordum.
Ben de kulağına fısıldayarak:
S:Gördüğün üzere olamayacağız.
Emre nin morali bozulmuş benziyordu. Konuyu değiştirdi.
E:Selin bu güzel bayan da kim? Tanıştırmayacak mısın?
S:Kardeşim Nazlı. Bugün Amerikadan yeni döndü.
E:Tanıştığımıza memnun oldum.
Diyerek Nazlının elini öptü. Nazlı Emre öptükten sonra elini montunu sildi. Gülmemek için kendimi zor tuttum :D
E:Buyrun bayanlar.
Diyerek arabanın kapısını açtı. Ben de Nazlı yla arkaya oturdum. Nazlı yanımda olduğu için ses çıkaramadı. Nazlı dan korktu sanırım.
Kısa bir süre sonra şık bir restorantın önüne geldik. İçerisi de bayağı güzelmiş. Ama... Off Emre tek biz varız. Restorantı kapattırmış. Masaya oturduk. Siparişlerimizi de verdikten sonra beklemeye başladık.
E:Nazlı neden gittin Amerikaya?
Yuh... Öyle dan diye sorulur mu?
N: Pardon?
E:Ee şey, yani özel değilse.
N:Hukuk okumak için.
E:Neden burda değil?
N:Canım öyle istedi.
Ohh kapak.. Emreye iyi oldu.
E:Selin, birşey mi dedin?
S: Yoo, hayır. Sen yanlış duymuşsun.
Yemek de bi gelemedi. Neyse ben lavaboya gidiyim bir makyajımı tazeliyim.
S:Ben bir lavaboya gidiyim.
Diyerek masadan kalktım. Tam lavaboya girecekken biri kolumu tuttu. Emre.
Arkadan birinin sesini duydum. Nazlı?
N:Bırak ikizimin kolunu hemen pislik herif!!!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Evet aynı günde iki bölüm. Değerinizi bilin :D
Daha Ali gelmedi ama çok yakında gelecek.
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAY
Fanfiction'' O deniz mavisi gözlerinde tutuklu kaldım. '' ''Ben de o koca gözlerine... '' ''Uzaydaki mavi gözlü çocuk...'' "Koca gözlü kız.. '' İlk böyle başladı hikayeleri. Sonra... Sonra değişti herşey... Ne Maviş kaldı ne de koca gözlü kız başrolde...