ADARA

3. Bölüm Gece Paketi Almaya Gideceğim!

Çalan kapıyla düşüncelerinden arınan Adara, günlerdir yatakta debelenmenin bedelini ödercesine vücudundaki yer yer sızılarla kapıya doğru ilerledi. Açtığı kapıyla şaşkınlığının yüzüne yansımasına engel olamadı.

Kaşları havaya kalkarken deniz mavisi gözleri de kocaman açılmıştı. Gelen hiçbir çalışanıyla birebir iletişim kurmayan, odasından dahi çıkmayan, takıntılı patronu Bercilakdı. İşleri bile çalışanlara mail yoluyla iletir iş bitimi raporlarıda aynı şekilde mail ile isterdi.

Patronu 1.75 boyunda sarışın kırkını geçmiş hafif toplu bir adamdı. Onu kapısında görmek hayli ilginçti doğrusu.

Kapıda kök salmaya aday Bercilak ise başka bir nedenle şaşkındı. En psikopat katillerle, en çıldırmış Xallochlarla mücadeleye girip hepsini alt eden Adara şimdi karşısında nazar boncuklu pijamaları ve tepeden topladığı günlerdir tarak görmediği belli saçlarıyla masum bir kız çocuğu gibi duruyordu.

Kızın kodese tıktığı seri katiller " kızıl katana " yı masum bir kız çocuğuna benzettiğini bilseler, bir taraftarıyla güleceklerinden emindi. "vay be kızıl katana ha? masum bir kız çocuğu?" düşüncesiyle, havaya yayılacak kahkahalarını zor tuttu. Tabi yüzüne yayılan sırıtmasını engellemek o kadar kolay değildi malesef.

Tırlatık patronunun, yüzüne aval aval bakıp deli gibi sırıtmasına aldırmadan kapıyı biraz daha açıp elleriyle içeri buyur etti.

Önden ilerleyip her şeyiyle bembeyaz oturma odasına girdi.

Patronu arkasından takip ederken kendisini yumuşacık, neredeyse bütün odayı kaplayacak kadar büyük L koltuğuna attı. Bercilak ise karşıya, sehpanın ardındaki yine düz beyaz olan tekli koltuğa geçmişti.

Adamın etrafına garip garip bakmasından neden heryerin beyaz olduğunu merak ettiğini biliyordu. Diğer odaları da beyazdı, heryer beyazdı, herşeyi beyazdı. Kendisi özellikle böyle istemişti.

Dışarda eline bulaşan kanlardan kirden arınmak istercesine, etrafında saf ve temiz bir şeylere ihtiyacı vardı. Bir çeşit arınma meditasyonuydu onun için bu kadar beyaza sığınmak. Bercilak'ın konuşmaya başlamasıyla dikkatini adama verdi.

" Evine gelmem seni şaşırttı biliyorum. Ama böyle bir haberi gelip bizzat vermek istedim."

Asıl konuya gelirken konuya nasıl giriş yapacağını düşündü.

Rahatsızca kıpırdanırken omuzlarındaki gerginliğe engel olamıyordu. Karşısındaki kızın ne tepki vereceği belli olmazdı. Tekrar bir ay öncesini hatırlatmak iyi olmayabilirdi.

Patronundaki gerginliği fark eden genç kız da gerilmesine engel olamadı. Önemli bir şey olmazsa patronu buraya kadar gelmezdi. Kaldırdığı tek kaşı ile devam etmesini bekledi.

" Vanessa'nın katilini bulduk!"

Dostunun adının geçmesiyle göğsünün sıkışmasına, sıkılan yumruklarına engel olamadı. Adamın söylediği cümleyi algılamasıyla kalbi atmayı bir an için bıraktı. Ardından eskisinden de hızlı atmaya başlayan kalp atışlarıyla, konuşmaya devam eden patronunu dinlemeye çalıştı.

"Katil bir Xalloch. Saklandığı kokuşmuş mekanından çıkmak için bir ayın yeterli olduğunu düşünmüş ve yeni kurbanını bile işaretlemiş aptal yaratık! Yüz tanıma kameralarımıza yakalandı bugün. Şimdi ise avını işaretledikten sonra, bir ayın ardından gündüzün dışarda gezmenin keyfini çıkarıyor. Gece ise avını almaya gidecektir büyük ihtimal."

Bir aydır ilk defa canlandığını hissetti genç kız.

Kalbi göğsünde gümbürdemeye devam ederken intikam hevesi damarlarını kezzap gibi yakarak ilerliyor her an harekete geçip o yaratığı yakalamak için kendisini tetikliyordu.

" Xalloch'un takibi için bir ekip ayarladım. Senin gece gidip paketi almanı beklerken pakete refakatçilik yapıyorlar "

" Pakete sen gidene kadar bir çizik dahi değmemesi için özellikle uyardım tabi"
derken tebessüm ediyordu adam. Paketin Kızıl Katana'nın elinde son hâlinin ne olacağını düşününce kıkırtılarına engel olamadı.

Gözlerinin takıldığı genç kızla tekrar ciddileşti.

Genç kızdaki değişimlerin fark edilmemesi imkânsızdı. "Kızıl Katana" nın an be an tekrar hayat bulduğuna şahit oluyordu. Kızın mavi gözleri, geçmiş anıların karanlığı ve intikam isteğiyle kararmış laciverte çalmıştı. Şakağındaki damarın pıt pıt attığını burdan bile görebiliyordu. Tırnaklarını avucuna geçirmiş kızın, geceye kadar bile sabredemeyeceğini düşündü bir an. Kendini zor tutuyordu belliki.

" Tamam " dedi genç kız günlerdir konuşmamanın verdiği boğuk bir sesle,

" Gece paketi almaya gideceğim!"