#5

3 0 0
                                    

Günlerdir sabahları aksatarak işe gidip ,akşamları geç saatte eve dönüyordum ve günler olmuştu çocuklarla görüşmeyeli ,konuşmayalı . Aynı evi paylaştığım Fudayl'ı bile görmüyordum . İçimdeki boşluğu soracak olursanız iyidir gitgide büyümektedir . Zaten iş ve ev arasında mekik dokuyarak kendimi helak etmemin tek nedeni bu ; unutmak ne kadar çaresiz olduğumu ve ne kadar yalnız olduğumu .

Neyse ki bugün bana tüm dertlerimi unutturup yerine daha çaresi bulunmayan bir derdim olduğunu hatırlatacak bir gündü . Ayın 22'si ve annemi görmeye gideceğim .her ay olduğu gibi bu ay da .

Turkuaz rengi gömleğimi giydim (annemin en sevdiği renk)siyah dar kot pantolonumu ( hep bu pantolonu giymiyorum sadece bundan 20 tane falan var ) ve tahmin edebileceğiniz gibi trençkotumu da giydiğimde hazırdım yani bedenen peki ruhum hazır  mıydı? Kalbim ,onun çektiği  işkenceyi ,gözlerinde ki acıyı görmeye dayanabilecek miydi  ?  Belki de onu her ay ziyarete gitmemin tek sebebi onu kurtaramadığım için kendimi cezalandırmak istememdir.

Otobüse binip hastahanenin yolunu tuttum. Yarım saat oturarak geçirdiğim yolculukta oturduğum koltuğa göz dikmiş gibi bakıyordu herkes . Tam tepemde dikilmiş bir adam vardı 40'lı yaşlarda gibi gözüken taba  rengi sivri burunlu ayakkabıları ve inek yalamış görümlü saçlarıyla , ağız kokusunu da unutmamak gerek . Her nefesini suratıma suratıma üflediğinde " bir bağ sarımsağı yedin de mi geldin abi?" Diyesim geliyordu fakat içime tıktım cümlemi ve ayağı kalkıp otobüse yeni binen beli bükük, oymalı bastonuna tüm gücünü vererek  yürüyen teyzeye kalktığım yeri işaret ettim o da gülümseyip  başörtüsünü düzeltti ve oturdu . Ardından elini omzuma koyup sıvazladı ve  teşekkür etti .

***

Hastahanenin karşısındayım şimdi . Ne kadar ironik!? Annem'in o delilerin içinde olduğunu bilmek kötü hissettiriyor ama onlardan biri olduğunu bilmek daha da kötü hissettiriyor.

Kapıdan içeri adımımı attığımda tekerlekli sandalyede oturup güneşin batışını izleyen annemi gö- hayır ! Bu klişeyi yaşamadım çünkü o,odasında yoktu . Paniğe kapılmamaya çalışarak  odadan çıkıp resepsiyona gittim . görevli bayana "Leyla Asafoğlu !" dedim kalbimin hızlı atışlarını duymamaya çalışarak . Yüzüme garip garip bakmaya başladı sonra yüz ifadesi yumuşadı  ve "şuan da yemekteler ,eğer isterseniz yemekhaneye inebilirsiniz, ama önce  kimliğinizi alabilir miyim ?"dedi aynı gariplikle.


Bir an için kötü bir haber almayı düşündüm ,neden bilmiyorum ama sadece hiç bir şey hissetmedim . ne üzüntü ne de başka bir şey. Oysa ki odasında olmadığını görünce telaşlanmamak için zor tutmuştum . belki de ben de aklımı kaçırıyorumdur.

"Ta-tabi ki" diye kekeledim. kekeledim! hayatımda hiç bu kadar ironiyi bir arada yaşamamıştım.

Giriş işlemlerini yaptıktan sonra annemin yanına yemekhaneye indim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜ BİR GENCİN ÖLÜMSÜZ HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin