11. Bölüm

28 4 0
                                    

Soruyorum sizlere; ben mı çok bağladım kendimi mutlu olmaya, mutluluk mu beni çok istedi acaba ?

Severken ölmek nedir bilmedim ben. Ama sevgisiz ölmek nedir... Bunu benden iyi kimse bilemez... O sevgi biter ya hani. Sevgi diyorum hani şu bambaşka olan, özel, seçilmiş kişilere denk gelen şey biter ya hani. İşte onun acısı şöyle bir şey; alırsın eline kitabını, kahveni dökersin bardağına sonra bir bakarsın su da ısınmış cattle da ki, iște șimdi tamamdır her şey. Oturursun en sevdiğin köşene. Kahvenin ilk yudumunu içerken dalıp gitmișsindir zaten uzaklara. Farkında bile olmazsın ama almışsındır ilk yudumunu. Ah dersin bir anda unutursun, bilmezsin ki o ilk yudum da dilin yanacak. Çünkü dalmışsındır sen çoktan. Ama çok daldın sen kızım. Sen bu aşka çok daldın işte ve sana öyle bir yerden geldi ki o acı en tahmin etmediğin en seni sarsan kısım dan gelmiş. Belki bilseydin bu kadar canın yanmaz dı. Ama nereden bileceksin? 
Dilin yanar kahveyle geçer sonra 2 bilemedin 3 güne. Ama canın acır, ölecek gibi olursun, nefes alırken alamazsın ya hani ne tuhaf şeydir ki acınası bir durum... 

~~~

Tolga'nın Barbara Palvin Aşkı Bakınız Başımıza Neler Açtı:

      Kampdan 2 gün sonra eve gelip iyice yerleştik ve derin bir temizlik için Selim her zaman ki Güzide ablayı eve çağırmayı ihmal etmemişti. Biraz Güzide abladan bahsedeyim, kadın Samsun'lu şivesini yediğimin... neyse, canım ablamız kocasının elinden 19 yıl eziyetlerine,şiddetine maruz kalmaktan 3 yıl önce kurtulmuş. 2 tane oğlu var birisi 13 diğeri 18 yaşında. Benim gibi tatlı, minnoş, sempatik, cool kızları çok seviyor. - tamam vurmayın- 2 yıldır evimizi temizleyen kadın da bu işte. Yani benim de yardımlarım var tabisiii. Neyse gene. Güzide abla 2 çocuğuyla aynı evde yaşıyor. En ufak isteklerine Selim koşuyor oğullarıyla da çok iyi anlaşıyor. Kerem ve Metin.
Bizim eve de Selim almaya gidiyor onları hatta Selim Kerem'e doğum günü hediyesi için onu ehliyete yazdırıp araba almayı planlıyor. -İnşallah her şey gönüllerince olur. -

- Abla bi ara verelim azcık kurban olduğum ya. Elim beze yapıştı resmen kollarım şu iki camı silmekten koptu zaten. Ya ablam bırak beni ya koskoca öğretmen olacam hala bu eziyeti yapma bana gözünü sevdiğim, plizzz ya.

-Ula haçen daha ne yaptun ki bununla ufeleyesin ? Pliss nedur da ?

-  Bir çeşit yardım istemedir bebetom. İzin ver de gideyum dur da.

Derken dudaklarım benden bağımsız büzüşmüşlerdi.

Dediğimde elindeki bezi yavaşça omzuma vurdu ve eğilerek bana
"Senin şiven mu degișmus da. Uyhhh tatlılıktan ölecesun.  Benim yanımda yapaysun bu hareketleri haberin ola. Dudak buzmeyesun kimsenin yanında, bilesin melek yuzlum." Sonra üstüne basa basa "Selim'le de" demesin mi. Emredersiniz hareketi yaparak tuvalete uçtum. İzin bile alamadım ablam sorrryyy. :(
     
      Geri döndüğümde 2 dakika kadar bir zaman geçmişti. Bu arada benim Selim'imle  Tolga'm yoktu. Karşı komşu da mangal daveti olduğunu duyunca Tolga Barbara'yı (Emel' i yani lanet olsun beni de alıştırdılar ).
görmek umuduyla gitmek değil uçmuştu resmen. Yani onun ki öylesine miydi, ciddi mi anlamadım ben ama Tolga'yı uzun zamandır bu kadar bir kıza yapışırken, onun peşinden koşarken görüyorum. - Hiç hayra alamet değil-  neyse Selim'de Tolga 'yı  yalnız bırakmamak için ısrarlarım üzerine gitmek zorunda kaldı.

Ben alt kısımdaki camları bitirdim ve üste geçeli 26 dakika olmuştu resmen dakikaları sayıyorum ya. Ah ablam naptın bana. Haykırsam duyarlar mı acaba sesimi diyerek bile düşündüm. 

    Ohaaa ben şok ben vefat şu an itibariyle o da nesi nesi. Sesli düşündüm herhalde haspam arkamdan Güzide ablanın sesi geldi.
"Ne nesudur da, ne görüysun orda evladım ?" Diyerek benim gördüğüm manzaraya o da sahip oldu şimdi.
İkimizde aynı anda karşı daki Emel'in odasının açık olan penceresinden içeriye bakarak, "uyhhh anam " dedik. Odada Tolga, Selim, Emel ve Emel'in 16 yaşındaki erkek kardeşi vardı. Emel'in babası Harun Bey yani ona tontiș amca asla diyemem, adam 45 yaşındaydı sanırsam amma velakin Francisco gibi maşşallah. Yani Harun Bey kızını kimseye güvenmediği için odaya muhtemelen Murat'ıda yollamıştı. Çocuk bilgisayar oynuyordu ablasının leptobunda diğerleri de köşemin üzerine oturmuş bir şey içiyorlar dı. Selim ortada oturuyor Tolga ve Emel'de onun yanında oturuyordu garibim ya orada oturmuş herhalde beni özledi sevdiğim yaa. Kurban olaramm. Sanırım bunu da dışımdan düşünmüş olacağım ki Güzidem bana ordan " Tövbe estağfurullah" diyerek odadan çıktı. Ben de arkasından bakakaldım. Neyse ki bu  odadaki camlar da  bitti onlar da konuşadursunlar. Camdan iner inmez bezi yere attım ve ağrıyan kollarımı öfelemeye başladım. Başımı resmen yere koymak üzereydim ki totișim titredi. -Tamam ya vurmayın tamam sizinki hiç mi titremiyor- Mesaj geldi telefonuma. Hafif kalkarak arka cebimdeki telefonumu aldım kilidini açarak mesaja baktım.

AFFEDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin