15. Bölüm

28 1 1
                                    

Yoğun bakım tabelasını bile gözüm görmüyordu, nereye götürüyorlardı onu, ne olacaktı şimdi ?

Her şey düzelecek sevgilim, Tolga'da gelecek, sen de düzeleceksin, iyileșeceksin. Bu stres, sıkıntılar bitecek. Sen güçlüsün ben sana güveniyorum. Kalivaaaa diye bağırarak sedyeyi tutuyor hem de onu nereye götürüyorlarsa ayaklarım oraya doğru koşuyordu bunları ona haykırırken. Aklım durmuştu, ve ben bunu anladım ki fazlasıyla güçlüyüm. Bu yaşananları, benim 11 yaşımdan sonraki hayatımı yaşayacak bir insan tanımıyorum.

Sonunda sedyeyi bırakmak zorunda kaldım onu yoğun bakım odasına almışlardı. Hastane kokusu. Sevmiyorum.

Bir şeyler değil her şey yanlış gidiyor, beynimin kalbimden önce hareket etmesi lazım dı burada.
   Her şey o eli, o kesik eli eve aldıktan sonra oldu. Çıldıracağım, hayatımın en boktan dönemi...
  Ulaaannn seviyoruz diye mi gidiyorlar, seviyoruz diye mi bu kör olası hayatı yaşıyorum ? Derken bi doktoru yakasından tutmuş sanki ona soruyordum bu soruyu. Sinirden ellerim de olan erkek doktoru önlüğünden tutup duvardan da destek alarak havaya kaldırdım.

Cevap veeeerr. Senin buradaki işin bana cevap vermek, o içerideki meleği, kızı kurtarmak. Senin tek amacın buuuu. Lanet herif. Allah hepinizin belasını versin. Doktorlar olmasaydı bu içine tükürdüğüm hastalıklar, ölümler de olmazdı belki.
Ulan ne duruyorsun cevappp veeerrr. Şerefsiz. 
Derken 2 tane doktorun bana doğru koştuğunu hissettim.

Beyefendi sakin olun. Bırakın adamı. Kendinize gelin. Diye bağırıyordu bayat, eskimiş bir surat. 55 li karı...

Ardından erkek doktorun biri geldi ve beni hızlı bir hareketle Adamı öldüreceksin be diyerek duvara fırlattı. Beni yakamdan tuttu ve kaldırdı hızlıca.

Senin derdin ne be dağ iti ? Diyerek beni hırpalamaya devam ediyordu. Ellerim belimden aşağı sarkmış duruyordu. Adama karşılık veremiyordum, yapamıyordum. Bana bir şeyler söylüyordu ama inanın anlamıyordum.

Kaliva'yı düşünürken beynim de bir şey gezemez, ondan başka birisi, bir olay geçemez.

O varsa sadece o vardır beynim de.
Kalbimde...

Hırpalanıyordum.
Ama ne bir gram acı ne de bir gram güç hissediyordum kendimde.

    En sonunda yere çöktüm o adama ne oldu bilmiyorum ama ben sadece yerdeki soğukla besleniyor gibiydim o an. Kendime gelmem gerekiyordu ama beceremiyordum. Başım dönmüyordu ama midemdeki su ve dünden kalan biraz makarna dışarıya çıkmak için hazır gibiydiler. Onları durdurmam gerekliydi ayağa kalkmak için elimi duvara koyduğum da duvarın soğukluğu bir nebze olsun rahatlatmıştı beni. Evet bu çok iyi geldi.

Eğilmemeliydim. Eğilirsem biliyorum ki bir de temizlikçiler tarafından hırpalanacaktım. Buna gönlüm hiç razı değildi ama elimden gelen bir şey yok gibiydi soğuk duvarı tenim de daha çok hissetmek için gold tişörtümü çıkartmaya çalıştım. Evet başarmıştım. Sonunda belim o soğuk la buluşunca daha da rahatladım.

Etrafım da ilanları yeni yeni farkediyorum,  Ne yaptım lan ben. Zararsız insana zarar mı verdim şimdi ? Ulan bu işe de mi başladım. Ben, galiba ben kendime hakim olmakta güçlük çekiyorum. Nedir bu iş ? Yok sadece bir seferlik oldu, bir daha olmayacak. Olamaz kahretsin.

Kalkıp yerde olan doktorun yanına gittim. Sendeliyordum, adamın başındaydım, beni kimse görmüyordu sanki, bir elimle başımın dönmesini engellemek için duvara elimi koymuş destek alıyordum. Yavaş yavaş kendime gelince bu sefer de midem bulanmaya başladı. Hass...

AFFEDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin