8.Bölüm

53 5 0
                                    

Yorgun, bitkin, yaşanmışlıkların sonuna gelmiş, tükenmiş hissediyordum. Aklımda bir o kadar da soru işaretleri vardı, 3 yıldır ben bu sorularla, şüpheyle ayaktaydım hatta bazen rahat bir hayatım olur, korkmam hic bir şey den, yaşanabilir bi hayatım olur diye nasıl korkuyorum hiç kimseye anlatamam, aslında her zaman ki yaptığım, alışık olduğum şey kendi derdimi anlatamamak. Yok ya hiç zor değil 15 yıldır zor gelmiyor artik bana. Ben altı yaşımda öğrendim hayatın sert, acımasız bir o kadar da gaddar yüzünü.

Peki şimdi 3 yıl sonra bu neden, yani neden bu zaman da hayatıma alışmıştım, onu, o anı, o fotoğrafları unutmaya çalışmıştım bir an olsun, hatta ben Selim'i bile unutmuştum, yaşanmışlıklarımızı, sevgimizi, aşkımızı, saygımızı, eğlencelerimizi, sebepsiz gülmelerimizi kısacası ben Selim'i ve o ülkeyi unuttum.

Zorundaydım...

Elimdeki telefon, omzumdaki çanta bana ağır geliyordu, oturmam lazim su an bir yere yoksa yığılmak istemiyorum olduğum gibi.
Telefondaki ses biraz daha net gelmeye başladı,

"Seren, Seren Seren cevap ver, iyi misin Seren?? "

"Yanıma gel, â-a - alt kattaki merdivenlerdeyim" diyebildim. Bunu söylemek bu kadar zor olamazdı.

"Dıt,dıt,dıt."

40 saniye kadar sonra koşar adımlarla yanıma gelen Arda'yı gördüm, ne ağlıyor muydu o.

~~~

Oturduğum kısmın camını açtım havanın soğukluğuna aldırış etmeden.

"Şimdi bana neler old..."

"Hayır şu an değil Arda,lütfen canım"

"Peki canım, senin iyi hissedeceğin bir yere gidiyoruz"

Gözlerimi kapattım uyumak istiyordum, bunca yorgunluk, insan eksikliği, sevgi eksikliği artık ağır gelmişti bana. Yokluğunu hissettiğim o kadar çok insan var ki...

"Canım peçete ister misin ?"

"Hıhı"

Hemen bana arabanın önündeki pecetelerden bi kaç tane kopartıp verdi. Arda' nın sanki bana karşı bir şey desede yapsam tavrı beni öldürüyordu ,iyi ki vardı. :)

"Seren, Seren, Seren, hadi uyan canım."

Sesler uğurundan netleşmeye başlamıştı, rüyada gibiydim. Elimi gözlerime götürdüm,

" Tamam tamam, Benim dersim vardı olamaz, ya şimdi ben eğer o derse giremezsem neler olacağını tahmin bile edemezsin, şimdi giremedim ya diğer günlerde öyle girmedim diye yazacak o man kafalı hoca, bak Arda okula yetişmemiz lazim hemde hemen, hem ben biliyordum böyle bir şey ola..."

"Seren, yeter "

"Saat kaç?"

"5"

"Offf off "

Dışarıya baktığımda hava çok güzeldi bulutdan eser yoktu dışarıda, buraya daha öncede geldiğimi hatırladım.

Sadece özel yapılmış bir kısım, uçsuz bucaksız gibiydi, yemyeşil çimenler, u şeklinde en az 300 metre olan süs havuzları, ufak ufak tepeciklerin üzerinde ki oturma yerleri, ağaçların tepesindeki yapma kuş evleri ve içindeki kuşların muazzam sesleri, az ilerde akan şelale sesi ve o şelalenin görünüşü, sanki yağmur sonrası toprak kokusu gibi bir koku...

Gözlerimi kapatıp havayı içime çektim 7,8 saniye tuttuktan sonra bıraktım.

"Mükemmel değil mi ?" Diyen Arda'nın sesiyle irkildim.

AFFEDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin