-16-

53.6K 2.5K 133
                                    

Genç kız, sinirle kapıyı çarpıp çıktığında ağlamamak için kendini sıkmak zorunda kalmıştı. Kocasının bencilce davrandığını düşünüyordu. Eğer ameliyat olur da sakat kalırsa nasıl bir yaşam süreceğini düşündü. Arslan her zaman onun yanında olurdu. Bunu biliyordu ancak yine de böylesi kötü bir durumu yaşamak istemiyordu.

Ömür boyu eksik yaşama riskinin olduğu bir ameliyata girme kararını vermek kolay değildi.

Aşağı indikten sonra evdekilere görünmeden dışarı çıktı. Deniz havası almanın iyi geleceğini düşünmüştü. Birkaç adım ilerlemişti ki, arkasından gelmek üzere hareketlenen korumaları eliyle durdurup yalnız kalmak istediğini söyledi.

Rüzgâr bedenine çarparken ağır adımlarla sahilin yolunu tuttu. Zihnini zorlayan soruları düşünmek istemiyordu. Ellerini ceplerine saklayıp yürümeye devam etti.

Aradan geçen birkaç dakikada sahile ulaştığında kenardaki banka oturup sonsuz maviliğin huzurunu içine çekti.

İyot kokusu genzine doldukça rahatladığını hissediyordu.

Çok kısa bir an için kendisini kocasının yerine koydu. Eğer onun yerinde olmuş olsaydı belki bu ameliyatı olmasını isterdi ancak onu buna zorlamazdı.

Saatler birbirini kovalarken yaptığı tek şey öylece oturup denizi izlemek oldu. Aradan ne kadar geçmişti bilmiyordu. Yanına oturan adamı fark ettiğinde kısa bir süre ona baksa da bakışlarını tekrar önüne çevirdi, ta ki adamın sesini duyana kadar.

"Terk edildin galiba."

Adamın küstahlığından hoşlanmamıştı. Terk edilmişti ya da edilmemişti onu neden ilgilendiriyordu ki?

Şaşkın bakışlarını adama çevirirken, "Efendim?" dedi.

"Diyorum ki sevgilin terk etti galiba. Fazlasıyla üzgün ve sinirli görünüyorsun."

Sakinliğini daha fazla koruyamadı. "Pardon da size ne bundan? Ayrıca ben evliyim. Terk eden falan olmadı yani."

"O zaman aldattı."

Ya sabır diye geçirdi içinden. "Yok öyle bir şey!"

"Neden bu hâldesin o zaman?"

"Sana ne arkadaşım?"

Onunla daha fazla muhatap olmamak için diğer tarafa döndü. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından yine aynı sesi duydu. Adamın vazgeçmeye niyeti yok gibiydi.

"Beş ay oldu."

"Pardon?"

Adam ısrarla devam etti. "Tam beş ay önce kaybettim onu."

Genç kız sessiz kaldı. Sevgilisinden ya da karısından bahsediyor olmalıydı.

"Hayata küstüm. Her şeyi, herkesi bir kenara attım. Ama ne yaptıysam ne onu ne de acısını içimden söküp atamadım." Defne'nin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Bedenini yavaşça yanında oturan adama çevirdi.

"O yüzden yapma. Kimseyi kendi acınla baş başa bırakma."

"Ne?"

Kurduğu son cümleyle kesinlikle kendisini tanıdığına emin olmuştu. Bu adam her kimse kesinlikle Defne'nin hastalığını da ameliyat olmayı kabul etmediğini de biliyordu.

Genç adam, onun sorgulayan bakışlarına karşılık sakin bir tebessümde bulunup elini uzattı.

"Serdar Tunçbilek."

Adamın elini usulca sıkarken, "Defne Ural." dedi tereddütle. "Benim kim olduğumu bilmiyorsun değil mi?"

Genç kız, başını usulca iki yana salladığında Serdar, teslim olurcasına ellerini havaya kaldırdı.

Senden Başka Yok || Berna AslıhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin