Tanıtım Düzenlenmiştir.
" Senin sorunun ne biliyor musun ? " dedi bana doğru birkaç adım atarak. Yaklaştığı her saniye içimdeki korku alevleniyor, kanın damarlarımdan çekildiğini hissediyordum.
Onun adımlarını takiben ben de her bir adımında bir adım geriye atıyordum ve aramızdaki mesafe kendini korumaya devam ediyordu.
" Neymiş ? " dedim. Her ne kadar engel olmaya çalışsamda sesim korkmuş sokak hayvanları gibi çıkmıştı.
Büyük bir adımda bana ulaştı ve kollarımı tuttu. Elleri, yüzü her şeyi simsiyahtı. Kendini benden saklıyordu. Sesi bozulmuş bir telefonla konuşuyormuş hissini yaratıyordu. Netti ama tuhaftı.
Dudaklarıma doğru eğilirken gülümsediğini hissettim. Nefesi yüzümün her bir metre karesinde dans ediyor gibiydi. İstersem yüzündeki maskeyi tek bir hamlede çıkartabilirdim ama korkuyordum. Bedenimin her yeri titriyordu. Tuhaf olan benim aksime o hiç korkmuyordu. Hareketleri cesurcaydı. Oysa ben kor gibi yanıyordum.
" Benden nefret ettiğini söylüyorsun ama beni seviyorsun. Sana dokunmamamı söylüyorsun ama dokunmam için sabırsızlanıyorsun. Aslında evet. Sen beni sevmiyorsun, sadece bensiz olamıyorsun." dedi.
Ben. Afra Aktaç. Hiç tanımadığım bu adamsız olamamak mı ?
" Sen. " dedim yüzümdeki alaycı gülümsemeyle. Yüzündeki karanlığa rağmen sanki onu görebiliyormuşum gibi baktım.
" Bana kendini göstermeye cesaretin var mı ? " aslında soru ' Seni görmeye cesaretim var mı ? ' olmalıydı.
Acı dolu gülüşü kulaklarımı doldurdu, tüylerimi diken diken etti.
" Peki ya sen ? " dedi bana iyice yaklaşarak.
" Hiç tanımadığın bu adama aşkını itiraf etmeye cesaretin var mı ? "
Kendine fazlasıyla güveniyordu ama ben tanımadığım bu adamdan sadede nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES#Wattys2016
Teen FictionÖylece durmuş ona silahı uzatıyorken kanın damarlarımda akışını, her bir hücremin küllerinden yeniden doğduğunu hissediyordum. Silah namlusu alnımın tam ortasındayken bana kattıklarını, kendini benden acımasızca alışını izliyordum. Sessizdik. Ve be...