2.SSAYH

351 149 30
                                    

"Gel."

İçerden gelen boğuk ses ile kapıyı açtım ve içeri girdim. Karşımda, saçlarına ak düşmüş, yüzündeki buruşuklarla tam da mesleğini yansıtan doktoruma baktım. Yüzündeki gülümseme ile ayağı kalkıp "Günaydın Gamze," dedi.

Bende yapmacık bir gülümseme ile elini sıkıp "Günaydın Hasan Bey," dedim ve kahverengi deri, divan koltuğuna uzandım.

Doktorun masası biraz geride kalırken, benim manzaram da eskitme işlemeli bir  kütüphanelik ve bir sürü Hipokrat ile ilgili kitaplar vardı, dışarı bakan uzun camın yarısı ve küçükte olsa görüntüsünden taviz vermeyen bir şamdanlık vardı. Onun dışında açık krem rengine sahip duvar kağıdıyla kaplanmış bir odanın duvarı gözüküyordu.

"Evet Gamze," bu lafı demesiyle, hemen içim boğulmaya başlamıştı bile. "Nasılsın?"

Dedikleri ile suratımı görmese de yüzümdeki kasların gerilip istemsizce gülümsememi sağlamıştı. "İyiyim Hasan bey, peki ya siz nasılsınız?"

O da kendince doğal gülümsemesini yaptığı bir olay canlandı kafamda. "Teşekkür ederim, iyiyim. Anlatmak istediğin bir şeyler var mı? Kafana takılan, seni boğan ya da düşündüren her hangi bir şey.." diyerek sustu bir süreliğine.

Bir an beni boğan sensin demek istedim ama sadece çenemi kapatıp sessizliği dinledim. "Açıkcası artık yorulduğumu hissediyorum. Zevk almıyorum hayattan,"

"Mesela?"

"Mesela, insanlar bana çok yapmacık geliyor. Hepsinin suratında bir gülümseme bir kahkaha var. Ve bu bende negatif etki yapıyor,"

"Demekki mutlular. Sen de mutlu olabilirsin, Gamze. Sadece bu düşünceni çürütmen gerekli,"

Sessizce kıkırdadım. "Ben mutsuzum demedim. Onlar boş yere bu kadar mutlular. Güzel bir kaç kelimeye hemen aldanıp mutlu olan onlar,"

"Doğru, fakat deneme yanılma yapmadan bunu da bilemeyiz. Denemekten ne kaybederiz ki?"

"Çok şey kaybederiz."

Bir süre ara verdik konuşmaya. Tahminimce Benim verdiğim cevapları not alıyor olmalıydı.

"Biraz farklılığa ne dersin Gamze?"

Tek kaşım olayı sorgularcasına, yukarı doğru kavislendi. "Ne gibi?"

"Adı üstü. Farklı. Misal, yeni bir ortama girebilir ve insanlarla kendin arasında iletişim kurabilirsin."

"Senin anlamadığın nokta bu, insanlara yaklaşma girişiminde yapamıyorum. Yapmacık geliyorlar. İticiler ."

"Neden yapmacık geliyor peki, söylesene?"

Bir an sustum ve ne yapmaya çalıştığını düşündüm. Zorlandığım konuyu kendime itiraf etmemi sağlıyordu. Onu amaçlıyor. Ve başarıyordu da .

"Burda doktor olan kişi sensin. Bildiğin bir şeyi neden tekrar ediyorsun?"

"Evet ben doktorum, ve görevimi yapıyorum şuan."

"Peki," deyip sustum.

"Tamam. Başka konudan konuşalım, ne dersin." . . . . "Konuyu sen seç istersen," dedi.

Seni Seviyorum; Anlatma, Yaşat ve Hissettir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin