13.SSAYH

176 60 1
                                    

Gamze Gündoğdu

Sevgilim..,
Bana dünyanın en büyük acısını yaşattın sen. Gün be gün öldüm seni sevmeye başladığım günün ilk andan itibaren. Ama sevgilim, bir daha gelseydim dünyaya yine seni severdim.., canlı canlı, çürüyeceğimi bilsem de..,

Peki bu, ölüm olmaz mıydı sevgilim?

Ben o gün, bir şarapnel parçası olup, vücudunun herhangi bir yerine saplanmayı diledim. Ben o gece, bir bıçak olup seni hayata tutan incecik damarlarını parçalamayı istedim, sen, benim dışımdaki herkese bakarken.

Ama sonra dedim ki;
Üzülme'
çaba gösterdikten sonra
Olmadı diye üzülme
Bilemem ki..,
Keşkelerimin de 'iyi ki' olacağı günlerde gelecek.

İşte, okuyucu, sokak kedisi gibiydik. Nerede şefkat görsek orada kalasımız geliyordu.

Ama sonra, bu koskoca dünya da bir tek sana inanmıştım. O kadar inanmıştım ki bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değilim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmem imkan olmadığını hissediyorum. Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana bile duyduğum bu kırgınlık, âdeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.

Öyle kötü hissettirdin ki, o akşam bir yara olmak, bir yara olup 'bir iz bırakmak, hatırlanmak istiyorum, beni dikmeyin orospu çocukları' diye bağırmak istedim.

Ama sonra durdum, ve düşündüm biraz. Daha seninle yapmamız gereken, yaşamamız gereken anılarımız olacaktı.

Tüm günahları paylaşmalıyız seninle,
Rakıyı aynı bardaktan,
Küfrü aynı ağızdan etmeliyiz.
Korkuyorum, çünkü;
Ya farklı cehenneme gidersek?

Sonra yine düşündüm;
ben sayfalar dolusu yazarım yazmasına, lâkin sen bunları okuyunca aklına ben gelmeyeceğim. Bu, sana yazmaktan çok acıtıyor.

Farkediyor ki insan, sevmek; acı vericiydi. Bu yüzden kalbi olanlar mâziye, çekilmişti.

Kalplerini saklamışlardı, sırf başkası tarafından zarar görmesin diye. Kendilerini cesurca soğuk yalnızlığa atmışlardı. Sevgisizlikten öleceklerini bilseler dahi, kalp ağrısından daha hafif olduğunu düşünüyorlardı.

Ben de öyle düşünüyorum, aslında. Mutlu olsam da inanasım gelmiyordu. Pek inandırıcı değildi. Her konuştuğum insan ya da yaptığım iş ile sanki biri beni arkamdan bıçaklayacak ve bu zayıflığımdan faydanacakmış gibi  gibi hissediyordum.

Düşüncelerime son verip fotoğrafları sakince kutuya koyarken elime bir fotoğraf geçti. Gülümsemişim.

Bir an fotoğraftan imrenmiştim. Tekrar gülümseyememek, kalbimin kuruduğunu hissetmeme sebep olmuştu. Acı bir gerçekti.

Gülümserken gözlerim kısılmış, bu sayede yanaklarımda kırışıklık vardı, ama gülümsediğim için bu beyaz, sıralı dişlerimin daha güzel gözükmesini; gülümsememi daha da mükemmel yapmıştı.

Kafasını omzuma koymuş ve o da benim gibi sıralı dişlerini göstererek gülümsemişti.

Fotoğrafın arkasını çevirdim: Sadece sana gülümsüyorum -KK-

Gözlerim yanmaya devam ederken fotoğrafı yanına koyup diğer fotoğrafları içine doldurdum ve kapağını kapatıp kilitledim. Kilidini kutunun üstüne koyup yatağın altına koyarken bir süre yerde dizlerimin üstünde durdum.

Seni Seviyorum; Anlatma, Yaşat ve Hissettir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin