6. bölüm

522 29 33
                                    

"Anne? Baba? Ama... Siz..." diye durakladım. Annem eliyle gözyaşlarını sildi ve bana baktı.

"Yakışıklı oğlum benim, canım oğlum!" dedi ve yanıma koşup sımsıkı sarıldı.

Babam girdi araya...

"Koçum benim be, ne adam olmuşsun!" dedi ve kalıbı yüzünden annemide benide arasına alıp ikimize birden sımsıkı sarıldı. 

Çok mutluydum... 2 sene ya! 2 senedir görmüyorum şu güzel insanları!

Biraz kaynaştıktan sonra dayım araya girdi.

"Eee sürprizimiz bunlarla sınırlı değil." dedi.

Şaşırdım daha başka ne olabilirki, düşünemiyorum açıkçası.

"Annen ve baban 1,5 ay burada, yatılı kalacaklar!" dedi ve gülümsedi.

Annem ve babama yine sarıldım.

Ben aileme çok bağlı bir insanım açıkçası. Bu yüzden böyle sarılıp ediyorum. Yoksa pek sık yaptığım birşey değildir. Annem ve babam iş için Almanya'nın popüler ili Frankfurt'a gitmişlerdi. Yaklaşık 2 senedir görmüyordum, bu benim için büyük bir sürpriz oldu. Hayatımda bin sevgilim olsun, bir tane anam etmez! Hani herkes bilir ya, o ana yüzü, masumluğu insana enerji katar, sevgi katar.

Dayım söze yine girdi.

"Hadi koklaşmanız bittiyse salona geçelim anlatıcak çok şey birbirimize değilmi?" dedi gülümseyerek.

Salona geçer geçmez, oturur oturmaz annem başladı.

"Oğlum sevgili işleri nasıl gidiyor he?" diye sordu. 

Gülümsedim.

"Sorma anacım hayat işte yuvarlanıp gidiyoruz." dedim.

Babam sıkılmış bir suratla bana döndü.

"Oğlum bırak şimdi karıyı kızı. Dersler nasıl, problem varmı?" diye sordu. 

"Yok baba ondada yuvarlanıyoruz problem yok." dedim.

Babam biraz düşündü ve gülümseyerek baktı.

"Oğlum bune böyle, topmusun sen lan her boka yuvarlanıyorsun." dediğinde hepimiz kahkaha attık. 

Annem hariç.

"Yaşar! Sana böyle konuşma diye kaç kere söyledim!" dedi kızarak.
Babam gülümseyerek "Ya bi dur gülüm oğlumla hasret gidiyoruz." diye karşılık verdi.
Birkaç dakika geçti ve telefonuma mesaj bildirim sesi geldi. Elif'ten gelmişti.

Biscoman hastaneden çıktın değilmi? Sorun yok?

Gülümseyerek telefona baktım. Ahh bu kız ne düşünüyor beni. Cevap yazdım.

Yok Elif, düşündüğün için teşekkür ederim. İyi bir insansın.

Birkaç dakika bekletti sonra telefona yeniden bildirim sesi geldi.

Ya bırak bunları, tabiki seni düşüneceğim Biscoman. Neyse buluşmak ister misin?

Biraz durakladım. Babamlar gelmişti, gidemezdim. Ayıp olurdu. Ama kız beni çağırmış ya kırmayayım.

Babamlar konuşurken araya girdim;

"Baba ufak bir işim çıktı sonra devam edelim mi?" diye sordum.

"Tamam oğlum dikkat et. Erken gel eve annenin yemeklerini özlemişsindir." dedi gülerek.
Dilimi ağzımda dolandırdım.

"Özlememmi be anacım ya!" dedim ve kapıdan dışarı çıktım. Elife mesaj çektim.

Nerede buluşalım civciv?

Daha dur bismillah derken direk mesaj geldi.

Kes şunu :) Neyse boğazdaki Sturbucks'a gel. Ben bekliyorum seni.

Nerden biliyordu geleceğimi? Ne akıllı bu kız ya!

Sturbucks'a giderken Deniz'i gördüm.

"Oo yakışıklı nereye böyle?" diye sordu. 

Gülümsedim ve cevap verdim.

"Elif çağırdı görüşmek istiyormuş, ona gidiyordum." dedim.

Kızgın bir yüzle baktı.

"Şimdi Elifi bırakta... Senin bugünlerde boş bir günün varmı?" dedi dudağını yavaş yavaş ısırarak.

"Hmm, olabilir neden sordun?" dedim anlamamış rolü yaparak.

"Ya şapşal anladın sen. Telefonumu al, konuşuruz yakışıklı." dedi ve elime bir kağıt parçası verdi. Kalçasını göstere göstere bir restorana doğru yürüdü. İyide bu berk ile çıkmıyor muydu? Bana niye yürüyordu? Orospu sanırım kız.

Sturbucks'a geldiğimde Elif'in saçları rüzgar vasıtasıyla dalgalanıyordu, güneşe bakarken masmavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Dudakları da dolgundu, çok güzeldi... 

"Hey... Hey... Cenk? Gelsene yanıma, hey!" diye seslendi.

Dalmıştım sanırım bu güzelliğine, lanet olsun. 

"Ahh pardon Elif, dalmışım kusura bakma." dedim.

Elif şaşırmış bir yüz ifadesiyle baktı.

"Yoo mühim değil. Hayırdır noldu? Birşeyemi takıldı kafan?" diye sordu.  

"Yok birşey yok, bir anlık dalgınlık işte." dedim.

Elif biraz oturdu düşündü. Birkaç dakika sonra garson geldi.

"Birşey istermisiniz? Beyfendi? Hanımefendi?" dedi.

Elif tam söyleyecekken araya atladım.

"Biz iki Türk kahvesi alalım" dedim.

Elif 'napıyorsun?' bakışı attı.

"Tabi efendim, şekerlimi olsun, sa-" derken sözünü kestim. 

"Ben şekerli, sen?" dedim Elif'e.

"Bende sade alayım garson bey." dedi.

Garson gittiğinde yanıma yaklaştı. 

"Noldu? Neden böyle yaptın?" diye sordu.

Bende güldüm.

"Şimdi sen kızsın ya. Her boku istersin, yanımdada para yok doğru dürüst. Elindekiyle geçinin Elif hanım." dedim ve ikimizde gülmeye başladık. Mutluyduk ya, sevgiliden ziyade iyi bir arkadaştı.

Yaklaşık 2-3 saat sohpet ettikten sonra kalktık. 

"Ben eve gideyim artık annemler geldide ayıp olmasın." dedim.

"Tamam selam söylersin, görüşürüz." dedi gülümseyerek.

"Görüşürüz" diye karşılık verdim.

Eve giderken benle kavga eden o beş kişiden ikisini gördüm. Yanımdan geçerken hiç sesi soluğu çıkmadı ikisininde. Tabiki arkaları boş olunca bir bok yapamadılar.

Eve gittiğimde anamın nefis yemek kokuları geliyordu.

Yemekte sarma, mercimek çorbası birde patates yemeği yapmıştı. Ben afiyetle yemeğimi yerken. Mesaj geldi, Eliftendi.

Cenk beni evimden alırmısın. Senle konuşmam gerek, kendimi çok kötü hissediyorum.

Korktum, acaba birşey mi oldu? Başına birşeymi geldi? Cevap yazdım.

Neden ne oldu Elif bir sorun mu var?

Yaklaşık 20 saniyede cevap yazdı.

Ya gel lütfen. Benim için.

Mesajı görür görmez babamdan ve annemden izin isteyip dışarı koşar adımlarla çıktım. Arabayı aldım son sürat evine gittim. Geldiğimde kapının önünde oturmuş beni bekliyordu. Beni görünce ağlayarak yanıma yaklaştı.


Kördüğüm Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin