8. bölüm

446 27 14
                                    

Herkes derse geçti. Elif yanıma oturdu. Yaklaşık 10-15 dakika geçti ama hoca hala sınıfa gelmemişti. Biz de herhalde ders boş diye arkadaşlarla laflamaya başladık.

Efe yanıma geldi ve gülümseyerek "Kanka Deniz senden hoşlanmış ama dikkat et orospu gibi bir kız o, çıktığı her erkeğe veriyor, bunu bil." dedi.

Bende pek umursamayarak "Kardeşim verecekse zevkle tatmin ederiz. Ama öyle çıkmalarla olacak iş değil." dedim.

Kerem, Efe, ben, kahkaha atmaya başladık.
"Siz ne konuşuyorsunuz yine beyler?" dedi arkadan birisi.

Kafamı çevirdiğimde Deniz'i gördüm. Deniz güzel kızdı aslında ama bir gecelik bir görseli vardı.
"Hiiç, arkadaşlarla laflıyorduk sende kendi grubuna gitsene." dedi Kerem.

Deniz güldü "Benim ismim geçti ama neyse. Cenk bu arada ben seni arayacağım bu hafta içinde." dedi.

Ben daha cevap veremeden yanımızdan gitti.

Kerem "Kanka harbi verecek la bu kız sana." dedi gülerek.

Zil çalmıştı. Hoca içeri girmişti. Sınıfın kargaşasını durdurmak için elindeki tahta kalemini tahtaya vurdu. Bu da işe yaramayınca "Sessiz olun!," diye bağırdı. Öğrencilerin hepsi hocaya doğru dönünce, görsel hocası konuşamaya başladı.

"Evet arkadaşlar, tıpkı müzik dersi gibi bu derstede turnuvaya yazıldık, konu şöyle;
Müzik öğretmeniyle anlaştık ve bir karara vardık. Bizde Türkçe Rap başlıklı bir çalışma yapacağız!" diye bağırdı.

Lan harbi bu hocalar taşşak geçiyor bizle. Başka temalı kullansak ne olacak? Tamam Rap'i severim, hemde fazlasıyla ama garip geliyor. Zaten bu okulda garip.

Birkaç ders daha sonra, eve geçtim. Dayım beni görünce yanıma geldi, ondan önce söze başladım.

"Dayı, anamlar nerede?" dedim etrafıma bakınarak.

"Bende sana onu diyecektim koçum. Annenler acil bir işi çıktı diye Frankfurt'a geri döndüler." dedi.

Merak etmiştim neden bukadar çabuk gittiler acaba?

"Tamam peki dayı. Yeni mi bindiler uçağa?" diye sordum.

"Evet yeni bindiler, onlar inince seni arayacaklar." dedi.

Özlemiştim aslında, bir iş bukadarmı mühim? Annem kolay kolay gitmez benim yanımdan normalde. Babamdan da şüphelenmiştim aslında bir problem olabileceğini, sürekli gözü telefondaydı. Neyse yapacak birşey yok, telefon bekleyeceğiz mecbur.

Kötü bir gündü ama her Elif'i aklımdan geçirdiğimde bütün sorunlar gidiveriyor hemen. Telefonumu elime alıp Elif'in Facebook sayfasında göz gezdirdim. Fotoğraflarını düzgün ve usturuplu bir şekildeydi. Demekki kaşar veya orospu değildi. Zaten öyle olmadığıyda belliydi. Ama denizin Facebook sayfasına baktığımda her tarafı açık, südyeniyle fotoğraf çektiren bir kaşar görüyordum. Deniz'in sayfasını dolaşmaya devam ederken Messenger'dan mesaj gelmişti. Denizdendi.

Merhaba yakışıklı çocuk. Uygun olduğun bir vakit görüşelim olur mu? Önemli birşey var.

Mesajı okuduktan sonra bi 30 saniye ne olabilir? Diye düşündüm. Ve devam ettim.

Hayırdır Deniz? Bir sorun mu var?

Yaklaşık 3 dakika sonra geri mesaj geldi.

Var işte ya. Sen gel buraya anlatırım.

Mesajı attıktan sonra yarın boş olduğumu hatırladım.

Tamam yarın okul çıkışında gideriz bir Câfe'ye, konuşuruz.

Mesajı attığım anda mesaj geldi.

Câfe değil, bizim eve gideceğiz. İtiraz istemiyorum. Mesaj da atma.

Düşündüm ve 'tamam' diye mesaj attım.

Denizin ağzından

Bu Cenk denilen çocuk fena yakışıklı. Benim olmalıydı. Bu yüzden onu 'önemli birşey konuşmamız lazım' diye yanıma çağırdım. Aslında neler yapacağımı bilmiyordu. Yatıcaktım onunla. Hangi erkek dayanır ki? Onu bir yanıma çağırayımda bir şekilde gecemi onunla geçireceğim. Şu ana kadar hiçbir erkek bena karşı koyamadı ve Cenk şuana kadar gördüğüm en taş erkek.

Şu Elifinde işini bitirmeliydim! Sürekli Cenk ile geziyordu. Elif, Cenk ile ilişkiye girmeme engel olabilir. Bu yüzden birşeyler planlamam lazım. Ya bu okuldan gidecek, yada onu Cenk'ten uzak tutacak birşey yapmam lazım.

Evet Cenk okula hoşgeldin ve yatağıma...


Kördüğüm Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin