Nasıl lafa başlanır bilemiyorum ve yaklaşık olarak 10 dakikadır öylece ekrana bakıyorum. Kötü Çocuk. Bendeki yerini asla anlatamayacağım bir kitap. İlk başladığım günü hatırlıyorum da ertesi gün okul olduğu halde sabahlamış ve gözlerim şiş bir şekilde okula gitmiştim. Ve Meriç. Ah, onu cidden anlatamam. Düşününce bile bir garip oluyorum. Kitaptaki bir karakter nasıl böylesine sevilir hiçbir fikrim yok ama hani deli olmak tabiri vardır ya işte aynen öyleyim. Deli oluyorum. Ona karşı olan sevgim sanırım hiçbir alfabe ile anlatılamaz. Yani hani birini çok seversiniz, kalbiniz ağrıyacak kadar, içinizin içinize sığmayacağı kadar işte aynen öyle.
Sulu göz bir insan olmamın yanında bu kitaba da başlayarak daha duygusal biri oldum sanırım. 1.kitabın neredeyse her bölümünde ağladığımı hatırlıyorum. Ağlamam için hüzünlü bir şeyin olması bile gerekmemişti. Sadece, ağlamıştım işte. Kötü Çocuk çok başka. Finalini hatırlıyorum da benim için dayanılmazdı. Günlerce tekrar, tekrar ve tekrar okuduğumu hatırlıyorum. Her gün okuldan geldiğinizde yeni bölümün geldiğine dair bildirim alıp deliler gibi sevindiğiniz bir kitabın bitmesi inanın bana berbat bir duygu oluyor. Saatlerce ağlamıştım. Bir zamandan sonra Büşra'ya mesaj atmaya karar vermiştim tabii. 2. bir kitap ya da hiç olmadı ara sıra kesitler.. Ve o gün, 2. kitabın çıkacağını öğrendiğimde deliye döndüm. Benim için inanılmaz bir sevinçti.
Belki aranızda bilenler vardır bir bölümünde Büşra multimedia kısmına Nil Karaibrahimgil'in Ruhum Desen Desen şarkısını koymuştu. Sanırım Meriç'i en net anlatan kelimeler o şarkıda toplanmış. Eğer hala aranızda dinlemeyenler varsa şiddetle öneririm. Kötü Çocuk final olduktan sonra her gün okula giderken o şarkıyı tekrar tekrar dinledim. İnanın bana insanı daha da çok depresyona sokuyordu. Şarkıyı dinlerken az ağlamadım. O şarkı kesinlikle Meriç'in tanımı. AŞKIMERİÇ'in. Eğer beni bilenler varsa Kötü Çocuk'a yaptığım her yorumda bu kelimeyi kullandığımı bilir sanırım. Bana özgü bir şey hava atmak gibi olmasın da ^.^
Benim için Kötü Çocuk okumak demek, yeni bölümün geldiğini ilk gördüğünde ağzının kulaklarına kadar varması ve bölümün sonlarına doğru sulu gözlülüğünün devreye girmesi demek. Kısacası, Kötü Çocuk benim için vazgeçilmez. Evet sanırım doğru kelime bu. Vazgeçilmez.
Bazen Wattpad'i keşfetmeyip Kötü Çocuk ile tanışmadığımı düşünüyorum da cidden benim için büyük bir kayıp olurmuş. Hem de fazlasıyla. Eğer Kötü Çocuk'u okumamış olsaydım, okulda ki en yakın arkadaşımın başının etini final olunca 'Ben Kötü Çocuk'u çok özledim. Meriç'i çok özledim. 2.kitabı çıksın vs.' diyerek yiyemezdim sanırım. En yakınlarım çok iyi biliyor ki Vini'ye aşığım. Aşık olmamak mümkün değil zaten, çocuğun gördüğünüz üzere yürüyen bir fondüden farkı yok.
Burada ne kadar uğraşsam da Kötü Çocuk'un bendeki değerini yada mükemmelliğini anlatamam. Sanırım buradan Büşra Küçük'e milyonlarca kez böyle bir hikayeyi bizimle paylaştığı için teşekkür etsem az kalır. Biraz olsun kendim için Kötü Çocuk'un ne demek olduğunu açıklamaya çalıştım. Umarım bunu başabilmişimdir.
Son olarak Büşra Küçük'e ve bütün Kötü Çocuk'lara buradan koskocaman öpücüklerimi yolluyorum.