Ayakkabımı giyip kapıdan çıktım. Okul yaklaşık iki yüz metre falan ilerdeydi. Yürürken tanıdıklara selam veriyordum. Kimileri nereye gittiğimi soruyordu. Yaklaşık yirmi dakikada okula ulaştım.
Bahçeden geçip okulun kapısından girdim. Fen sınıfına yöneldim.Fen hocasına çok gıcık kapıyordum. Adam hep kendinden emin konuşup, çoğunlukla gizli laf sokardı. Gerçi o farketmeden bende ona sokardım. Bir keresinde anlamış ve kaşlarını kaldırıp beni baştan aşa süzmüştü. Süzmesi boşunaydı gerçi. Çünkü süzmeye başladığı anda, laf soktuğundan habersiz kız tavrına bürünü yordum. Sonunda gelmiştim. İçeri girdim.
Selda eline makas almış bir şeyleri kesip biçmekle meşguldü. Kumsal aramızda en güzel yazıya sahip olduğu için bir yere bakarak bir şeyler yazıyordu. Nehir'se kime hangi malzeme lazımsa getiriyordu.
İçeri girdiğim anda hepsi bana baktı. Kumsal gülümseyerek ''İşte şimdi tamamlandık.''dedi.
Gülümseyerek yürüdüm. Önünde bir düzine A4 kağıdı ve kalem olan sıraya oturdum.
''Görev ve yapılacaklar kağıdını yaptınız mı''
''Hayır yapmadık. Bu yüzden herkes iyi olduğu işleri yapmaya başladı.''dedi Nehir.
Gülümseyerek üçünün elindeki işlere baktım. Aralarında en iyi olduğu işi yapan sadece Kumsal'dı. Sınıfın çoğu Selda'nın eline makas almaması gerektiğini bilirlerdi. Hemen işlere el atmam gerektiğini anladım. Bir kalem seçip kağıda yapılacakları sıralamaya başladım.
''Bence ilk olarak yazıları halletmeliyiz. Çünkü kartonun boyutunu önceden ayarlarsak yazıların çokluğu ya da azlığından sorun yaşayabiliriz. Kumsal yazıları yazarken bizde ona hem gerekli eşyaları temin edelim hemde onun projemizle ilgili yazması gereken yazıları bulup, düzenleyip, ayrıştıralım. Sonrada yazıları desteklemek ve süslemek amaçlı fotoğraf bulmalıyız. Selda teknoloji kızı olarak bur da sen devreye giriyorsun.
Kanka ilk önce Kumsal'ın yazdığı yazıları okuyup sonra onlara uygun fotoğraflar bulup yazıcıdan çıkartırsın değil mi?''diye sordum.
Selda bana -evet- der gibi kafasını salladı. Bende ,tam sözüme devam etmek için ağzımı açmıştım ki, fen sınıfının yanındaki laboratuvar odasından büyük bir patlama sesi geldi. Ses tütün okulda büyük bir gürültüyle yankılanmıştı.
Okulun içindeki yankı bittikten sonra içerden birkaç camın kırılma sesi daha geldi. Bir iki dakika geçmeden müdür ve birkaç öğretmen kapıda belirdi.
Müdürü fark eder etmez oturduğum sıradan kalkmıştım. Nolduğunu anlamaya çalışan gözlerle sınıfı incelemeye başladı. Benimle göz göze geldiğinde yüzü kıp kırmızı kesildi.
Gerçi beni suçlu sanmaması için bir sebep yoktu. Bu yıl laboratuvar üç kez tadilattan geçmişti. İkisi benim sayemdeydi. Bir anda geri bir adım sıçrayıp ellerimi boynumun hizasında yukarı kaldırdım ve
''Ben yapmadım. Ben masumum''dedim.
Sadece bunları söyleye bilmiştim. Sözümü bitirir bitirmez laboratuvarın kapısı hızla açılıp yüz seksen derece açı izleyerek duvara çarptı. Bu sırada siyah dumanlar eşlinde kızların bana yakıştırdığı çocuk; Bulut çıktı. Bir eli ağzında diğer eli ise kapı eşiğinde iki büklüm olmuş öksürük nöbeti geçiriyordu.
Siyah dumanın tavana ulaşmasıyla yangın zili çalışmaya başlamış, hemen ardından da yangını söndürmek amaçlı binalarda tavana kurulan yangın fıskiyeleri çalışmıştı.
''BIKTIM İKİNİZDEN!!!''diye kükreyen bir ses duyuldu. Bulut'la aynı anda kafamızı çevirip müdüre baktık. İkimize de baktıktan sonra yangın alarmını ve fıskiyesini kapatmak için kapının önünden ayrıldı. Yanında gelen diğer öğretmenlerde peşinden gitti. Üç dört saniye kapıya bakakaldıktan sonra Bulut kafasını çevirip bana baktı. Bende hemen ardından ona baktım.
Bir anda kahkağa atmaya başladım. Müdürün yüzü aklıma geldikçe kahkağalarım mümkünmüş gibi daha da güçlü bir sesle çıkıyordu.
Yaklaşık beş dakika sonra kahkağalarımı konturol altına alıp küçük kıkırtı haline getirdim.
Hala kıkırdarken oflayarak, kahkağa atmaktan ağrıyan karnımı kollarımla sardım.
Bulut bana açıklayamadığım bir şekilde bakıyordu. Sanki evrenin sonunu getirmiştim. Bana neden böyle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRENİN TANRIÇASI
Action17 yaşında genç bir kız. 18 yaşında genç bir delikanlı. Yapıldığı sırada, bir hatayla bozulan aşıksızlık mührü büyüsü !!! Gözlerden saklı bir aşk. Gezilcek yerler. Her şeyin karşında saygıyla eğilmesi. İyiliğin kötülükle olan savaşı. Saklanması gere...