''birinci gün''

260 12 1
                                    

Bugün/Yalnızlık Saati/201..

Onsuz bir gün daha yatağımın soğuk tarafından kalktım bugün. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Göz kapaklarımı açmakta güçlük çekiyorum. Pencerem açık kalmış,rüzgar uğultusunu duyuyorum bir yerlerde. Nereden geliyor bu ses? Sanırım o gün.. Hatırlıyorum hala,unutamadım. Yağmur yağıyordu,gökyüzü nasıl üzdüysen kalbinden bırakmıştı,kendini unutup bir acı yaşamaktaydı. Sen yoktun. Habersizdin! Haberin yokken bile üzülmeni istemiyordu. Çok güzel yağıyordu be. Ağladığıma ne kadar değmişti biliyor musun? İki günlük sevgim ikimizin arasında sıkışıp kalmıştı. Ne sen alıyordun kendine ne ben.. Ben hep sen al diye ittim sevgimi.. Sonunda ortalıkta ne yapacağını bilemeyen bir duygu dolaşmaya başladı. Adı ''sevgi'' işte.. Sevgi diye bir şey kaldı mı bu edepsiz dünyada.. Seni ne hale soktular da sen böyle oldun,gittin. Yoksa sen gitmezdin. Bilirdim. Sen kalırdın,yanımda. Ben bugün çok eksiğim. Kolumu kaldıracak halim dahi yok! Ben bugün çok yalnızım,kendimin olduğundan haberim bile yok. Tamam artık susuyorum. Hadi izin ver de insanlar hikayemizi dinlesinler. Ya da biz onların hikayelerini dinleriz bir gün,elimi tutarsın. Başımı omzuna koyarım. Sonra dinleriz,dinleniriz..


Ansızın uyanmıştım o gece.. Yatakta tek başımaydım. Çırılçıplak kalmıştım her şeyim ile.. Odanın içinde yanan mavi mum bitmek üzereydi. Neredeydi? Gitmiş miydi yoka? Yataktan kalkıp üzerime bir şeyler giydim ve içeriye gittim.

''Neredesin?''

Beni duymuş muydu? Yoksa saklanıyor muydu evin içinde,gitmiş miydi? Gitmeye hakkı var mıydı? Yoktu tabii ki.. Beni böyle tek başıma bırakamazdı. Bir şeyler söylemeliydi giderken.. Evin her yerine baktım. Yok'tu! Üzerime bir şeyler alıp dışarıya çıktım. Geceydi.. O'nu aramaya başladım. Yağmur yağmak üzereydi. Islanacaktı'm. Ama onu bulamadan dönemezdim. Tüm sokaklara baktım. Ama bulmazdım onu giderken en azından söyleseydi nereye gittiğini belki bir ipucu olurdu. Belki de oraya gitmiştir. Oraya da bakmalıydım. Koştum. Nefes nefese kaldım. Çok uzun bir yoldaydım. Koşuyordum. Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Oraya varmam kaç günü bulur bilmiyorum daha.. Ama koşmalıydım sürekli.. Asla vazgeçmeyecektim onu bulmaktan. Ben ona aşıktım. Zaten kalbim parçalanmıştı da artık ufalanmaya bile başlamıştı. Hep onu kaybetmekten korktum bugüne kadar. Zaman geçmişti. Bir gün kaybedecektim. Ama böyle kaybedemezdim onu,en azından son kez gözlerinin içine bakıp daha sonra da sımsıkı sarılıp ''gitme be'' diyebilirdim. Giderdi. Gitsin,içim rahat ederdi. Kalbim hala yoksun kalırdı ama ben huzurlu olurdum. Onun yanında çok huzurluydum. Kendimi dünyanın en sevilmiş insanı olarak hisssediyordum...

Gözlerimi açtığımda evdeydim. Onu bulmaya gittiğim yerde bile yoktu. Çünkü o gerçekten gitmişti. Bir mektup bırakmış giderken. Belki bir gün okurum size.. Şimdi ben ne yapayım? Kendimi nasıl huzurlu hissedeyim. Kime sarılacağım uyurken. Masumca dokunurduk birbirimize,sevişirdik. Gözlerime bakardı öpüşürken. Ben gözlerimi kapardım. Utanırdım gözlerine bakmaktan.. Üşürdüm sevişirken. Yorganın altına girerdik,sonra sımsıkı sarılırdım tam o anda..

''beni bırakma..''






Ağustos'tan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin