''dördüncü gün''

110 6 0
                                    


''Asıl ucuz olan ne biliyor musun? Beş kuruş vermeden savurduğunuz yargılarınız.''

Bu hayatta neyi çok istediysem hep onlarla mücadele etmek zorunda kaldım.  Sonra bir gün sevdiklerim ile sınadı beni hayat. Kaybettim. Yüreğime gömdüm. Gıkım çıkmaz oldu. Kanardı yoksa,acırdı. O yüzden sustum. Neyin var dediklerinde bok gibi her seferinde ''yok bir şeyim.'' demek o kadar koyuyor ki insana! Sen gittin işte. Kabullenemiyorum gittiğini.. Yataktan çıkamıyorum bugün de.. Yağmur yağıyordu bugün penceremden baktığımda.. Huzur doldum.. İçimi çektim,nefesim daraldı. Ben bugün de kimsesiz uyandım aslında. Annem kırgın,babam yok! Kardeşlerim,beni bekliyor. Özlüyorlar beni.. Bu hayatta bir tek ben özlemiyor muşum meğer.. Özleyenler de varmış beni.. Sen özlüyor musun? Her şeyi bir kenara bırakıyorum da yüreğim neye daralıyor biliyor musun? Beni unuttun mu? Yoksa hala hatırlıyor musun? Bunu düşünerek geçen sessiz yıllarım... Ben küçükken mahalledeki çocuklarla oyunlar oynardık. Bende çocuktum sanki.. Her gün kapımızı çalıp oyun oynayalım mı diyen çocuk şimdi neyin acısını yaşamaya hazırlanıyorsun kim bilir.. Benim küçükken hiç arkadaşım yoktu ki.. Böyle oturup kendimizi mutlu edebileceğimiz,sarılabileceğimiz hiç arkadaşımız olmadı.. Büyüdük.. Hep geç kaldık hayata.. Ama bulduk işte şimdilerde,sarılacağımız insanları.. Sana da sarılmıştım sen gitmeden.. Yüreğine dokunabildim mi merek ediyorum hala.. Aşkını mı gizledin benden?.. Mutlu musun yeni hayatında.. Neler yapıyorsun merak ediyorum. Can'ım gitti.. Ölü müyüm neyim ben! Söyle bi hadi,konuşamıyorsun.. Çünkü yok'sun.. Sarılamıyorsun çünkü hiç gelmedin.  Ben ne yapsam şimdi. Hayatıma devam mı etsem seni unutarak. Yoksa hep böyle acılar içinde mi yansam.. Ben ne yapayım sevdiğim.. Söyle bana.. Elimden tutun kaldırın beni,düştüm ben kanıyor dizim.. Annem yok ki sarsın sarmalasın.  Gidecekmişim buralardan.. Bir gün asla geri dönemeyecekmişim.  Bugün sensiz üzerime bir toprak daha attılar nefes almamam için. Çıkamıyorum mezarımdan,gel çıkarsana bedenimi.. Ruhum da gelir belki.  Biliyorum. Boşuna yazıyorum. Gelmeyeceğini bile bile.. Yazıyorum çünkü yazınca mutlu oluyorum. Seni anlatıyorum onlara.. İnsanlara hikayemizi anlatıyorum. İkimizi anlatıyorum işte. Okusunlar bizi,hissetsinler.Dokunalım hikayelerine,yaralarını saralım. Biz onlara yardım edelim de bizim gibi olmasınlar bir gün.. Denizdeki balıklar üşümüyor mu sevdiğim.. Üzülüyorum onlara.. Ya martılar? Uçarken kanatları ıslanmıyor mu? Kanatları kırılmış olanlar ne yapsın.. Bir gün bir film izledim. Çocuk ağlıyordu. Akşam oluyordu,güne batıyordu. Yatak odasının penceresini açtı. Pencereden aşağıya uzattı ayaklarını. Elindeki kahvesini onsuz yudumluyordu. Akşam olmaya devam ederken. Çocuk yükseklerden bıraktı kendini. Soğuk betona çarptı yüreği.. Hem bedeni öldü.. Hem de aşkı.. Belki ben ölürsem aşkımız da ölür.. Kendimi nereden atarsam daha iyi bir ölüm olur. Aşkımızın başladığı yer çok alçaktı. Sana sarıldığım yerden atayım kendimi.. Anılarımın geçtiği evin yüksekliğinden atayım kendimi.. Öleyim artık.. Hoşçakal diyemem sana,yazarım hoşçakalı belki bir gün bir yerlerde bulur okursun ''aşkımızı'' Beni unutma olur mu olur mu? Ben gittiğim yerde seni asla unutmayacağım. Hep seni bekleyeceğim. Hadi uyuyalım. Yüreğime sarıl.. Sımsıkı,bırakma. Giderken üşümek istemiyorum. Son kez donmasın ellerim. Tut hadi,ısınsın.. Başını getir omzuma,saçlarınla oynayayım. Gözlerini göster bana,utanma.. Kokunu ver bana asla unutmayayım. Seni hatırlatan her şeyi alarak gitmek istiyorum. Hadi gel beraber gidelim. Gelmiyorsan,yapacak bir şeyim kalmadı artık. Ben seni çok sevdim. Görüşür müyüz bilemem. 

Şimdi sana sadece ''hoşçakal'' yazıyorum. Hoşça gidiyorum..

Ağustos'tan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin