Kağan , havanın soğukluğuyla iyice gerilip kaldırım boyunca Kerem ile beraber yürümeye devam etti.Kaldırımın sağ tarafına dikilmiş ağaçlar yağmurdan ıslanmış vaziyetteylerken kaldırımın sol tarafındaki kafeteryaları geride bırakıyorlardı gençler.Bir önceki tenefüste konuştuğu arkadaşının şuan nasıl oluyor da hayatta olamayışına anlam veremedi.Onun için Kerem'le konuşacaktı ama konuşamamıştı bile .İçindekilerini Kerem'e dökemeden ölen arkadaşının acısını da atamıyordu içinden.
Şimdi nasıl olur da arkadaşına bu durumu açıklayacaktı, karar vermesi gerekiyordu.Konuşmadan yanında yürümeye devam eden arkadaşına odaklandı.Kerem mavi montuna iyice gömülmüş , yere odaklanarak yürüyordu donuk bir vaziyette.Acaba neyi düşünüyordu bu kadar? Vicdan azabını mı , yoksa travma sonrası büyük bir şok mu?Vicdan azabı çekmesini normal karşılıyordu . Merve'nin anlattıklarına göre olaya yetişmeden önce Kerem ile Seher tartışıyormuş .Koridorda yükselen seslere koştuğunda ise Seher ' i merdiven boşluğunda bulmuş . Seher'in neden düştüğünü , Kerem'in Seher ile neden tartıştığını düşünmeden edemiyordu Kağan .
"Biliyorum dostum , ben de şok içerisindeyim ." Kağan'ın hüzünlü sözleriyle irkildi Kerem.
Arkadaşı cevap vermeyince söze devam etti .
"Gerçekten yapacağımız bir şey yok Kerem . Onu geri getiremeyiz , ben şuan zaten kendimi toparlayamıyorum lütfen sakinleş dostum ."
Boğuk titrek bir sesle yanıt verdi sonunda . "Hayır , olayları bilmiyorsun ."sesi bir kuyunun aşağısından en derinden çıkar gibi zoraki tonla cevap verdi Kerem.
"Peki öyleyse nedir bilmediğim ?"
Başını kaldırdı ve önüne odaklandı.Kızaran gözlerindeki yaşı sildi , burnunu çekti . "Benim yüzümden düş-tü." Heceleyerek çıkan kelimeleri duyunca sarsılan Kağan biran durdu ve sonra tekrar adım atıp yürümeye devam etti.
"Olayın nasıl gerçekleştiğini bana anlatacak mısın?"
"Ama ben onun düşeceğini hiç tahmin etmemiştim .Bilmiyordum ve şuan o kız yok öldü." tutamadığı hıçkırıklarıyla vurdu sözlerini .
"Kerem , kendini neden suçlu hissediyorsun ki onu sen düşürmedin ya ?"
"Sonuçta benim yüzümden düştü , sözlerimle onu bayağı bir korkuttum ve geriledi . Arkaya doğru sendelerken korkuluklara tutunamadan boşluğa düştü. "
Kağan daha fazla uzakmak istemiyor arkadaşını daha çok üzmek istemiyordu ama bu kadar tartışacak konu da neydi ? Seher tekrar aşk konularını açmış ve Kerem de kabul etmeyip rahatsız olmuştur.Peki öyleyse kızı bu kadar korkutacak ne yaptı? Yoksa Seher'i itti mi ? Bu düşünceleri beyninden atmaya çalıştı Kağan .Eğer Kerem itmiş olsaydı koridordaki herkes şahit olurdu.Elbette gören biri çıkardı. Böyle bir şeyin olması söz konusu bile olmaz.
***
Ertesi sabah beyaz bulutlardan yeryüzüne inen yağmurun çamur üzerinde bıraktığı baloncukların yanından akıyordu su birikintsi . Siyaha bürünmüş insanlar ve şemsiyelerin ardında biraz önce boş olan dolu mezarın üzeri kürek sesleriyle kapatılmaya başlamıştı bile. Beyazlar içerisindeki hocanın dilinden muazzam dualar yağmur damlalarının arasında kaybolurken , genç kızın annesinin sesiyle irkiliyordu çam ağaçları. Sercan , mezarın diğer tarafından ağlamaktan kızaran gözleriyle mezara odaklanan Kerem'i izliyordu büyük bir öfkeyle . Kağan , Kerem 'in sırtını dostça sıvazlayıp başını kaldırarak Seher'in sınıf arkadaşlarına odaklandı. Dün birbirlerine sarılarak ağlayan kızlar yine buradaydılar ve Seher'i seven arkadaşları da. Oysaki anlayamadığı şey ise Sercan'ın neden burada olduğuydu ? Seher'i nereden tanıyordu. Nereden bilebilir ki , belki de kuzenidir . Kerem'e bakan öfkeli gözleri yakaladı bir an. Sercan'ın öfkesi devam edecekti , gözlerinde yatan boğadan belli . Sırf not için başlayan kavgalar daha da büyük nedenlere gebe kalabilir.
***
Yaklaşık bir saat sonra herkes evine dağıldı . Kerem , odasına çekilip pencereden dışarıya dalmışken Merve ve Kağan ise sandalyede oturmuş onun uzun sessizliğini dinliyorlardı . Bu sessizlik ne zamana kadar sürecek bilinmiyordu .Birinin bir şeyler söylemesi gerekiyordu.
Merve , "Arkadaşım nasıl olur da oradan düştü anlayamıyorum. Ona ne söyledin Kerem ?"
"Merve susar mısın?" Kağan sessizce uyardı.
"Hayır , ne olduğunu anlatmak zorunda . O hepimizin arkadaşıydı."
"Ama böyle yaparak hiç yardımcı olmuyorsun."
"Sence de kimin yardıma ihtiyacı var , Kağan ?"
"Tamam ."dedi masumiyetle , "Hepimizin yardıma ihtiyacı var ama birbirimizi suçlayarak da bir yere varabilir miyiz sence ?"
"Yalnızca gereğini anlatmasını istiyorum .Onu ben de suçlayamam , elbette ki Kerem de istemezdi sonucun böyle olmasını."
"Bunu daha sonra konuşuruz Merve."
Merve bu defa yanıt vermedi , sessiz kalmayı tercih etti .Sırtını arkadaşlarına dönen Kerem'e odaklandılar . Ne zamana kadar böyle susacağını çözümleyemediler. Neler düşünüyordu bu kadar? Neden bu kadar susuyordu?
"Belki de onu tekrar kurtarabiliriz." Kerem'den sessizce çıkmıştı bu cümle.
"Ne?" şok ve karışıklıkla sordu Merve.
"O öldü işte Kerem , kendine gel artık yapacak bir şey yok."
Yüzünü arkadaşlarına dönerek , "Belki de şuan rüyadayızdır nereden bileceğiz?" dedi delirmiş gibi.
"Ah , Toparla kendini saçmalıyorsun ." Merve istemsizce söyledi bunları.
"Dostum görüyorsun işte bak bunlar rüya değil , her şey gerçek ve yaşandı . Bunu kabullenmemiz lazım. "
"Haklısınız , eğer rüyada olsaydık ufak bir pürüz olur ve bunu bir rüya olduğunu anlardık .Ama belki de onu tekrar kurtarabiliriz."
"Kerem!" dedi Kağan , " Kendine gel , hangi ölen tekrar geldi?"
"Rüyalarımızda anılarımıza gidersek o zamanı değiştirebiliriz belki de."
"Tamam da bunlar yalnızca birer rüya olur."dedi Merve , " uyandığında tekrar aynı zamanda olursun."
"Aslında Seher şuan diğer paralel evrende hayatta ." dedi Kağan , "Senin yapacağın yalnızca bir rüya kontrolü olur ."
"Belki de o paralel evrene geçip orada yaşayabilirim ."" Aynı zamanda da burada yaşayamayacağın anlamına gelir. " Kağan'ın sözleri Merve'yi şaşırttı iyice.
"Denemeden göremeyeceğiz." Kerem kararlıydı.
"Siz çıldırmışsınız ."Merve ayağa kalktı . "Ben eve gidiyorum , ne yaparsanız yapın. " kapıya doğru yöneldi ve odadan çoktan çıkmıştı bile. Bir arkadaşını kaybetmenin acısının sonuçlarıydı bu tepkiler.
"Dostum artık ben de gidiyorum . Sen yine de dene , içindekileri yaşa ve rahatla . "
"Tamam , inşallah olur. "
Gece yemeğini yemeden uyudu . Ertesi sabah olunca derse girmek için koridorda yürüdü . Tenefüsteydiler ve sınıfa tekrar çıkıp yazılılara çalışmalıydı. Yukarıya doğru merdivenlerden çıkarken yanından bir kızın geçtiğini fark etti . Başını çevirdiği an Seher'i fark etti . İrkilerek geri çekildi . Kerem'in ani tepkisini gören Seher , " Ne oldu , neyin var ? " dedi . " Bu bir rüya ."Kerem'in ağzından çıkan kelimeleri duyan Seher şaşırdı."Ne rüyası Kerem ?" Seher bir cevap beklemek için sormadı sorusunu ." Her neyse. , " dedi utanırcasına yere bakarak . Yanakları kızardı ve başını kaldırmadan konuşmaya devam etti .
"Kağan seninle konuştu mu ? "
Kerem heyecandan kıpkırmızı olmuş bir şekilde ne diyeceğini bilemedi . Şuan bir anıyı yaşıyordu ve bu rüyaya nasıl başladığını bile bilmiyordu , nereden geldiğini bilmiyordu , ne zaman uykuya daldığını bile bilmiyordu . Oysaki tek bildiği Seher'in şuan karşısında olduğuydu . Ona sarılmak istiyor , söyleyeceği bütün sözlere evet demek istiyordu ama şimdi koridorda yüzüne kan gitmeyen Kerem , olayın şokunu atlatmayı bile başaramıyordu .
Evet , buradayım ve her şeyi değiştirebilirim . Sakin ol Kerem kendini kontrol et .
Dayanamayıp hızlanarak Seher' e sarıldı , yüzünde dolaşan şaçın güzel kokusunu içine çekti . Korkudan ne yapacağını bilemeyen Seher nefes nefese kalarak kendisine sarılan Kerem'in ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı .
"Hey , bırak beni ! " Keremi eliyle itip kendisini geriye doğru atarak kurtulmaya çalışırken arkasında hissettiği korkuluklardan bir an boşluk hissetti.
Seher , merdiven boşluğundan aşağıya düşerken Kerem hızlı bir hareketle merdiven boşluklarından elini sarkıttı . Oysaki Seher çoktan düşmüş, büyük bir ses yankılanmıştı koridordan.
"Hayııır!" koridorda sesi yankılanırken bir aşağıdaki koridordan yukarıya Merve'nin baktığını fark etti .
(Arkadaşlar , lütfen düşüncelerinizi yorumlara döker misiniz ? Ne düşündüğünüzü bilmek zorundaym)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zihin Oyunu
Novela JuvenilSırtını dayadığı uzun servi ağacının yanında oturuyordu mezarlığa bakarak . Kalın giyinmiş olmasına rağmen soğuk rüzgar , yüzünü pek de okşayıp geçmiyordu. Toprağa odaklanıp genç taze bedeni hayal etti toprağın altında. Bir insan bedeni ne kadar zam...