Pazartesi öğle arası kızlarla yemeğe gidiyoduk. Yanıma geldi. 'Bişey konuşalımmı' dedi. Yanına gittim.
'Dur şimdi konuşma yapacam' dedi salak. Sonra 'seni seviyorum, benimle çıkarmısın?' dedi. Ya ben nası hayır diyeyim şimdi buna. Çok erken oldu ama yinede evet dedim.İlk bi hafta felan zor geçti. Tanımıyoduk birbirimizi çünkü.
Tanımaya başladıkça sevdim. Sevdikçe bağlandım. Bağlandıkça gözüm başka bişey görmez oldu.
Git gide iyi anlaşmaya başladık. Çok da yakışıyoruz bu arada hatta birbirimize benzetenler bile var.
Bu arada şarkı çalıp atıyo bana. Saçma sapan bir şekilde, ingilizce konuşmaya çalışıyoruz bunla. Ama mutluydum yani. Gerçek anlamda mutluluğu tadıyordum. Git gide iyi oluyorduk.
Bizim beden dersinde onlarında dersi boştu. Gittik okulun çardağında oturduk. Hava buz gibiydi. Montunu çıkarıp verdi. Sonra ellerimi tuttu. İlk kez orda o zaman el ele tutuştuk. İlk kez ona dokundum orda. Ve mutluydum. Git gide ona ait oluyodum.
Birine dokunmak, birinin elini tutmak ancak bu kadar anlamlı olabilirdi. Bir insanın gözleri ancak bu kadar güzel bakabilirdi. Bir insan ancak bu kadar güzel kokabilirdi. Bir insan ancak bu kadar sevilirdi.