Bölüm 7

64 4 0
                                    

Adam olan tükenmişti,yorulmuştu sevmek istemiyordu artık güzel kadını... Onu her görüşünde kalbinin teklemesini, boğazında koca bir yumrunun oluşmasını istemiyordu.

Adam olan istemiyordu güzel kadını...

***

Toprakla o günden sonra selamlaşmak dışında konuşmamıştık . Zaten sevgilisi vardı bananeydi ki. Üşüyordum, İstanbula kış erken geliyordu belliki.Bir izmir kızı olarak bu soğuklar beni zorlayacaktı anlaşılan. Okulda bir banka oturmuş gelen geçeni gözlüyordum. Bir anda gözüme toprak ve sevgilisi ilişti. İzlemeye başladım. Sevgilisi olduğunu düşündüğüm kız hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu ama toprak hiç onu dinliyor gibi gözükmüyordu. Kız bir anda toprağa sarılmaya başladı. Göz yaşlarım ne zaman gözlerime hücum etmişti bilmiyordum. Ağlamamalıydım. Ama başaramadım tuzlu sıvı yanaklarımdan dökülmeye başlamıştı bile. Sıcaktı. Hemde geçtiği her yeri yakmayı becerebilecek kadar sıcak. Geçtiği her yerde izlerini bırakabilecek kadar sıcak. Koşarak okuldan içeriye girdim. Kendimi önüme gelen ilk odadan içeriye attım ve kapıyı arkamdan kilitledim. İzin verdim. Tuzlu sıvının yanaklarımdan teker teker dökülüp beni yakmasına izin verdim. Aniden telefonum çalınca irkildim. Arayan rüzgardı, açmadım. Bekledim. Telefon susuncaya kadar bekledim. Aniden sustu, biraz daha bekledim. En sonunda beklemek saçma geldi ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Şu an nasıl bir haldeydim bilmiyordum zaten pekte umrumda değildi. Sanki koridordaki herkes bana bakıyordu. Ya da ben öyle hissetmiştim bilmiyorum. Aniden abim çıktı karşıma. Göz göze geldik ve ben başımı çevirip tam gidecekken kolumdan tuttu. '' Güneş abicim ne oldu sana? Ağladınmı sen bak bakıyim bana.''

Sustum. Başımı salladım yok bir şey dercesine anlamadı. Suratıma baktı. En sonunda ağzımı açıp iki kelam edebildim.

'' Yok bir şey. Başım ağrıyor biraz eve gideceğim zaten. ''

'' Tamam o zaman fazla kurcalamayacağım. Toprağa söyleyeyim eve bıraksın seni. Bu saatte tek başına gitme sen.''

Başımı sallamakla yetindim sadece. Merdivenlere yöneldim. Sınıfa çıkıp çantamı aldım ve otoparka gittim. Toprak arabasına yaslanmış bekliyordu. Dalgındı geldiğimi bile fark etmedi. Kapıyı açıp oturdum. Bir anda irkildi ve yerine yerleşti. Kemerini taktı. Aynadan kısa bir süre benimle göz göze geldikten sonra arabayı otoparktan çıkardı. Okuldan çıktıktan sonra konuştu.

'' Neyin var? Solgun gözüküyorsun?''

Ağzımı dahi açmadım. Sessizliğin ardından konuştum. '' Yok bir şey''

Aynadan kısa bir süre bana baktı ve ardından kafasını salladı. Radyonun açma tuşunu aradım ve bulduktan sonra bastım. Şansıma sevdiğim bir şarkı çalmaya başladı. Dikiz aynasından göz göze geldik ve önüne döndü.
(Şarkıyı burada açarsanız daha iyi olur)
'' Dokunma dokunma kırılır kalbim dokunma kırma kırma seven kalbimi kırma''

'' Dokunma dokunma ben yaralı bir gönülüm vurupta kırıpta kanatıp cana dokunma''

'' Anlaşmak bir bakış bazende seviyorum demektir''

'' Anlaşmak bir gülüş bazende bir özür dilemektir''

''Zor değil zor değil seviyorum seni derken bana özür dilemek"

''Konuşma konuşma düşünmeden konuşma kırma incitip beni kırma''

'' Unutma unutma bugünün yarınları da var hep sevdi sevecek deyip kendini avutma''

''Darılma darılma seven seveni affedermiş darılma darılma hemen nefrete sarılma''

''Dünyada en zor şey kırılan bir kalbi onarmaktır''

'' İnsana yakışan insanca yaşayıp var olmaktır''

'' Zor değil zor değil seviyorum derken bana özür dilemek ''

'' Konuşma konuşma düşünmeden konuşma kırma kırma seven gönlümü kırma''

Şarkı bittiğinde göz ucuyla bana baktığını gördüm. Kafamı yan tarafıma çevirdiğimde sahilde olduğumuzu farkettim. Hemen dışarı çıktım. Nefes almam gerekiyordu kayalıklara gidip oturdum. Ayaklarımı aşağı saldım ve üstümdeki hırkama daha bir sarındım. Toprakta yanıma gelip oturdu sesli bir şekilde iç çekti ve bana döndü.

'' Neyin var güneş gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Hele bir anlatsan ne düşündüğünü öğrensem.''

Sustum. Sadece sustum ardından konuştum.

''Bana değer vermiyorsun.''

''Saçmalama güneş sen her zaman benim kalbimdeydin''

Güldüm.

''Sahiden öylemi be adam. Aldın mı beni gerçekten kalbinin içine? Koydunmu kalbinin en güzel yerine?''

Güldü.

''Koydum be kadın hemde en güzel yerine. Sakladım seni senelerce orada. En derine gömdüm hemde,oradan hiç çıkma diye. Şimdi geçmiş karşıma sevmemişim gibi konuşuyorsunya. Konuşma. Beni üç sene boyunca seni beklemekten daha çok acıttı bu. Ben üç sene boyunca seni bekledim be kadınım. Üç sene boyunca benim olmanı, beni sevmeni bekledim. Hiç yorulmadan hiç sıkılmadan seni bekledim. Her saat bekledim, her gün bekledim, her ay bekledim. Ve elimden beklemekten başka hiç birşey gelmedi. Sen üzüldüğünde yanında olamadım, bekledim. Sen ağladığında yanında olamadım uzaktan bende seninle ağladım. Senin elini başkası tutarken bekledim, benim olmanı bekledim. Uzaktan izledim seni, uzaktan hissettim. Ben sadece doğru zamanı bekledim ve beklerken hiç pes etmedim. Şimdi karşımdasın ben yine bekliyorum. Sarılmıyorum, sarılamıyorum. Çilek kokulu saçlarını sevemiyorum. Olsun be kadınım beklerim ben seni yine. Elbet bir gün benim olursun.''

Ayağa kalktı toprak ilk ,silkeledi üstünü başını, göz yaşlarını sildi sonra. Üstündeki ceketi çıkardı kendisi incecik badiyle kaldı orada. Kadınına verdi ceketini, eğildi kulağına fısıldadı kadınının

''Sıkı giyin. Çabuk hasta oluyorsun.''

Bölüm tamamlanmasinin erken bitmesi üzerine size bir sürpriz yapip bölümü erken yayımladım. Umarım beğenirsiniz.

GECENİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin