-6-

848 40 61
                                    

UYARI
Bu bölümde sevmediğiniz veya sapık davranışlar olabilir. Bu hikayede böyle şeylerin olmasından rahatsız olanlar lütfen kitabı kütüphaneden kaldırsın ya da hala okumak isteyenler o kısımları atlasın

(Bu bölümde diğer shiplerde olucak)

Patronum sol elini belime koydu ve beni kendine çekerek sertçe öpmeye başladı. Öperken dilinide kullanıyordu. Ellerimi patronumun göğsünü koydum ve iteklemeye başladım ama adam milim kıpırdamıyordu.

Benden ayrıldığı zaman ona ateş saçan gözlerle bakıyordum.

"Artık ağzındaki pisliğin kanından arınmış oldun" dedi ve odadan çıktı.

Olanların etkisinden sıyrılamadan hemen ardından bende odadan çıktım.

"Ağzımdaki bir pisliğin kanı olsa bile beni öpmeye hakkınız yoktu Bay Fernandes" dedim yanında, onun adamlarına uyum sağlamaya çalışarak

İç sesim her ne kadar Bay Fernandes deme lazım olur desede onu takmamaya çalışıyordum.

*

Araba kocaman ve şık kıyafetlerin satıldığı bir mağzanın önünde durmuştu. Dışı ayna camlardandı ve cam kapının üzerinde telaffuz edemediğim bir isim gibi bir şey yazıyordu ve kırmızı ile yazılmıştı. Fransızca sanırım her neyse.

Patronum arabadan inince bende hemen indim. Benim kapıyı kapatmamla arabayı kilitledi ve mağzanın kapısının önünde durup, beni bekledi.

Ben gelince içerden iki kişi gelip, kapıyı açtılar. İçeri girer girmez gözlerim kamaşmıştı çünki kafasız ve tam kolu olmayan, ten rengindeki mankenlerin üzerinde her biri farklı desende, farklı kesimde ve farklı renkte birbirinden güzel elbiseler vardı.

Ben etrafa gözlerim Işıldarken ve görmemiş gibi bakarken patronumun dedikleri ile şaşırdım.

"istediğini seçebilirsin ve kesinlikle sen almayacaksın ben alıcam" dediğinde ona deve siken karınca gibi baktım.

İtiraz etmek için ağzımı açtığım an öğle bi baktı ki hemen vücudumu kıyafetlere doğru çevirdim.

Pembe ya da mor almayacaktım çünki sevmezdim. Ben daha çok asıl ve masum olduğunu düşündüğüm yani siyah ve beyaz renkli elbiselerin üzerinde yoğunlaşacaktım.

Patronum birine bakıp, bakışlarıyla beni işaret ettiğinde yanıma tahminimce mağazanın tüm görevlileri yanıma gelmişti.

Çüşünüz ama biriniz gelseniz hatta biri bile gelmese ben kendim halledebilirdim. Beceriksiz miyim ben?!

"Bu kadar kişiye gerek yok biriniz bana yardımcı olsa yeter" dememle hepsinin bakışları patronuma döndü.

Tanrı aşkına bu adam benim yanımda iken niye benim hiç söz hakkım olmuyor?

Patronum onaylayınca yanımda sadece saç dipleri koyu kahve ve uçlara gittikçe saç rengi açılan, beline kadar uzun saçları olan, yüzüne göre büyük ve kehribar renginde olan, uzun kirpikli, buğday ten renginde ve fiziği güzel bir kız kaldı.

Kız gerçekten de güzeldi.

"Nasıl yardımcı olabilirim?" Dediğinde sorduğu sorunun cevabını hiç geciktirmeden verdim

"Siyah ya da beyaz renklerinde sade elbiseleriniz var mı?"

"Tabii buyrun" dedi ve eli ile biraz uzağımızda kalan geniş merdivenleri gösterdi.

Mafya Sekreteri |ASKIDA|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin