Üniversiteden çıktığımda yolu bilmeden ilerliyordum. Benim acilen bir iş bulmam lazımdı. Şuan kaybolsam da gerçekten umrumda değildi. Üniversiteden baya uzaklaştıktan sonra bir dükkanın kapısında ingilizce olarak "Part time çalışacak eleman aranıyor. " yazıyordu.
Bu benim için iyi bir fırsattı. İçeri girerek kendimi tanıttım. Burda garson olarak çalışacaktım. Onlarda beni işe aldı. Dans eğitimi bittikten sonra burda çalışmaya gelecektim ve maaşının da bana yeteceğini düşünüyorum. Dışarı çıkarak eve dönecektim ama yolu bilmediğim için biraz uzun sürecekti. Görsel hafızam iyi olduğu için geldiğim yerleri unutmamıştım. İlerleyerek etrafıma bakınmaya başladım ve geldiğim yoldan geri gittim. On beş dakika sonra evin önündeydim. Evle işyerinin yakın olması beni biraz rahatlatmıştı.
Bu sırada kulaklığı takıp müzik dinliyordum. BTS-Run dansı yapmaya çalışıyordum ve bu dansın üzerine biraz fazla düşüyordum...
Eve gidip uyudum. Sabah olduğunda üstüme pembe kısa tişört giymiştim. Kısa olduğu için göbeğim gözüküyordu. Altımada siyah kapri giyip üniversiteye gittim. Gider gitmez Jiminle karşılaştım. İki gündür nerdeyse hiç konuşmamıştık. Jimin beni baştan aşağı süzerek baktı. Sonra aldırmadan yoluna devam etti. Bende hızlanıp peşinden gittim. "Hey küs müyüz?" diye sordum. Yavaşça arkasını dönerek "Sanane" dedi. Verdiği bu tepki beni çok şaşırtmıştı. Şuan Jimin ona dediklerimi bana söylemişti. Sanane dediğinde bana baya koymuştu. Demekki o da benim gibi hissediyordu. Sanırım biraz aptallık etmiştim.
Beni aldırmadan yoluna devam etti. Bende onu durdurmadım. O sırada Addy yanıma gelerek "Hafta da 3 gün korece dil derslerine gireceksin" dedi. Onun benim için bunu yapması çok mutlu etmişti. Sonra bana sınıfımı göstermek istedi ve üniversiteye girdik. Kore dili sınıfı dans sınıfının karşısındaydı. O an aklımdan "Jimin'i burda da mı göreceğim ya lanet olsun"diye düşündüm. Jimin'e olan bu düşmanlığım nerden geliyordu bilmiyorum ama onu samimi bulmuyordum. Yaptığı hareketler bana çok çocukça geliyordu. Addy bana bakarak "Pazartesi , çarşamba ve cuma günleri ders alacaksın"deyip göz kırptı. Ahh sanırım ölecektim. Nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi?
Jimindense , Addy'i daha samimi buluyordum. Aslında Addy'i o sapıkla kıyaslamam bile çok saçma. İlk gördüğüm günü hatırladıkça başımın üstünden resmen kaynar sular boşalıyordu.
Addy ile birlikte dans odasına giderken arkamı dönüp baktım. Eun Jung Jimin'in koluna girmiş arkamızdan geliyordu. Onlara bakmaya devam ederken bir oğlanla çarpıştım. Ama vücudumun ısındığını hissettim. Üstüme baktığımda tüm kahve olmuştu. Oğlan bir şeyler diyordu. Başımı sallayarak "Önemli değill" dedim. Bu önemli değil demekti. Sonra Addy'nin yanından ayrılarak lavaboya gittim. Üstümü silerken bir anda Jimin içeri girdi. "Kızlar tuvaletinde ne işin var" dedim.
O sırada lavaboya giren kızlar şaşkınlıkla Jimin'e bakıyorlardı. Jimin korece konuştuktan sonra kızlar tuvaletten geri çıktı. Aynadan bana bakıyordu. Başımı kaldırıp "Ne var" dedim.
Ellerini göğsünde birleştirerek duvara yaslandı.
"Addy'i çok mu seviyorsun?" dediğinde bir an üstümü silmeyi durdurdum. Güldüm "İlgilendirmez seni" dedim. Tam lavabodan çıkacakken hızlıca kolumdan tuttu ve beni duvara yasladı. Bir elini başımın hizasında duvara koyup yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı. Refleks olarak gözlerimi kapattım.
"Bu kadar masum birisinin ondan hoşlanması bana saçma geliyor"dedi.
Tek gözümü açarak "Hoşlandığımı kim söylemiş?"dediğimde diğer elinide duvara koyup bana daha çok yaklaştı. Şuan bedenlerimiz birbirine değiyordu. Bana biraz daha yaklaştığında ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştım. Ama gücüm yetmemişti. "Jimin dur" dedim ama dinlemeden bana daha çok yaklaşıyordu. "Jimin duur"diye bağırdım. Çünkü onunla o kadar yaklaştığımız için korkmuştum. Bir anda durdu ve geriye doğru çekildi. O çekilir çekilmez hemen yere eğildim ve ağlamaya başladım.
Jimin o durumumu gördüğünde dışarı çıktı. Bana yaklaştığı için şimdi ondan daha çok nefret etmeye başlamıştım. Artık ona olan nefretim bin kat daha artmıştı. Nefes alıp verirken yerimden kalktım. Aynaya baktığımda makyajım akmıştı. Bende hemen temizleyerek kendime geldim. Dışarı çıkıp ilerlemeye başladım ama aklım hâlâ Jimin'in yaptıklarındaydı. Dans odasına gittiğimde hiç dans edecek durumda değildim. Zaten Jiminle aynı havayı solmak beni yeterince rahatsız ediyordu. Ayakta bile doğru düzgün duramıyordum ve dans ederken en az beş defa yere düşmüştüm. Addy bende birşey olduğunu anlamış olmalı ki "İyi görünmüyorsun, istersen eve gidip dinlen" dedi. "Çok iyi olur" deyip odadan çıktım. Zaten 2 saat sonra işyerine gidip çalışmaya başlayacaktım. Eve gidip dinlenmem iyi olurdu. Yavaşça eve gittim. Yatağıma girip yorganı kafama kadar çektim ve bugün olan her şeyi unutmaya çalıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unrequited love::pjm
FanfictionHikayenin adı karşılıksız aşk'tan - unrequited love- olmuştur.