Bölüm şarkısı; Beth Crowley-Warrior.
Iyi okumalar ^ ^Kyungsoo uyku ile uyanıklık arasında ki o araftaydı.
Saçlarının arasında bir tüy hafifliği ile gezen el onu uykuya doğru itiyordu.
Bu cazip teklife uyup,gözlerini kapatmıştı ki, titreşerek çalan telefon buna izin vermedi.
Başında ki el durakladı, ve Jongin kısık sesle bir küfür mırıldandı.
Ardından,kalkmaya davranan küçüğü geri kucağına yatırdı ve fısıldadı;
"Uyu küçüğüm..."
Huzurlu bir uyku onu sarıp sarmalarken son hissetiği, alnına değen nemli dudaklardı...*****
Jongin iki saat boyunca dizlerinin üzerinde uyuyan çocuğu izledi.Öyle tepkisiz uyuyordu ki, bir kaç kez eğilip nefes sesini dinlemişti. Aklına gelen şeyle sırıtıp cebinden telefonunu çıkardı.
Bayan Park'ın bıraktığı üç cevapsız aramayı görmezden gelip kamerayı açtı.
Arka arkaya belki elli tane fotoğraf çektikten sonra, aynı sırıtışla telefonu bıraktı.
Bileğinde ki dijital saate göz attığında saatin çoktan 18:00 olduğunu gördü.
Pekala,onun hayali Kyungsoo ile vakit geçirmekti ama çocuk tıpkı yavru bir ayı gibi uyuyordu.Ama sevimli bir yavru ayı.
Küçük ayıcığına sıkıca sarıldı ve o harika koku ile uyuya kaldı.******
"Ağğğğaaaaahhh"
Kyungsoo uyandığında üzerinde yatan bir hipopotamla karşılaşmayı beklemiyordu.
Ödü kopmuş ve insaniyetten uzak bir şekilde bağırmıştı.
Onun sesi ile gözlerini açan Jongin yüzünü buruşturdu;"Of Soo nasıl çıkardın o sesi ya?!"
Utançla gözlerini kaçıran Kyungsoo hızla ayağa kalktı,
"Ee evet...Ben mutfağa gideyim.Afedersin bu arada...Birden irkildim işte..."
Tam gidecekti ki birden iki güçlü kol tarafından çekildi.
Jongin Kyungsoo'yu kucağına oturttu ve kulağına Eğildi,
"Bana sen dedin..."Kyungsoo ise utançtan bunun farkına varamamıştı.
Iki bacağının arasında oturduğu adam tüm sıcaklığını ona vermişken bu kolay değildi. Hem de hiç.Jongin ellerini onun boynuna koydu "Rahatlar mısın lütfen?Sadece benimle birlikte oturuyorsun. "
Kyungsoo onun görmeyeceğini bildiği için göz devirdi.
Içinden, 'Senin penisinin üzerinde oturuyorum aptal adam. Ve bundan zevk almaya başladım işin kötüsü.'
Diye söylendi.
Jongin bütün bunlardan habersiz huzuru yudumlamakla meşguldü.
Belki 5 dk sonra rahatsızca kıpırdayan Kyungsoo çok ters bir hareket yapmıştı.
Jongin tam o bölgenin fena halde hareketlendiğini hissetti.
Sıcak bir şeye dokunmuş gibi derhal ellerini Kyungsoo'nun üzerinden çekti ve onu üstünden fırlattı. Evet tam olarak fırlattı.
Bu aslında Kyungsoo için de iyi olmuştu. Çünkü eğer biraz daha orada otursaydı muhtemelen inleyecekti.
Aynı şey Jongin için de geçerli elbette.
Ufak kriz arkasında Jongin alt katta ki banyoya Soo ise üst katta ki lavaboya girmişti.
Abuk subuk inleyip bir de bunu birbirlerine duyurmamak için çabalayan ikili neredeyse aynı zamanda tatmin olmuş halde kapıdan çıkmışlardı.
Jongin yukarı kata doğru seslendi:
"Kyungsoo pizza söylüyorum. Hadi aşağı gel"
Bi yarım saat sonra iki büyük boy pizza ve büyük boy kolayı bitirmiş sinema odasına inmişlerdi.
Kyungsoo şaşkınlıkla etrafı süzerken Jongin filmi seçmiş ve abur cubur tarzı yiyecekleri hazırlamıştı.
Iki dev koltuktan birine oturan çocuğun yanına gitti ve "Hadi kay azıcık." Dedi.
Kyungsoo şaşırsa bile bunu belli etmedi ve Jongin'in yanına yerleşmesine ses çıkarmadı.
Film fena halde tiksinçti.
Ismi 'Tepenin gözleri' idi ve mutasyona uğrayan bir takım varlığın, çölün ortasında mahsur kalan bir aileye yaptıklarını konu alıyordu.Neyse ki Kyungsoo bu tür filmlere dayanıklı sayılırdı. Jenerik ararken Jongin'in derin bir nefes aldığını duydu. Dönüp merakla ona bakmak istedi ama bu hareket onu öpmeyle eş değer olduğu için vaz geçti.
Jongin anlatacaktı, karar vermişti."14 yıl önce biri vardı." Diyerek söze başladı. "İsmi Kai'ydi ve girdiği her ortamı iki dakika içinde partiye dönüştürmesi ile bilinirdi.16 yaşına girdiği günün ertesinde ise annesi öldü.Ve o bir daha ne bir partiye katıldı ne de içten bir kahkaha attı.Keskin bir dönüş yaptı hayatında.16 yaşında bir çocuktan beklenmeyecek şekilde işe başladı. Dur durak bilmeden çalıştı.Bu onu hayatında saygın biri haline getirse de aslında onun hayatı bitmişti.Kai ölmüştü. Bir yıkıntıdan farksızdı. Ta ki biri gelip ona aslında Kai'nin hiç ölmediğini gösterene dek..."
Kyungsoo nefesini tutmuş dinliyordu.Merakla sordu, "Ee sonra?"
"Jongin onun alnına ufak bir öpücük kondurup devam etti, "Hayatının 14 yılını boşa harcadığını farketti.Onu sevdiğini farketti. Ve en önemlisi yaşadığını fark etti..."
"Peki Kai şimdi ne yapıyor?"
Kyungsoo'nun sorusuyla muzipçe gülümsedi "Şu an o çocuğun kendisini sevmesini bekliyor.Az önce berbat bir filmi onu izleyerek geçirdi."
Kyungsoo dev gözlerini büyüttü "Yoksa...Yoksa o sen misin?"
"Evet o benim Kyungsoo.Ve sen de bana beni hatırlatan o çocuksun."
Kyungsoo daha fazla dayanamadı.
Olduğu yerde geri döndü ve Jongin'in loş ışıkta parlayan şarap rengi dudaklarına yaklaştı.
Hipnoz olmuşcasına onu seyreden Jongin hiç bir harekette bulunmuyordu.
Iki dudağı birleştiren Kyungsoo oldu.Yaptığı şeye hala inanamazken, Jongin'in ısrarlı dili karşısında ağzı açıldı ve dilleri dans etmeye başladı.
Yakıcı bir kararlılıkla, dudaklarını sömüren Jongin'e aynı tutkuyla karşılık veriyordu. Nefesleri kesilene kadar ikisi de pes etmedi.
Aynı anda ayrıldılar ve Kyungsoo alnını Jongin'in alnına yasladı.
Birbirlerinin gözlerini keşfe çıktılar bu sefer.Zaman durmuş,hayat bitmiş cennetelerdi...******
"Yah! Uzak tut o şeyi benden!"
Chanyeol küçüğe bilmem kaç bitkinin kaynamış suyunu içirmeye çalışırken oldukça eğleniyordu. Baekhyun ise aynı şey söylenemezdi. Hastane de gözlerini açtığında, beyaz tavan yerine bir çift endişeli göz görmüştü. Chanyeol onun uyuduğu dört saat boyunca başında beklediği için, hülyalı hülyalı ona bakmış ve ortam içeri giren hemşire bozuntusu ile bozulmuştu.Eve gidebileceğini öğrendiğinde davet edilmediği halde elini kolunu sallayarak Chanyeol'ün onunla gelmesini beklemiyordu. Ve işte sonuç olarak ona bakmayı kendine kutsal bir görev edinmiş görünen Chanyeol, bu iğrenç kokulu şeyi ona içirmeye çalışıyordu.
Dudaklarını büzdü "Ama gerçekten kötü kokuyor Chanyeol. Nasıl içeyim ben onu?"
Chanyeol ise daha fazla dayanamadı ve sabahtan beri yapmak istediği şeyi yaptı, onu öptü.
Sersemleyen Baekhyun saf saf yüzüne bakarken gülümsedi. Elinde ki büyük kupadan, kusmamayı dileyerek bir yudum aldı.Vay canına! Bu gerçekten berbattı. Yüz ifadesini sabit tutarak gülümsemeye devam etti "Bak o kadar kötü değil.Burnunu tıka tek yudumda iç. Lütfen. Bağışıklık sistemin çökmek üzereymiş.Bunu gerçekten içmelisin Baekkie. "
Sıkıntıyla kafasını sallayan Baekhyun kupayı onun elinden alırken Chanyeol yalan söylediği için Tanrıdan af diliyordu. Fındık burnunu tıkayan Baekhyun tek yudumda kupayı bitirdi ve çığlık atmaya başladı. "Seni aptal bu iğrençti. Kıymetli midem isyan ediyor şu anda."
Daha söyleyeceği bir çok şey vardı ama sustu.Çünkü içten içe Chanyeol'ü hayranlık duyuyordu.Bu iğrenç şeyi -sırf ona içirebilemek için- içmişti.
Chanyeol ise yorgunlukla onun yattığı yatağın baş ucunda ki koltuğa tünedi ve uyuklamaya başladı.
Ona Kıyamayan Baekhyun seslendi: "Buraya gelsene"
Az önce kapanan gözlerini açan Chanyeol ilgiyle baktı "Emin misin? Yani rahat edebilecek misin?"
Güven verircesine başını sallayan Baekhyun "Üşüyorum senin sıcaklığına ihtiyacım var..." dedi.
Bu söz üzerine Chanyeol'ün parlayan gözleri ile yanlış kelime tercihleri yaptığını anladığında çok geçti. Yanına uzanan dev vücut onu kollarının arasına çekmiş, bacaklarını da beline doğru sarmıştı. Kulağına fısıldadı "Demek sıcaklığıma ihtiyacın var..."
Eli Baekhyun'un pijamasından içeri süzüldü.Dudaklarını dişleyen Baekhyun farkına varmadan kendisini arkaya doğru bastırınca Chanyeol tısladı.Yarı sertleşmiş aleti Baekhyun'un kalçalarına ritmik olarak sürtünürken eliyle küçüğünün penisini çekiyordu. Baekhyun daha fazla dayanamadı ve minik bir inleme ile boşaldı. Onun bu inlemesi ile Chanyeol'de...
Saçlarını öpen adam "Isındın mı benim küçük bebeğim? "
Baekhyun kıkırdadı,"Evet hem de çok."Chanyeol nazikçe onun pijama altını çıkarırken Baekhyun şaşkınlıkla onun elini tuttu "N-Napıyorsun"
Büyük bir kahkaha atan Chanyeol "Fesat şeyler düşünme Baek.Kirli pijamalar ile uyumayı düşünmüyor sun değil mi?"
Utançtan yerin dibine geçmek isteyen Baekhyun cevap vermedi. Kendi pijamasını da çıkaran Chanyeol, üstlerine yorganı çektikten sonra ona sarıldı " İyi uykular meleğim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geceme Gündüz Oldun
Любовные романыDİKKAT!Bu bir Eşcinsel hikayesidir.Rahatsız olacaklar uzak dursun. "Sen Kyungsoo,hayatıma nasıl girdiğini bile fark etmemişken şimdi,tamamen sana aitim.Lütfen bu adamın aşkını kabul et." "Bay Kim,hayata dair hiç tecrübem yokken,size verebileceğim t...