'Bölüm 8 Hesapta olmayan Aşk.'

148 9 5
                                    

Bölüm şarkısı; James Arthur-Supposed
Iyi okumalar...

Yaz ayının gözbebeği olan yağmur çiselemeye başladığı için yemekleri içeri taşımışlardı.Kyungsoo, az önce Jongin'le olan yakın (hatta fazla yakın) temaslarını masadakilere unutturmak adına, makineli tüfek gibi konuşuyordu.

"Ellerine sağlık sevgilim, müthiş olmuş e senin elin değdi sonuçta. Ah Baekkie sos ister misin? Chanyeol-hyung bak bu mezeyi ben yaptım, tadına bakmalısın."

Sustuğunda,masada ki gözlerin onu izlediğini gördü.Boğazını temizledi ve elinde ki çatalı bıraktı,
"Ee ben bir lavaboya gideceğim. "

Jongin masadan kalkan çocuğun arkasından bakakaldı. Sıkıntıyla önünde ki eti didiklerken sordu, "Sizce yanlış bir şey mi yaptım? Soo aşırı gergin duruyor? "
Baekhyun başını kaldırıp sırıttı, "Kyungsoo'yu uzun zamandır tanımasam da nelerden utanabileceğini gayet iyi biliyorum.O,bu tip yakın temaslara çok yabancı.Onu sen rahatlatabilirsin sadece."
Jongin bunu zaten tahmin ediyordu ama nasıl yapacağına dair bir fikri yoktu.Sonuçta o da, bu konularda Kyungsoo kadar acemi sayılırdı.
Ama burada büyük olan oydu. Küçüğünü bu duruma alıştırmak onun göreviydi, ve bunu seve seve yapacaktı!
Chanyeol elini Baekhyun'un ensesine koyup kendine doğru çekti "Bak şimdi sevgili acemi arkadaşım, iyi izle."
Jongin'in cevap vermesine fırsat tanımadan, dudaklarını alnına değdirdi ve bu Baekhyun'un mayışarak gözlerini kapatmasına sebep oldu.Sadece 30 saniye içinde Baekhyun kucağına çıkmış ve onu yemek ister gbi öpmeye başlamıştı.
Jongin gözlerini büyütüp şaşkınlıkla izlemeye başladı. Sanki onun varlığını unutmuş gibilerdi. Baekhyun elini Chanyeol'ün önünde ki şişkinliğe koymuş okşuyordu. Ne yapacağını bilmeden yerinden kalktı ve salona geçti. Az önce gördüğü şeyi Kyungsoo'nun ona yaptığına hayal edince, kan güneyde toplanmaya başladı. Kafasını silkip bu düşünceden kurtulmaya çalıştı. Şimdi daha önemli bir işi vardı.
Üst kata çıkıp balkonda oturan sevgilisinin yanına gitti. Kyungsoo onun geldiğini fark edince yana kaydı ve yarım ağız gülümsedi. 
Jongin ise onun uzaklaştığını fark etmemiş gibi doğal bir tavırla elini onun omuzuna attı ve kendine çekti;
"Yağmur çok güzel yağıyor değil mi?"
Kyungsoo başını sallamakla yetindi ve rahatlamaya çalıştı. Demin yemek masasında öyle konuşarak Jongin'in temasından rahatsız olmuş gibi davrandığının farkındaydı. Ama o rahatsız olmamış, aksine bu kadar kısa sürede ona alıştığı için dehşete düşmüştü. Çünkü bundan vazgeçemez duruma gelirse eğer,tüm planlarından vazgeçer ve annesinden alacağı intikamı unuturdu.
Ama Jongin'i parmağında oynatabilirsin dedi içinde ki şeytani ses. Ve o bunu yapabileceği düşüncesiyle gülümsedi.
Jongin yağan yağmura dalmışken,bacaklarının arasında hissettiği sıcak elle irkildi. Az önce hayal ettiği şeyi yapıyordu Kyungsoo.
Elini yavaşça çekti,"Bunu yapmamalısın bebeğim..."
Tıpkı onun gibi fısıldadı Kyungsoo. "Ama yapmak istiyorum. "
"Seni üzecek veya rahatsız edecek bir harekette bulunmak istemiyorum."
Kyungsoo içinden lütfen bu kadar iyi olma diye geçirdi. Elini çekti ve başını boyun çukuruna yasladı "Aramızda ki tutkudan rahatsız olmuyorum Kai.Sana dokunmayı ve bana dokunmanı seviyorum."
Jongin şaşkınca baktı . Kyungsoo yine bir ters köşe yapmış ve onu şoke etmeyi başarmıştı.
Çalan telefonuyla sırtını yasladığı yerden kaldırdı ve  gelen aramayı caveplandırdı.
"Alo?"
Arayan, şirketin pek göz önünde bulunmayan, ama önemli bir konuma sahip olan üst düzey yöneticilerinden biriydi.
"Efendim ben Zhang. Sizi şirkette aradım ama bayan Park şehir dışına çıktığınızı söyledi."
"Evet biraz kafa dinlemek istemiştim. "
Mahcupça Özür diledi telefonun öbür ucunda ki.
"Kusura bakmayın, rahatsız ettim. Çin'den annem aradı, kız kardeşim çok rahatsızmış.Gitmem gerekiyor. Haber vermek istedim."
Jongin gözleri kapanan çocuğun saçlarını karıştırıp cevap verdi "Peki ne kadar sürer?"
"Efendim sanırım belirli bir süre veremeyeceğim. Ama üç dört aylık ücretli bir izin söz konusu olmaz. Isterseniz istifa edebilirim."
Jongin görmeyeceğini bildiği halde kafa salladı
"Hayır istifa etmeni istemiyorum. Sen benim kıymetli bir elemanımsın. Bak aklıma ne geldi;Çin'de yeni bir otel açmıştık. Ve oranın bir yöneticiye ihtiyacı var. Ne dediğimi anlıyorsun değil mi?"
Zhang heyecanla mırıldandı "Çok teşekkürler Bay Kim. Minnettar olurum."

Telefonu kapattıktan sonra, sıkıntıyla düşünmeye başladı.Giden kişinin yerine kimi geçirebilirdi ki? Gözleri, ona sıkıca sarılmış küçük sevgilisine ilişince aklına aniden bir fikir geldi.
"Hey Kyungie. Sana bir şey teklif etmek istiyorum."
Kyungsoo merakla sözün devamını bekledi.
"Önemli bir çalışanım Çin'e gidiyor ve onun yerini dolduracak biri lazım. Bu kişinin sen olmasını istiyorum.
Kyungsoo bir an kalp atışlarını Jongin'in duymasından korktu. Şaşırmış gibi yaparak sordu,
"Ben bilmem ki. Sonuçta daha üniversite bile okumadım. Bu işin altından nasıl kalkacağım? Hem o bahsettiğin kişi hangi pozisyondaydı? "
"Zhang holdingin yönetim kurulu üyelerindendi. Ve bu işin altında kalmayacağına eminim. Sen çok zekisin Kyungsoo. Ve tabi bilmediğin şeyleri sana bizzat ben öğreteceğim."
Kyungsoo dudaklarını büktü "Teşekkür ederim. Ama insanlar ne diyecek hiç düşündün mü?"
"İnsanların ne düşündüğü umrumda gibi mi duruyor?"
"Ben...Ben ne diyeceğimi bilmiyorum..."
Jongin yaşına uymayacak bir şekilde kıkırdadı "Tamam de yeterli."
Kyungsoo fazla uzatmak istemedi ve hafifçe başını salladı.
Masum bakışlar attı ve dilinin altında ki baklayı çıkardı "Şey sevgilim, şimdi ben o dediğin şey de çalışacağım ya hani.Kıyafet falan almam gerekecek mi?"
Jongin kaşlarını kaldırdı "Evet iyi hatırlattın"
Kyungsoo'yu kucağından indirdi ve içeriye geçti. Onun peşinden gelen çocuk, onun cüzdanını açtığını gördü. Içinden bir düzine kredi kartı çıkardı ve siyah bir tane seçip ona uzattı. "Al bakalım ufaklık. Bu kart platin ve sınırsız. İstediğin gibi kullan."
Kyungsoo gözlerini sonuna kadar açtı ve yutkundu. Her şey nasıl bu kadar kolay ilerleyebiliyordu? Başını eğdi "Ama sevgilim bu benim için çok fazla..."
Jongin burnunu onun burnuna sürttü.Bu ve mırıldandı "Adı üzerinde, sevgilinin küçük bir hediyesi bu sana."
Kyungsoo teşekkür edercesine onun alt dudağını emmeye başladı. Jongin hafifçe üstüne çıktı ve öpücüğü derinleştirdi.
Nefes nefese geri çekildiklerinde,Kyungsoo sırıttı, "Daha demin reddettiğin şeyi yapmamı istemediğine emin misin?"
Jongin dudağının ucuyla güldü "Bunu ne kadar istesem de şimdi olmaması daha iyi. Ama sözünü unutma tamam mı miniğim"
Kyungsoo başını salladı "Asla unutmayacağım Kai."

          *****
Chanyeol mutfağı toplayan sevgilisini görünce yardım etmeye başladı. Baekhyun onun eline tabakları tutuşturdu ve masayı silmeye başladı.
Ensesinde hissetiği nefesle gözlerini kapattı. Chanyeol boynunu öptü ve onu kendisine çevirdi "Baek seninle hiç ilişkimizi konuşamadığımın farkındayım. Buna bir son vermek istiyorum. Lüks bir restoranda, romantik bir yemek eşliğinde teklif edecektim ama dayanamadım Üzgünüm. Benim olur musun? Sonsuza kadar beni sever misin küçüğüm?"
Baekhyun dolan gözlerini kırpıştırdı ve parmaklarının ucunda yükselip dudaklarına küçük  bir öpücük kondurdu "Evet Channie. Sonsuza kadar seni seveceğime söz veriyorum..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geceme Gündüz OldunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin