Evde tam anlamıyla görev dağılımı yapılmıştı. Minseok ve Jongdae oldukça dikkatli bir şekilde Jongin'in kitaplarını inceliyordu. Baekhyun ise Jongin'in defterlerini mercek altına almıştı. Profesör Joonmyeon ve Psikolog Jo Eun, Jongin'in hocası olduklarını söylerek cep telefonundaki numaraları arayıp Jongin ile ilgili sorular soruyolarlardı. Hocası olduklarını söyledikleri için de şüphe çekmiyorlardı tabii. En zor görev ise Sehun'undu. Jongin'in tableti ve Laptop'ı ile ilgileniyordu. Her ikisinde de o kadar çok dosya vardı ki yalnızca yarım saat olmasına rağmen Sehun'un başı dönmeye başlamıştı. Buna rağmen elle tutulur hiçbir şey yoktu. Çoğu, astral seyahatin nasıl yapılacağı ile ilgili araştırma dosyaları ve çeşitli dans kareografileri ile ilgiliydi.
Aradan uzun zaman geçmişti ve herkes konuşmadan işine odaklanmıştı. Ama hiçbiri tek bir şey bile bulamamıştı. Jongin'in kitap ve defterleri zaten bomboştu. Tek bir çizik bile yoktu. Joonmyeon ve Jo Eun da aramaları bitirmişler ve bir sonuca ulaşamamışlardı. Hepsi kafalarını buldukları yere gömüp biraz uyumak istediler. Sehun ise hala laptop ve tablet ile meşguldü.
Bilgisayarının en ücra köşesinde "KAI" isimli bir dosya olduğunu gördü. Dosyanın içerisinde böyle bir şey görebileceğini hiç düşünmüyordu. Değişik yıldız takımları, yaşanılabilir gezegenler, galaksiler... Hepsinin fotoğrafını indirmiş, hepsi hakkında bilgiyi en ince ayrıntısına kadar yazmıştı. Sehun hiç sıkılmadan tüm bu -kendince- gereksiz bilgileri okudu. En son dosyanın da adını taşıyan "KAI" başlıklı yazıyı okumaya başladı. Bunu Jongin'in yazdığını anlamıştı çünkü yazı, "Merhaba ben Kim Jongin..." diye başlıyordu...
"Merhaba ben Kim Jongin. Şu anda 19 yaşındayım ve Samanyolu galaksisinin Dünya adlı gezegeninde yaşıyorum. Samanyolu'na "süt yolu" da deniyor. Nedenini ise şöyle açıklıyorlar; Bir gece, Zeus ölümlü bir kadından yaptığı oğlu Herakles'i farkettirmeden uykuya dalmış olan Hera'nın göğsüne koyar. Bebek Herakles, Hera'nın göğüslerinden akan sütü içecek ve böylece ölümsüz olacaktır. Fakat Hera, gece uyanıp tanımadığı bir bebeği emzirdiğini farkedince onu fırlatıp atar ve boşalan göğsünden çıkan süt de gece gökyüzüne fışkırıp akar. Hikâyeye göre geceleyin gökte sönük bir ışıkla pırıldar halde gördüğümüz "Süt Yolu", yani Samanyolu Galaksi'si böyle oluşmuştur.
İlginç bir hikaye... Eğer yeniden Dünya'ya geleceksem, kesinlikle birinin göğsünden fışkıran sütle oluşmuş bir samanyoluna düşmek istemem açıkçası. Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz yere bir bakın... Orası "Andromeda Galaksisi." Andromeda "Zincire vurulmuş kız" anlamına geliyor. 1 trilyon yıldıza da ev sahipliği yapıyor. Orada yaşanılabilecek gezegen ya da gezegenler olduğuna inanıyorum. Bir gün Dünya'ya yeniden geleceksem kesinlikle Süt Yolu'nda değil, Zincire Vurulmuş Kız'da olmak isterim. Zaten sütten de nefret ederim. Üstelik Andromeda, Samanyolu galaksisine de en yakın galaksi. Oradan sıkılırsam astral seyahat ile yine buraya gezmeye gelebilirim.
Yeniden Dünya'ya geldiğimde ise ismimin "Kai" olmasını isterim... Oldukça geniş anlamları var. Almanca'da; deniz, Çince'de başlangıç demek. Bir deniz gibi olmayı istiyorum. Büyük, gösterişli, masum ama geceleri korkunç ve karanlık. Kendisine yapılan kötülüklere, pisliklere karşı durup, her şeye rağmen parlamak... Başlangıç olmak istiyorum. Birilerini hayatında ya da herhangi bir gezegende. Bir şeylerin başlangıcı olmak istiyorum. Çünkü başlangıçlar asla unutulmaz, daima akılda kalır.
Şimdi bu samanyolunda, bu dünyada ne olacağımı bilmiyorum. Ama kesinlikle son olmak istemiyorum. Ben unutulmak istemiyorum."
Sehun okudukları karşısında, nihayet göz yaşlarını tutamamış ve çenesine doğru akmasına izin vermişti. Elinin tersi ile göz yaşlarını itip, "Millet! Buldum! Nereye gittiğini buldum!" diye bağırmaya başladı. Herkes uykusundan sıçramıştı Yanına ilk gelenler Joonmyeon ve Minseok olmuştu. Minseok yerini Jo Eun'a verdi. Sehun Jongin'in yazdıklarını yüksek sesle okudu. Jo Eun böylesine bir şey beklemiyordu. Baekhyun yine "Vaaov!" diye şaşkınlığını yüksek sesle dile getirdi. Jo Eun konuşmaya başladı, "Bu, çok çok büyük bir cesaret ve... İnanılmaz bir hayal. Gerçekten şu an onunla konuşup takdir etmek istiyorum. İnanamıyorum, ilk defa böyle bir şey ile karşılaştım!"
Sehun ise, "Bu mümkün mü? Başka galaksilere astral seyahat ile gidilebilir mi?" diyerek sabırsızca sordu.
Jo Eun ise: "Tabii ki mümkün. Yeter ki iste ve donanımlı hazırlan. Jongin bunu çok istemiş olmalı. Ama asıl soru; nasıl kayboldu? Onun gibi tedbirli ve oldukça bilgili biri... Bilmiyorum, gerçekten." dedi. Sehun daha fazla vakit kaybetmek istemiyordu. Bir an önce Jongin'i bulup geri getirmeliydi. Jo Eun Sehun'un emin olup olmadığını yineledi ve Sehun kesinlikle azcık bile tereddüt etmeden, "Eminim, hadi yapalım şunu artık!" dedi. Jo Eun ve Joonmyeon başta olmak üzere evdeki herkes Sehun için hazırlıklara başladı.
-------
Jo Eun ve Joonmyeon tüm hazırlıkları tamamlamıştı. Hastahaneyi eve taşımıştı resmen ve Sehun bu kadar hazırlığın nedenini anlayamıyordu. Çünkü Jongin hiçbir şekilde tıbbı malzeme olmaksızın tek başına gitmişti. Sehun Profesör Joonmyeon'u durdurdu ve; "Bu kadar hazırlık neden? Yani ameliyata girmeyeceğim değil mi? Sonuçta yalnızca bir uykuya dalacağım ve Jongin bunu tek başına yaptı." diye sordu. Joonmyeon çarpık bir gülümseme ile yanıtladı; "Jongin oldukça bilgili olarak gitti, yani nasıl gidileceğini, ne yapacağını biliyordu. Sen şimdi uykuya dalsan tık sesine uyanırsın. Nasıl yapılacağını bilmiyorsun bile. Bu yüzden senin kalp atışlarını, heyecanını kontrol altında tutmamız gerek. Üstelik sen Dünya'ya bağlı olarak gideceksin. Yani bir şekilde bizimle burada da olacaksın. Anlıyor musun?"
Sehun tabii ki anlamamıştı. Ama anlamışçasına kafasını sallayıverdi. Jo Eun, Sehun'da kullanacakları yönteme "telepati" diyordu. Bu konular hiç de Sehun'un ilgi alanına girmediğinden Jo Eun ve Joonmyeon ne derse onu yapacaktı. Baekhyun, Minseok ve Jongdae de uzaktan olanları seyrediyordu ve Sehun ile konuşarak ona cesaret vermeye, heyecanını gidermeye çalışıyorlardı. Sehun'un cesaretine şüphe yoktu ama heyecandan kalbinin yerinden çıkacağına ve sesini dışarıdan herkesin duyduğuna emindi.
Nihayet tüm her şey hazırdı ve Sehun'un gelmesini bekliyorlardı. Jo Eun, Sehun'a tişörtünü çıakrmasını söyledi. Jongin de yarı çıplak bir şekilde uyuyordu ve bunun nedenini sordu. Jo Eun ise; "Astral seyahatte bedenin çıplak olması daha çabuk ulaşılmasını sağlar. Bilimsel bir açıklaması yok ama deneyen herkeste bunun işe yaradığı görülmüş." diyerek kısaca yanıtladı. Sehun tişörtünü çıkardı ve masaj koltuğu gibi bir koltuğa, Jongin'in odasında, onun yanında uzandı. Her şey hazırdı. Jo Eun son talimatları verdi Sehun'a; "Sürekli aklından 'Andromeda Galaksisi'ne gideceğini geçir ve yalnızca oraya odaklan. Jongin'in görüntüsünü de hafızanda canlandır ki direkt olarak galaksi içerisinde onun bulunduğu gezegene git. Unutma, benim sesimi dinleyeceksin ve sana ulaşmamı engellemeyeceksin. Bak, bu yüzüğü gittiğinde de parmağında göreceksin. Eğer yüzüğü çıkarırsan beni duyamazsın. Sesimi duyduğumda ise eğer her şey olumlu ise sağ elini yumruk yap, ters giden bir şeyler varsa sol elini. Burada Joonmyeon ile ben ellerini tutacağız. Böylelikle iletişim kurmuş olacağız. Ufak bir hata yaparsan, sen de bilmediğin gezegende sıkışır kalırsın. Yüzüğü çıkarmak yok, anlaştık mı?"
Sehun kafasını salladı ve "Tamamdır, anlaştık." diyerek güvence verdi. Hemen gözlerini kapattı, aklında Andromeda Galaksisi vardı ve hafızasında Jongin'in görüntüsünü çiziyordu. Hala heyecanlıydı. Joonmyeon Sehun'un kalp hızının normalden hızlı olduğunu söyledi. Ama bunun nedeninin heyecan olduğu belliydi. Sehun yavaş yavaş Jo Eun'un ve Joonmyeon'un sesinin azaldığını hissediyordu. Ve artık hiçbir ses duymuyordu ve bir anda gözlerini neredeyse kör edecek kadar yüzüne yansıyan parlak bir ışık ile karşılaştı. İşte o an doğru yere geldiğini anlamıştı. Çünkü bu gördüğü yer tam da Jongin'in dosyasında bulunan o fotoğraflardaki Andromeda Galaksisi'nin görünümündeydi. Şimdi, tabii eğer oradaysa, o galaksiden ona ait olanı, Jongin'ini geri almalıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANDROMEDA
Teen Fiction"...Bazı başlangıçlar sonsuzluğun ilk adımıdır." --- Çaylak, 'yazarımsı' bir kişinin yazdığı ilk hikaye... :') Nam-ı diğer Exolata.