HASTANE

43 7 0
                                    

-"Ben yapmadım." dediğimde babam birdaha vurdu. Sanki böyle birşeyi bekliyormuş, bana vurmak için. Beni dinlemedi bile, anneme ne demeli, o benim annem, bana inanır sanmıştım. Ama yanılmışım.

Defne-" Sen napıyorsun be! Bırak eylülü" diyerek önüme geçmişti. Babam defnenin kolundan tutarak kenara fırlattı. Defne yere düşerken onun yanına gitmek istedim ama babam izin vermedi.

-" özür dilerim defne" dediğimde babam beni kolumdan tutarak, odaların birinin içine attı. Kendidi de odaya girerek, arkadan kapıyı kilitledi.

Az da olsa ne yapıcağını anlamıştım. Çünkü eline büyük bir fırsat çıkmıştı. Tabiki de bunu kullanacaktı. Onu ikna etmek için derin bir nefes aldım.

-" baba diyorum bak dikkat et. Her ne kadar da bana babalık yapmasanda, yine de benim babamsın. O fotoğraflar yanlış anlaşılma, Egemen bana yardım etmek için otele götürdü. Sonrası malum" babamın tebkisine bakıyodum. İlk baştan öylece bana bakıyodu. Sonra birden kahkaha atmaya başladı.

-" hahhh haa hahh, demek istanbullu piçin adı Egemen" ne yani onca söylediğim içinden sadece bunu mu anlamıştı.

-" babaaa artık gülmeyi bırak, Egemen benim hiçbirşeyim değil. " dememle beraber babam saçlarımdan geriye çekti.

-" demek senin hiçbirşeyin olmuyo ha" diyerek yüzüme bi tokat vurdu. Yüzüm sağa cevrilirken, ağzımdan gelen metalik tadın kan olduğunu anladım.

-" Seni öğrendiğim gün öldürmeliydim. Baran ve annen yüzünden sana birşey yapamadım. Şimdi seni elimden kimse alamaz" diyerek beni yere fırlattı. Ben daha söylediklerini sindiremezken, o belindeki kemeri çıkarıp, hızlıca bana vurdu.

  Odanın içinde çığlıklarım yankılanırken,  babam vurmanın şiddetini arttırdı. Artık ağlamamda birşeyi değistirmiyodu. Yapmadığım bir hata yüzünden, gördüğüm bu şiddeti ruhum kaldıramazken, bedenim alışmıştı.

-" ben birşey yapmadım." da desem, babamın durmaya hiç niyeti yoktu. Bu sefer kemeri yere fırlatıp, tekmeler atmaya başladı. Ona karşı gelecek gücüm yoktu.

Defne ve annemin, kapıyı yumrukladığını duyabiliyordum. Defnenin bağrışları, annemin çığlıkları... Derin bir nefes alarak

-" Yardım edin" diye bağırdığımda, babam beni kaldırıp, duvara fırlattı. Ağzımdan ağlama ve kanla karşılık bir " ahhh" çıkmıştı.

Artık dayanacak gücümde kalmamıştı. Belkide, ölüm benim için en hayırlısıydı. Kapanmaya yüz tutmuş gözlerimle, karnıma yediğim son darbenin etkisiyle, etraf karamaya başlamıştı. Yapmadığım bir hata yüzünden, hayatım burda sona eriyordu belkide. Daha fazla gücüm kalmamıştı.

-" öö- özür di-iler-im, ben bir-şey yapp-maa-dım" söylediğim en son cümleydi. Gözlerimi kapatarak, kendimi ölümün kollarına bıraktım.

Defne'den

Oadanının kapısında, haykırışlarımızı kimse duymuyordu. Eylül içerde, o babası olucak adam yüzünden çığlıklar atıyordu. Kapı kilitli olduğu için açılmıyordu. Eylülün feryatları yürağimi dagladı.

" Açılmıyoooo, semra teyze birşeyler yap, yoksa öldürücek eylülü" dediğimde semra teyzede ağlayısı artmıştı. Kapıya vurarak

-" Eylül seni kurtarıcam, duyormusun beni" dediğimde içerden sesler gelmeye devam ediyodu. Etrafıma bakımdın kimse yoktu. Biri vardı ama yardım ediceğini sanmıyordum. Zaten herşey azadın yüzünden olmuştu. Belki etraftan duyan olur diye

-" Yardım edin, lütfen yardım edin" diye bağırmaya başladım. İçerdeki aglama sesleri yavas yavaş kesiliyordu. Bir süre sonra eylülün çığlıkları kesilmişti.Semra teyzeyle birbirimize baktık.

AŞKA YENİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin