Hep böyle kalacağız

11.6K 353 4
                                    

Gözlerime giren güneşin ışığıyla kalktım. Rahatsız edici olduğundan başımı sağ tarafa çevirdim.
Göğsümün üstünde melek gibi uyuyan Gonca'ma baktım. Dudakları hafif aralanmış sol elini kalbimin üstüne doğru uzatmıştı. Uzun, beline kadar gelen saçlarını parmağıma dolayarak oynama başladım. Teni tenime değince bile kendimi tutmakta zorlanıyordum.

Komidinin üzerindeki saate baktığımda 11:34 olduğunu gördüm. Dün fazla yormuştum ve canını fazla yakmıştım. Bu saate kadar uyuması normal.
Aklıma gelen fikirle yavaşça yastığın üstüne bırakarak yataktan kalktım.
Hâlâ çıplaktım. Çekmeceden aldığım çamaşır ve eşofmanı giyerek mutfağa ilerledim.

Ekmek kızartarak tepsiye koydum.
Vişne reçelini küçük kaseye koyarak onuda ekmeklerin yanına bıraktım. Biraz peynir ve zeytinide yanlarına dizdim.
Dolaptan çılardığım portakal suyunu bardağa döktüm.
Evet işte hazır.

"Aç ağzını hadi"
Göz devirerek üzerindeki çarşafı daha sıkı tuttu.
"Hayatım bu kaçıncı doydum artık."
Ekmeği yerine bırakarak portakal suyuna yöneldim.
"Al o zaman iç biraz bundan"
Başını sallayarak bardağı dudaklarının arasına götürdü.
Diliyle dudaklarını yalayarak bardağı bana uzattı.
"Yapma şöyle"
Şaşkınca bana bakarak ne demek iatediğimi çözmeye çalışır gibiydi. Böyle daha öpülesi, daha tatlıydı.
"Nasıl?"
"Dudaklarını yalama ya da ısırma"
Muzipçe sırıtarak yüzünü yaklaştırdı.
"Neden?"
Nefessiz kaldığımı şimdi farketmiştim.
"Ç-çünkü sen öyle yapınca seni saatlerce ve daha sert becermek istiyorum."
Hiç aldırış etmeden gülümseyerek saçlarını yana attı.
"Dün gece yetmedi galiba"
Bu yaptığına yarım ağız sırıtarak burnumu boynuna sürdüm.
Derin bi öpücük bı bırakarak söze başladım.

"Yetmedi, sana doyamıyorum ki "
Cilveli cilveli omuzlarını hafif sallayarak benim kıkırdamama sebep oldu.
Yeri geldiğinde çocuk yeri geldiğinde tam bir kadın gibi olabiliyordu. Ve yaşıtlarından fazlasıyla olgun.
Bi kere yüce gönüllü.
Yaptığım o saçma hatayı bile affedip kendini bana teslim etti. Güvendi.
Onu asla üzecek birşey yapmamaya söz verdim kendime.
Tutacağım da.

Bu bile ona bağlanmama yeter de artar bile.
Dolaptan ona göre tşörtlerimden birini buldum. Tabi ne kadar ona göreyse artık.
Gonca'ya doğru döndüğümde tekrar yatağa yatmış öylece beni izliyordu.
Aha be kızım içimi eritiyorsun şurada...

"Uykucu güzel kalk hadi öğlen oldu tekrar mı yatacak sın?"
Mahmur gözlerini gözlerimden ayırmadan başını salladı.
"Sende gel"
Gülümseyerek yanına gittim.
Başını göğsüme yaslayarak derin bi nefes aldı.
"Ömrümün sonuna kadar böyle olmak istiyorum" derken dün gece evlenme teklifi ettiğimde taktığım yüzüğe bakıyordu.
Saçlarını öperken kokusunu içime çektim.

"Hep böyle kalacağız"

'Hep böyle olacağız"

___


Gonca'dan

Elimdeki telefonla yarım sattir evin içinde dörtdönüyordum.
Fazlasıyla stres altındaydım.

Ya şimdi ya hiç diye geçirdim içimden.

"Alo"

"Ah kızım nasılsın? Biliyorum affet bizi uzun zamandır arayıp soramıyorduk. Babanı biliyorsun senle kavga ettiğinden beri somartık geziyor ortalıkta ve işler yüzünd-"

"Anne yeter, iş iş iş iş. Başka derdiniz tasanız olmadı ki sizin. Beni ne zaman gerçektende merak edip aradınız?
İşinin yoğunluğunun ne derece olduğu biliyorum. Söyle babama o benden daha kıymetli olan dosyalardan başını kaldırırsa evleneceğimi de söylersin"
Diyerek telefonu yüzüne kapattım. Ben alıştım artık umursamazlıklarına

Hangi anne baba kızlarını evde tek başıma bırakıp uzun bir süre gelmez ki! Ha korktuğumdan değil ama en azından herşey yolunda mı diye arasalar dı keşke.

Okuldan geldiğim gibi kendimi bu işe odaklandığım için üzerimdeki formaları unutmuştum bile.
Bunların yerine pjamalarımı giyip aşağı indim.
Evlenme teklifinin üzerinden 1 ay geçmisti. Ailesiyle tanıştırmasının mantıklı bir açıklaması olmalı diye düşünürken küçükken babasının iki sene öncesi de annesinin öldüğünü söyledi. Sadece üvey babası ve kavga ettiğim kız kardeşi kalıyordu geriye.
Nasıl yüzüme bakacak nasıl aynı ortamda bulunacağız bilmiyorum ama bişekilde hallolur diye düşünüyorum.
Okul bittikten sonra düğünümüz olacak ve ben sadece sınıftan birkaç kişiyi çağıracağım.
Gerisine gerek yok. Cem ise tam tersini düşünüyor. Herkesi çağırmalıyız ki artık kimsenin bize karışamayacağını anlamalılar.

Mesaj sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp telefonu elime aldım.
Küstüğümde "pezevenk" diye kayıtlıydı şimdi ise

Has ÖKÜZÜM
Ah güzelim evleneceğimiz günü iple çekiyorum. Fazlasıyla heyecanlıyım, hemde şimdiden.
:)))

Bu nu rehpere ben değil tabiki de Cemre kaydetmişti. Nedeni ni bilmiyorum ama hocama böylesi yakışır o ne öyle vıcık vıcıl hayatım, aşkım!!!!!
Demişti.

Has ÖKÜZÜM
Çaktırma bende :D Hatta uyku tutmuyor bazen. Hatırlattın bak gene kaçtı. -,-

Kıkırdagıp elimi kalbime koydum.

Birine ait olmak

Sevdiğine ait olmak

Sevenine ait olmak kadar güzel birşey yok galiba. Her sabah onun kokusuyla uyanmak, onu izlemek, beraber oturup birşeyler seyretmek, sarılmak...

Bunlar hayal gibi gelse de şaka maka 2- 2,5 ay kalmıştı düğüne. Daha ne gelinlik bakmıştık ne de başka birşey zaten annemlere bile bugün haber verdim. Eminim ki düğün günümde gelirler.

Has ÖKÜZÜM
Uyku tutmadıysa gelebilirim. Sabaha kadar yapacak birşeyler buluruz. ;)

Has ÖKÜZÜM
Yok canım yarın okula gitmem gerek uykusuz kalmak istemem. ;))

Pislik neler neler geçiyordur şimdi aklından. O günün sabahında uykum var diye naza çeksemde yürüyemeyeceğim için tekrar yatmıştım.

Has ÖKÜZÜM
EVLENELİM... Neyse yat uyu madem benide ne hale soktun.
Ulan varya
Ama demiyorum birşey. İyi geceler meleğim , seni seviyorum <3

Bu yazdıklarına kahkahalarla gülerek odama çıktım.
Evlendiğimde uykumu alamadan kalkacağım için şimdiden keyfini çıkarmalıyım.




=Aşk Hocam= (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin