Evlenmeyeceksin

9.4K 347 3
                                    

Cemre ile tenefüs arası kantinden abur cubur alıp masamıza yöneldik.

"Yılsonu da yaklaşıyo"
Sesinde hüznü belirten duygu vardı.
"Neden bu kadar üzülüyorsun ki? Biz yine beraber olucaz hep birbirimizi göreceğiz. Sende bile kalırım"

"Öyle tabi de sınıftakinleri de özleyeceğim galiba. Hem sen evlendikten sonra sende kalamayacağım"
Yanaklarını şişirtip nefesini dışarı verdi. Elimdeki çikolatayı ağzıma tıkarak en best kankama sarıldım.

"Yapma böyle Cem'i evden kovar seni çağırırım ben"
Yüzü aydınlandı bian kıkırdayıp daha sıkı sarıldı bana.
"Enişte kızmasın ?"

"A-a kızarsa gece yatağa almam bu kadar basit yani" diyerek kahkha attık.

"Oo kızlar bana sarılmak yok mu ?"
Sesin geldiği yöne başımızı çevirip birbirimizden ayrıldık.

"Hoşgeldin Sedat"

"Hoşbulduk konçizim. Bak yan sınıftan Hakan bu da"
Çocuğa gözlerimi çevirdiğimde hafif kirli sakallı, siyahlar içine bürünmüş, sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Her kızın dikkatini çekecek tipten hemde.
Bütün yıl boyunca bir iki defa görmüştüm sadece.

'Sende hoşgeldin" diyerek gülümsedim. Karşılık vererek Cemre ile el sıkıstılar.
"Otursana " der demez bunu bekliyormuşcasına sandalye çekti kendine.
Oturmasını Cemre söylemişti ve nedense gözlerinin içi parladı.
Sedat ' a baktığımda artık hiçbir ifadeye bürünmüyordu yüzü. Tamamen Cemre'ye karşı hislerini yitirmiş olmalı.

Hakan ile ikisine baktığımda normal arkadaşlığın biraz ötesinde bile gözükmüyorlardı.
Belkide hâlâ aynılardır... İmkansız.

Bi ara bu konuya da el atacağımı bildiğimden sesimi çıkarmadım.
Telefonun sesiyle bizimkinlere haber verip bahçeye çıktım.

"Efendim baba"
Baba kelimesini bastırarak söylemistim kinaye olsun diye.

'Kızım annen birşeyler dedi doğrumu?"

" evet doğru"

Karşı taraftan birkaç homurtu yükselirken etrafımı incelemeye başladım. Bir kaç öğrenci dışında sessizdi.

"Evlenmiyorsun Gonca. Sen daha kaç yaşındasın ki. Hadi onu da geçtim evleneceğim diye tuttursanda benim arkadaşlarımın oğullarından biri olur bu orda burda sürten serseri değil"
Sözlerinden dolayı sinirim kat be kat arttı.
"Onun hakkında böyle konuşma daha kim olduğunu bile bilmiyorsun. Hem o serseri değil. Bana yıllarca babalık yapmayan ama şimdi karışma hakkına sahipmiş gibi hisseden birimi söylüyor! Umurunda olmadığımı sanıyordum. Uzun bir süre arayıp sormayımca tabi-"

"Kes sesini ben senin babanım gamsız. Ne istedinde yapmadık 18 yıldır herkesten farklı yetiştirdim seni herşeye sahiptin sen"

Dudaklarımı ısırmayı bırakıp ellerimi saçlarıma götürdüm. Ne kadar can sıkıcı bir durum.

"Evet ama baba sevgisine muhtaçtım hep. Bunu unutuyorsun. "

Nefesini dışarı vererek elini biyere vurdu. Büyük ihtimal masasına diye düşünüyorum. Çünkü genelde işlerinin başında olur.

"Ne dersen de Gonca evlenemezsin izin vermiyorum."

"İzin istemiyorum zaten. 18 yaşıma girdim birkaç ay öncesi -sizin bundan bile haberiniz yoktu ama - artık istediğim herşeyi yaparım. Karışmayın. Eğer seviyorsanız düğünüme gelirsiniz. İstemiyorsanız gelmeyin tabi ne zaman yanımda oldunuz ki şimdi olmanızı isteyeceğim"
Diyerek telefonu yüzüne kapattım. Bana gamsız diyene bak. Görmeye görmeye yüzünü unuttum be.

Göz yaşlarımı silerken etrafta sa Cem'i arıyordum.
Büyük ihtimal öğretmenler odasındadır düşüncesiyle oraya yöneldim.
Kapıyı tıklatarak içeri girdiğimde tek başına oturmuş elindeki kalemi döndürerek biyere odaklanmıştı.
"Ben geldim"
Der demez başını bana çevirdi. Az önceki halinden eser yoktu. Biranda yüzü aydınlandı ve gülümseyerek bana sarıldı.
"Hoşgeldin bitanem. Bu yüzünün hali ne Gonca?"

"Bunun hakkında konuşmak için gelmiştim"

Başını sallayarak kapıya doğru yöneldi kitleyerek yanıma yaklaştı.
"Biri gelir ve açık olmad-"

"5 dakika önce herkes sınıfına çıktı zaten."
Peki der gibi başımı salladım.

"Anlat bakalım" diyerek ellerini saçlarımda gezdirdi.
"Babam evlenmemizi istemiyor, seni tanımadan bile senin hakkında abuk subuk şeyler söylüyor. Buna karışıcak"
Bana kollarını dolayarak sımsıkı sarıldı. Şuan tek ihtiyacım onun sıcak bedeniydi.

"Üzülme bilye gözlüm. Benimkinlerde istemiyor ve ben onları umursamıyorum. Bizde onlara haber vermeyiz gizlice evleniriz"

"Ne güzel en mutlu günümde ailem yanda olmayacak"
Sesimdeki alay tınısını alamayacak yoktu heralde.

"Şsst Gonca'm. Artık biz aile olacağız. Düşünme bunları üzme kendini de"

Cem'den ayrıldım ama hâlâ o belimi bende kollarını tutuyordum.
"Neyse ben sınıfa çıkıyorum."
Tebessüm ederek başıyla onayladı.
"Tamam bitanem, sıkma sakın canını. Benim için, lütfen"

"Deniyeceğim" diyerek dudaklarına öpücük kondurdum.
Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu unutmuştum. Ve bunun farkına henüz varamadığımda yerimde tepinip daha hırslı şekilde deniyordum.
Arkamı dönüp mahçupça sırıtarak Cem'e baktım. Kollarını göğsünün hizasında bağlamış bana 32 diş sırıtıyodu.
"Galiba kilitli ha"
"Ha? Haaa ha evet, evet kilitli" diyerek kapıyı açıp anahtarı ona uzattım.
Kapıyı kapatarak hızlı hızlı ilerlemeye başlamıştım ki odadan kahkahaları duyuldu.
"Sinir şey"
Ayaklarımı yere vura vura sınıfa girdim.

=Aşk Hocam= (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin