S*ktim belanı

12.4K 426 11
                                    

"Allah seni nasıl biliyosa öyle yapsın. Hiçbirşey demiyorum Gonca. Aferin. Aferin yani."

"Ya ama bak-"

Elini havaya kaldırarak susmam için işaret verdi. Buna noluyo be!
"Biz burda kıçımızı yırtalım unutturmak için seni köye getirelim, gezip tozalım, erkek bulmak için düğüne gidelim ve sen o düğünde Cem'le barış. "
Ayağa kalkarak sahte bi gülüş sergiledi ve ellerini çırptı.
"Tebrik ediyorum seni. Perfectsin. Perfectin de perfectisin."

"Saçmalamaya başladın gene. Otur şuraya bi. Otur otur."

"Heh söyle bakalım."
Ne desem boş şimdi buna da. Unutturmak için çaba sarfettiği ortada evet ama Cem'in söyledikleri aklıma geliyo bian. İnandım yada inanmak istedim. İçimden bi his doğru söylüyor diyor.
"Onu o halde görmeliydin. Bana anllattı herşeyi. Dün ne konuştuysak bi tart. Sen olsan affetmez misin? Ben çok seviyorum, unutmaya çalıştım ama olmadı, olmadı işte"

Dudaklarını sarkıtarak halıya odaklandı. Ellerimle ellerini kavradım. Gözlerinin içine ısrarla bakmaya devam ettim.
"Tamam tamam ama ben kolay kolay affedemem. Affedilcek gibi değil."

"Ulan o benim sevgilim. Yamuk yaptıysada bana yaptı gavat" diyerek şakasına tokatı bastım.

"S*ktim belanı" diyerek üzerime atıldı. İncecik kızsın bu ağırlık ne be, öküz. Saçını tutup çekiştirmeye başladığımda o da bacağımı ısırıyordu. Kahkaha atmaktan dur diyemesemee elimle kafasını iktirdim.
"Ahahah salak ahahaha .Dur lan biz kavgaya geçtik direk"
Başını sağa yatırıp düşünmeye başlarken bozulmuş topuzu sağa kaydı.
Elini yüzüne sürterek önüne gelen saçları attı.
"Haklısın konçizim. Kalk kahvaltı yapak acıktım ben."

O önden ben arkadan giderken sırtına atladım. İki büklüm olurken kahkaha atmaya başladı.
"Bin tane olurum çökerim tepene ha. Türkçe öğretmenin kim lan senin hıyar?"
Elimle topuzuna yapıştırdım. Toka zaten lastikten olduğu için kopup yere düştü.

"Kızım hiç büyümücez lan biz bak söylemedi deme"

Derin bi nefes alarak gözlerinin içine baktım duvara sürüne sürüne aşağı indim. "Biliyoruuuuuummm" sesimi erotik çıkarttırarak güldürmeye çalıştım ki başıma yastık gelmesiydi daha neler neler yapardım.

__

Yorgun geçen günün ardından köyün en güzel yerine gelmiştik. Uçurum gibi bi yer dağın tepesi tabi. Cemre'ye baktığımda aradabi tek tük içtiği sigarayı elinde tutuyordu. Sevdiği yada hoşlandığı biri olmadığını tabikide biliyorum. Çünkü biz kızız herşeyimizi biliriz.
Geriye doğru yatarak simsiyah gecede sadece parlayan milyon yıldızları izlemeye başladım. Onlar nasıl bişey be öyle?

"Uykum geldi."
Gözlerimi hiç ayırmadan gökyüzüne odaklandım. Bomboş geliyordu. Ucu yok bunun, sonsuz.
"Yat uyu kuzum sen gideceğimiz zaman kaldırım seni."

Derin sessizliğin ardından mırıltı şeklinde tamam diyerek gözlerimi kapattım.

Yanımdaki beden hissiyle gözlerimi yavaş yavaş araladım.
Cem
Ne ara geldi bu buraya?

Gözlerini hiç ayırmadan beni izliyordu.
"Ne zaman geldin?"
Şuan durum tam bir muammaydı. Ben Cem'in üstündeydim. Başımı kaldırdığımda nerdeyse dudaklarımız değecekti. Bu düşünceyi silip atsam iyi olucak.
Kollarını bedenime sımsıkı sararak ' uyu meleğim sen ' deyişini duydum. Yarıyıl tatili bitiyordu. Kış ayındaydık ama ilk defa bu kadar soğuk değildi.

Bende kollarımı sararak yüzümü boyun girintisine koydum. Bu koku... Felaket çekiçi. Yeni çıkan sakalları yanağımı acıtsa da hoşuma gidiyordu bi yandan.
Başımı kaldırarak yüzünü incelemeye başladım. Simsiyah upuzun kirpikleri var. Neden benim o kadar yok ki? Şekilli dolgun dudaklar, yeni çıkan sakallar ve yüzünün sert yapısı... Sevmeseydim, sırf çocuğum Cem'e benzesin diye bile yapardım.

Gözlerini yavaşça açarak çarpık bi gülümseme gönderdi.
"Hoşuna mı gidiyorum? "
Hayırdır bakışları atıyordu. Ayh içim gitti.

Utana sıkıla gözlerinin içine baktım.
"Seni öpebilir miyim?"

"Hmm öpebilir misin ki?"
Dalga mı geçiyo bu bide!

"Bence öpebilirim" cilveli çıkan sesime hayret etsemde bi yandan tebrik ettim.
Dudaklarına yavaş yavaş yaklaşırken bianda başımın arkasından tutarak dudaklarını dudaklarıma örttü. İlk alt dudağını ısırıp biraz çektim. Hafif inlemesinden sonra aniden altına aldı. Nolduğu anlamazken daha sert öpmeye başladı. Dudakları bu sefer boybumda gezerken değdiği her yerimi yakıyordu. Böyle bi his hiçbiyerde, hiçbişeyde yok.
Başını kaldırdığında koyulaşmış gözlerine baktım. İkimizde derin derin nefes alıp veriyorduk.
"Gonca'm durmazsak daha ileri gitmiş olucaz. "
Anlayışla başımı salladım.

"Tabi ikincimiz burda olsun istemem"
Sapık! İkincimizmiş. Hatırlayınca bi sıcaklık bastı şimdi .
Göz devirip yerimden kalkmaya çalıştım.
"Ahahaha kızardın"
Başını yana yatırarak kahkaha atarken bende üzerimi düzeltiyordum. Nevar yani bunda herkes utanabilir.

"Kızarmadım ben. Yürü"
Kaşlarımı çatıp hızlı hızlı ilerlemeye başladım. Hâlâ kahkahaları kulağımı doldurdukça beynimi ikiye bölesim geldi. Şu sıralar bu kadar hassas olmamın sebebi regl olucağımın habercisi büyük ihtimal.
Kolumdan çekilip arkamı döndüm.
"Tamam güzelim, hemen asma suratını. Sen utanmazsın ki"

Bişey demeden gözlerinin içine baktım. O gülümsedikçe benimde gülümsemem yüzümde yayıldı.

Bişey söyleyecekmiş gibi yüzüme eğildiğinde. Bian sert parfümünun kokusundan dolayı bayılacağımı sansamda Allah'a şülür olmadı.

"Utanmadığını da o gece gösterdin bana"
Ne! Gözlerimi iri iri açarak koşan Cem'in arkasından dondum kaldım. Manyak gene sinir etti beni.
Koşarak arkasından da bağırdım.
"Sapık. Köyde adını çıkartıcam senin"

O hâlâ beni takmayıp kahkahalar eşliğinde koşarken bende hızımı yavaşlatmış arkasından ilerliyordum. Deli bu be.

=Aşk Hocam= (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin