=Aşk Hocam= (BİTTİ)

Benimle Evlenir misin?

"Al bunu giy. "
Cemre'nin elinde fazlasıyla sexi dantelli ve siyah renkte iç çamaşırı vardı.
"Ya kızım o ne be öyle. Hiç giymeyeyim daha iyi. "
"Haklısın bencede içine bişey giyme direk çık karşısına böyle yemeğe gidemeden arabaya yaslasın tam or-"
Elime yastığı alıp yüzüne bastırdım
"Höst be. Hiç utanma kalmamış sende. Nerden geliyor bi cesur laflar?"

Elimi belime koyarak sinsice sırıttım. O da muzipçe gülümseyerek parmaklarını saçlarına doladı.
"Kankamın yaptıklarından"
Göz devirerek az önce gösterdiği iç çamaşırları suratına fırlattım.
Elbet onu da göreceğiz.

"Giy hadi şunları be. "
"Ya ikinciye olucak belki ama bende böyle bi heyecan varya bi ağrı giriyor orama burama"
Cemre neredeyse g*tüyle gülerek yastıkla ağzını kapattı.
Nedense ben gülmüyorum!

Sert bakışlarımı sürdürmeye devam ederken yastığı bi kenara koydu ve oda ciddi ifadeye büründü.
"Yani bu ikinciye olucak o yüzden bu kadar korkma. Nedemişler; ilki acı verirse ikincisi zevk verir."

Bu sefer bende gülüyordum ama sinirden.
Banyoya girerek tekrar bi duş aldım. Bütün gün okuldaydım zaten. Cem'de çıkışta bizi eve bırakmış akşam hazırlan seni almaya geleceğim deyip gitmişti.
Saçımı kuruttuktan sonra Cemre'nin elindeki iç çamaşırları giydim. Üzerimde pudra bembesi elbiseyle topukluları da giydim. Vücudum iyi olduğundan çuval bile yakışır giysen denir ya ben de öyleydim. Yani öyle diyorlar.
"Saçlara napalım abla?"
Kuafördekiler gibi elleri saçlarımda ve karşıdaki aynadan saçlarıma nasıl bir model vereceğini düşünür gibi yapıyordu.
"Bana nasıl yakışır?"
"Sana herşey yakışır abla"

"Maşa yapalım mı?"
"Yapalım abla"

"Düzleştirsek çok mu sade kalır"
"Kalır abla"

Sesini kalınlaştırarak berbere gelmiş hissi veren Cemre'yi kalkıp alnın dan öptüm.
"Bu ne içindi abla"
"Birazdan yapacağım şey için"
Anlamaz gözlerle serseri tiplerine bürünüp yengeç gibi duruyordu.
Gülmemek için kendimi sıksamda çare etmedi.
"Ne yapacan ab- ananın Gonca ya"
Boğazına yapışıp hep kahkaha atıyor hemde yere yatırmaya çalışıyordum.
"Ahahah Gonca huylanıyom lan bırak"
"Yuh öküz kızım boğazını sıkıyorum. Hâlâ mı "huylanıyom" diyosun!"
"Geç otur hadi bak birazdan gelecek"

Aklım başıma yeni dank etmiş gibi hızlıca sandalyeye oturdum.
"Yap bakalım"

"Tamam abla"

______

"Baban yeter ki 'verdim gitti' desin.
Bırak tuzlu kahveyi, paketiyle getir
Onu bile yerim."
Ağlamamak için kendimi sıksamda beceremedim bi türlü. Yemeğimizi yemiş, dans etmişken birden Cem dizlerinin üstüne çöktü. Şaşkınlıkla ona bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Ve bana o cümleyi söylemişti.
Ama bu 'beni evlenir misin ' sorusu değildi. En azından ben öyle düşünüyorum.
Ne diyorum ben ya!

"Gonca, Gonca'm. Güzel kokulu kadınım benim, yeşil gözlüm, küçük elli sevgilim... Ben senden başkasını görmek istemiyorum etrafımda, senden başkasının kokusunu duymak, senden başkasının gözlerine bakmak istemiyorum.
Artık seni ölene dek mutlu etmek istiyorum.
Evimde görmek istiyorum
Mutfağımda
Yatağımda
Ben seni istiyorum Gonca.
Birtek seni.
Seni sevmiyorum ben, sana aşığım.
Belki senin için bu gerçektende çok erken olacak ama"
Kalbim heyecandan Göğüş kafesimden fırlayıp gidecek gibi hissettim. Ağlarken bi an esnemek de geldi ama ayıp olucak şimdi.

Tekrar kımıldanıp cebinden siyah bi kutu çıkardı.
İçini açarak bakışlarını bana yöneltti. Onunda gözleri dolmuştu. Ve sarsakça sırıtıyordu.
Ellerimi daha sıkı kavrayarak" Benimle Evlenir misin?"