INTYRE

8

Karanlık seni korkutuyor mu Michael?
Neden kaçıyorsun, sen babana benzemedin hiçbir zaman ama şimdi neden kaçarak terk ediyorsun? Michael...
Aptal aptal sen bir korkaksın ,korkak korkak
Hahahaahaahahahahahahhahahaaha
Michael...
Hey Michael hey beni tanıyor musun?
Bize gel kurdun evladı seni istiyoruz kalbini istiyoruz kalbini...
Seni sonsuza kadar seveceğim bebeğim.
Hadi babaya gel Michael afferin benim oğluma.
Yüz karası sen kurt piçisin bir piçsin..
Michael beni duyuyor musun?
Git Michael.
Yardımına ihtiyacım var Michael. Onları dinleme Michael beni dinle....
Hahahahaahahahhahahhahaahahhahahhahahahahahaahahaaaaaaahahhaahhahha.

Kalkmak için debelendim. Uyandığımda her şey bitmişti. Sesler kesilmişdi ama ben hâlâ inatla bir uğultuyla inliyordum. Her yerimden bir uğultu vardı birden sırtım haşlanarak soyuldu bir elin varlığını hissettim ama kendisi yoktu. Sadece bir gölge vardı sessizdi ama ben ona bakarken bir sesle irkildim başını kaldırdı bu bir erkekdi ama zayıfdı. Hırladı hareket edemiyordum bir anda onunla aramda bir kaç santim oldu. Başını bükerek baktı ve çığlık atarak beni boynumdan kaldırıp karşıya fırlattı. Yalvarır pozisyonda Neden dedim. Soluk eli havaya kalktı ve camı işaret etti geniş çerçeveli camda kırmızı bir yazı belirdi amacım seni incitmek değil yardım etmelisin bu çok acil. Ona baktım yine işaret etti. Babanın yaşaması buna bağlı. Yüzünde garip bir hâl vardı sanki ağlıyor gibiydi. Başımı iki yana salladım ben ne yapabilirim ki?
Yine çok yakınıma gelerek anlıma parmağını dayadı. Hafif bir yanmayla birlikte tam önümde bir halisülasyon belirdi bir kadın ve bir adam ve sanırım birde genç bir erkek boş bir odada oturuyordu yukardan önlerine bir sandık düştü sandığı açtıklarında içinde yüklüce bir altın buldular. Genç olan sinsice bakarken diğer adamda kadına bakıyordu ikiside birden kadına saldırdı genç kadının boynu kanamaya başladı o orada çırpınırken genç olan diğerini parçaladı. Kurtadam. Ayılınca hayalete kurtadam olmamı mı istiyorsun ama daha on birimdeyim on üç değilim. Hayalet yine işaret parmağını kaldırdı ama bu sefer duvarı gösterdi. Benimle gel sana nasıl kurt olacağını göstereyim. Yazı yok olurken birden kara bir geçit belirdi hayalet geçitte kaybolurken bende hiç düşünmeden peşine koştum. Biraz sonra ayaklarım karanlık bir yere değdi. İlelemeye çalıştım o anda bir el beni aşağı çekti. Pasparlak bir hayalet etrafı aydınlatıyordu.  Beni ilerletti ve ben merdivenlerden tekerlendim meşaleler yandı ve etraf altından parlayan duvarlarla doldu.  En ilerde tıkırdayan bir parlaklık vardı ilerlemek için kalktığım sırada bir ses beni hoplattı. Hoş geldin kurdun evladı buraya neden geldiğini biliyor musun? Başmı salladım hayaletin eli beni ileriye iteledi ilerledim parlak şeye yaklaştım. Bu; soluk, şeffaf ve hala atan bir kalpti. Nutkum tutularak ona bakarken yine aynı ses korkuyor musun?
Hayır sadece...
Biliyoruz biraz farklı ve mistik ama yaşaman buna bağlı.
Benim mi?
Seni çok bekledik. Ve sen Michael Daniel İntyre artık bir kurt lordu ve küçük yaşta kurt olan tek kurtadam olacaksın, şimdi dokun bize.
Yine başımla onaylayıp elimi üzerine koydum neydim ben aptal mı büyüsüne kapılmıştım aynı yaşlı bir adamın melek görürse ilk yapacağı şey gibi. Elim yanarak geri sekip düştüm. Omurgam acıyarak inledim, dişlerim uzundu hissediyordum. Tırnaklarım ve hafif bir acıyla kıllarım uzamıştı. Ayağa kalktığımda tek hissettiğim kana susamışlık ve sadece ete duyulan bir tutkuydu. Bir avcı bir kurban almalıydı ve şimdi tamamen çaresizlik kuyusuna tökezlemiş ve yukarı çıkmanın yolunu bulamaz olmuşdum.