Heyy! Merhaba arkadaşlar,aslında multiye Awold'u koyacaktım ama uygun bir karakter bulamadım. Bulunca koyacağım. İyi okumalaaar!
İdareden sinirli bir şekilde ayrıldım. Ben sinirli olmayayım da kim olsun arkadaşlar? Resmen bir yıl boyunca ikinci bir sınıf bir 'erkekle' aynı odada kalacağım. Ve ben,erkeklerden nefret eden ben, bu çocuğu -pardon abiyi- boğmadan nasıl duracağım bilmiyorum.Bir karar verdim. Awold ile iyi anlaşmaya çalışacağım. Sonuçta bir yıl aynı odada kalacağız. Git gide durumu kabullenmeye başladım galiba. Her şeye hemen alışabilen bir tip olmam bazen işe yarıyordu. Alışınca bırakmak istemiyordum, bu da neden bazen dediğimi açıklıyor. Hızlı hızlı odaya yürümeye devam ettim.
Arkamdan biri bana sesleniyordu. "Rose!" . Rose mu? Bana Rose diye sadece capticaldeki arkadaşlarım seslenirdi. Arkamı döndüm ve çocukluk arkadaşım olan Cameron ile karşılaştım. Bunu hiç mi hiç beklemiyordum. Hemen ona koştum ve sarıldım. "Cameron! Senin ne işin var burada?" diye soru sordum ona sıkı sıkı sarılırken. "Bırakırsan nefes alıp konuşacağım," dedi gülerek bana. "Ama çok özlediiiim," dedim ben de küçük bir kız çocuğu gibi. Capticalden birilerini görmeyi çok özlemiştim gerçekten. Cameron Alamona'da okuyan,benim en iyi arkadaşım. Kız arkadaşlarım da olmasına rağmen en sevdiğim arkadaşım kesinlikle Cameron'dur. En sonunda ayrıldım ve soruma cevap ister gibi yüzüne baktım. Omuzlarını silkti ve "Sınıf olarak geldik üç gün buradaki eğitimden görüp geri gideceğiz," dedi. "Nerede kalacaksınız?" dedim heyecanla çünkü Bay Limastos yer olmadığını söylemişti. "Herkesi kendi capticalinden arkadaşlarının yanına yerleştireceklermiş," dedi. Sevinçle zıpladım ve el çırptım. "Bu demek oluyor ki sen benim odamda kalacaksın," o da saçlarımla oynadı ve "Evet küçük cadı senin yanında kalacağım," dedi. Gözlerimi devirdim ve "Aramızda sadece bir yaş var," dedim. Suratıyla bir şeyler yaptı. Ben de karşılık olarak ona öyle yaptım. Tam o sırada tanıdık alaycı sesi duydum "Ne güzel anlaşıyorsunuz siz öyle,". Awold. Arkamı döndüm ve "Aynen," dedim sadece. Sonra Cameron'a baktım. Kaşları çatılmıştı. Sonra yavaş yavaş yüzünde bir gülümseme oluştu. Daha sonra bu sırıtışa döndü ve Awold'a doğru "Awold!" diyerek gitti. Awold da tanımaya çalışır gibi gözlerini kıstı ve "Cameron!" dedi. Birbirlerine erkekçe sarıldılar. Ben ise ne olduğunu anlayamamış bir biçimde orada öylece kalakalmıştım. Cidden neler oluyordu yahu?! "Biri bana anlatabilir mi artık?" diye sordum dayanamayarak. "Sabret azıcık küçük cadı," dedi Cameron bana. Cameron'un bana küçük cadı deyince Awold kahkaha attı. Kaşlarımı çattım ve "Her neyse," deyip odama doğru ilerlemeye başladım. "Awold'a söyle odama getirsin seni," dedim Cameron'a ve yoluma devam ettim. Sinirlenmiştim ya!
Bazı sesler geldi kulağıma ve yavaş yavaş bilincim açıldı. Gözlerimi açtım ve ertafa baktım. Yemekten gelince hemen yatıp uyumuşum sanırım. Yanımda bir çöküntü hissettim. Dönüp yanıma döndüğümde ise hiç mi hiç beklemediğim bir görüntüyle karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROSEMİN
FantasíaBir okulda tek başına kalmış bir Rosemin,bakalım onu neler bekliyor?