Aradaşlaaar! Merhaba hepinize. Karakterleri hala belirleyemedim maalesef. Belirleyince hemen size söyleyeceğim zaten. Sadece Rosemin'i bulabildim. Madison Beer oldu. Zaten ikinci bölümde koymuştum onu. Bu bölümden sonra biraz daha olaylar başlayacak. İyi okumalaaaar!
Ayrıca bu bölümü arakdaşım cansuyukselll e ithaf etmek istiyorum. Haberi yok kendisinin. Ve onun kitabı da çok güzel. Okumanızı öneririm.
Hemen yanımdaki kişiyi dürttüm. Uyanması lazımdı! Benim yanıma neden geldiğini ve kim olduğunu öğrenmem lazımdı! Hala uyanmayınca kalktım ve şişedeki suyu başından aşağı döktüm. Zıplayarak ve şimdiye kadar duymadığım küfürler eşliğinde uyandı. Oha! Gözlere bak be. Analar neler doğuruyor. Yalnız bu gözler şu an bana pek güzel bakmıyordu. Hemen kendime gelip ben de ona öyle bakmaya başladım. Sonuçta öyle bakması gereken bendim değil mi?! Gelip de yatağıma yatan oydu.
Bakışmamızı kesip "Kimsin sen?!" diye çığırdım. Çocuk da bana "Asıl sen kimsin gelmişsin yatmışsın yatağıma?" dedi. O öyle deyince kahkaha atmaya başladım. Burası benim odamdı! "Kimsen kimsin ama körsün sanırım. Etrafına bi bakmanı öneririm. Burası benim odam," derken elimle odayı gösterdim ve o an bir şey fark ettim. Burası benim odam değildi! Tekrar çocuğa baktığımda kaşlarını kaldırmış yüzünde alaylı bir ifadeyle bana bakıyordu. O an yapabileceğim en iyi şeyi yaptım. Arkamı döndüm ve koşarak odadan çıktım!
Kendi odama gitmem için hala koşarken artık koşmamam gerektiğini fark ettim. Ama ne olur ne olmaz arkama baktım. Arkama bakarak koşarken birşeye çarptım. Ah,sanırım burnum düzleşti. Önümü döndüğümde çarptığımın bir dolap kapağı olduğunu fark ettim. "Harika," diye mırıldandım kendi kendime. Burnumu tutarken dolap kapağının arkasındaki kişiye baktım. Gözlerimi devirdim. İlk gün gördüğüm ikinci sınıftaki kızlardan biriydi. Hani Awold'u kendine aşık edecek olan.
Kızın beni görünce kaşları çatıldı. Neden olduğunu anlamasam da kız o cırtlak sesiyle konuşmaya başlayınca anladım. "Sen Awold'un odasımda kalan kızsın değil mi?" dedi. Cidden bu kadar takıntılı mıydı o Savun bozmasına? Oda arkadaşını bilecek kadar. Sinirlendim. "Evet oyum ve sen de onu kendine aşık etmeye çalışan kızdın değil mi?" dedim. Kızın gözlerinden resmen alev fışkırdı. Üstüme atlayacak gibi bakıyordu. Nitekim,öyle de oldu. Kız resmen üstüme atladı. Reflekslerim kuvvetli olduğundan kenara çekilebilmiştim. Kız tekrar üstüme atlayacağı sırada arkadan "Penklde!" diye bir ses duyuldu. Kız beni bırakıp arkasına döndü ve anında gözleri yumuşadı. Ben de oraya bakınca gözlerimi devirdim. Gelen kişi Awold'du.
Harika,şimdi de kendini kurtarıcım ilan edecekti.
Kızın yanına kadar gelip "Kızla uğraşmayı bırak işimiz var," dedi. Kız beni bırakıp peşine takıldı. Awold arkasına bile bakmadan "Penklde işim Rosemin'le," dedi. Şaşırarak yüzüne baktım. Penklde ise öfkeyle benim suratıma baktı. Ne? Sanki ben dedim Awold ile işim var diye.
Awold'un peşine takıldım ve "Ne işimiz var?" diye sordum. "Cameron," dedi. Of! Unutmuştum onu tamamen! "Nerede?" diye sordum. "Odada " deyince koşarak odaya gittim. Hala uyuyordu öküz. Koşarak üstüne atladım. Bugün bir kişiyi daha sıçratarak uyandırmıştım. Tamam,dayağı hakediyordum. Cameron da bana dayak atacakmış gibi bakıyordu. İttire ittire hiç bir şey söylemeden odadan çıkardım. Koşarak dolaba gittim. Bugün ne kadar koştum öyle. Bunun için sonra yorulacaktım. Şu an vaktim yoktu çünkü 5 dakika sonra kahvaltı başlayacaktı. Hemen bir siyah dar pantolon beyaz bir tişört giydim. Ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Koşarak -yine- kapının önüne çıktığımda Awold da Cameron da beni orada bekliyordu. Cameron'un koluna girip "Gidelim," dedim. "Gitmem isterdim ama seni bu saçla hiç bir yere götürmem ben," dedi. Odaya tekrar girdim ve aynaya baktım. Aman Allahım! Bu ne?! Hemen saçlarımı taradım ve yukarıdan at kuyruğu yaptım. Salık kalırsa insanlar korkup kaçabilirdi. Tekrar dışarı çıktım ve kahvaltıya gittik.
Kahvaltı bitince sınıflara geçtik. Kızlar arasında bir hareketlenme vardı. Birbirlerinin bileklerinin içlerine bakıp tahmin yürütüyorlardı. İşaretleri çıkmaya başlamıştı. Kendi bileğime baktım heyecanla.
