En değerli olarak gördüğünüz insan hayatımızdan çıktığında, yokluğuna alışmak zorunda kalmak çok acı verir. Ve bu acı, geçmek bilmez. Öyle bir acı olur ki sanki dünyada ki bütün suçları sen işlemişsin ve bedelini ödüyormuşcasına can çekişiriz.
Peki; Buna sebep olan nedir?
Aşk mı Alışmak mı?
Bir insanın varlığına alışmak diye birşey var. Birisine alıştığında hep yanında kalsın, elleri ellerinde olsun , gözleri gözlerine bakmaktan hiç usanmasın, elleri benim saçlarımın arasında kaybolsun, kolları en güzel benim bedenimi sarsın isteriz. Ve daha birçok şey isteriz.
Ama bu aşk mıdır?Hayır. Bu bir insanın varlığına alışmaktır. Yokluğuna alışmak, varlığına alışmak kadar kolay olmaz. Bir insanın varlığına alıştıysan eğer, yokluğu sana dünyanın sonunun gelmesi gibi, nefes almakta zorlanmak gibi , gözyaşlarının akmak için can atıp ama bir damla akmaması gibi, boğazına bir öküzün oturması gibi, birçok his yaşatır.
Önce sesini unutmaya başlarsın, sonrasında kokusunu unutmaya başlarsın ama sokakta yürürken veya toplum içine girdiğinde elbet burnuna onun kokusu gelir ve yine hatırlarsın. Belki kimse onun sana baktığı gibi bakamaz , unutmak için başka sevmek, sevilmek isteyen insanları kullanırsın. Unutturacağını düşünürsün. Sevmeye çalışırsın, ama olmaz. Çünkü o sana farklı bakmıştır, karşındaki insanda onun bakışını görmeye çalışırsın. O sana farklı sarılmıştır, onun kolları gibi saracak her kol sanırsın. O öperken koklayarak öpmüştür seni herkes öyle öpecek sanırsın. Ama eğer ona alıştıysan kimse onun gibi olamaz.Hiç bir aşk sonsuz değildir. Birbirimizi kandırmaya gerek yok. Her aşk birgün biter evet ama aşk bittiğinde devam ettiren başka duygular vardır. Güven gibi,huzur gibi, mutluluk gibi. Sanırsın ki aşk devam ediyor ama ayrılmak istediğinde düşünmeye başlarsın. Başkası böylesine mutlu etmek için çabalar mı? Başkasının kollarında böyle huzurlu ve kendimi güvende hissedebilir miyim? Aklına delice sorular gelir ve sen eğer gitmeyi seçersen, gittiğinde pişman olursun. Bu hayatta giden her zaman kaybeden taraftır.
Ama bazen gitmek zorunda kalır insanlar. O anda hiç söylemeyeceği , aklından bile geçirmeyeceği sözleri sevdiği aşık olduğu insanın yüzüne yüzüne vurur. Hem kırılır, hem kırar o sözlerle beraber. İnsan guruludur , gururunu çiğnememek için aşkını çiğnemeyi tercih eder. Suçlu kendisi de olsa o anda karşısında ki insandan adım bekler. Ne o adım gelir ne de söylenecek sözler dile. Çünkü gururludur insan. Ama bilmez aşkta gurur olmadığını.
Ve en sonunda seve seve silmeye çalışır insan. En çok alıştığı nefesim dediği hayatım dediği insanı silmeye çalışır.
Sizler nefessiz yaşayabilir misiniz?
Ölümsüz aşk istiyorsanız eğer , gururu unutmanız gerekir. Aşklar ölmez sadece biter.
Hayat; bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Günlüğü
RomanceMavi; bazen huzur , bazen mutluluk , bazen sevinç , bazen aşk , bazen hüzün yaşatan mükemmel bir renk. Sadece maviye renk demek tabiki haksızlık olur , o içimizde anlatmak istediğimiz herşeyin hayat bulmuş halidir. 'Gel seninle Mavi'ye yolculuğa çı...