Adsız Bölüm 7

18 2 0
                                    

***1 Sene Sonra***

Ben Derin Taş.  18 yaşında ailesi tarafından terk edilen, aynı günler içerisinde arkadaşının cesedinin üzerine başını koyup ağlayan, peşine katillerin düşmesi üzerine tesadüfen Kerem adında bir arkadaşa sahip olan, ev arkadaşı Kübra ile iyi bir ilişki süren kızım. 1 sene içerisinde,  okula devam etme fırsatı bulmuş ve hayatımı düzene sokmuştum. Sabah okula gidiyor ve daha sonrasında bir restaurantta garsonluk yapıyordum. Kübra da aynı şekilde devam ediyordu.  Kübra ile birbirimize alışıktık ve birimiz sol bacak birimiz ise sağ bacak gibi dengeli hareket ediyorduk. Benim maaşımı biriktiriyorduk Kübra'nın maaşını ise ihtiyaçlarda kullanıyorduk. Zaten sadece market ve giyecek masrafı vardı. Babam elektrik, su ve doğal gazı her ay ödüyor gözüküyordu. Buda babamın beni yine düşündüğü hissine kapılmama sebep oluyordu. Benim maaşımla bir dükkan kiralayacak ve orayı pastane yapacaktık. Fakat daha onun için yıllar gerekirdi. Maddi anlamda sıkıntımız yoktu, fakat manevi alanda bir boşluk hissediyordum.  Babam arada arıyor hiç konuşmadan ben 'alo' diyince kapatıyordu. Özel numaradan aradığı için numarasını da göremiyordum. Annemden ise çıt çıkmıyordu. Canımı acıtıyordu. Hani bir anne asla çocuğunu terk etmezdi. Alışmak değilde, onların yokluğunu içimde biriktiriyordum. Peşime düşen üç adamda artık fazla gözükmüyorlardı. Keremle ise bayağı anlaşmıştık. Sanki benim yıllardır arkadaşım gibi davranıyordu. Diğer erkeklerden farklı bir yapısı vardı. Hem sakar hemde şaşkın bir insandı o. Çoğu işlediği kabahati şirinliğiyle kapatabiliyordu. Arada sırada pijama partisi bile yapıyorduk.  Şimdi ise işten çıkmış eve gidiyordum. Bugün çok yorucuydu ve onun üzerine feci şekilde şifayı kapmıştım. Üzerimdeki monta dahada sarılıp eve doğru yürümeye devam ettim. Midem bulanıyordu ve gözüm kararmaya başlamıştı. Üşümemden ve yanaklarımın sıcak olmasından ateşiminde  çıkık olduğunu anladım. Banka oturup beni alabilecek olan tek kişiyi aradım.

Kerem Aranıyor...

"Efendim?"dedi yine enerjik bir sesle.
" beni alabilir misin?" Dedim boğazımdaki kuruluğa meydan okurken. Sesim çok kısık çıkmıştı.
"Bir sıkıntı mı var?"
"İyi değilim. Beni eve götürür müsün?"
"Nerdesin?" Sesi çok endişeli çıkmıştı.
"Restaurantın birkaç metre ötesindeki banktayım. Lütfen acele et donuyorum." Dedim güçsüz sesle. Ve telefon suratıma kapandı. Bankında havadaki yağmur sebebiyle ıslandığını gördüm oturduğum yerden hızlıca kalktım. Hızlı kalkmamdan kaynaklanan karaltı yüzünden yere düştüm. Başıma saplanan ağrı yüzünden ağlamaya başlamıştım bile.  Yer çok soğuktu ve daha çok üşümeme sebep oluyordu. Fakat kalkacak kadar gücüm yoktu.  Ateşimin yükseldiğini burnumdan gelen kan sayesinde anlamıştım. Genellikle az hasta olurdum ama hasta oldu mu da hastanelik duruma gelirdim. Buda onlardan birisi zaten. Kanı sileceğim sırada araba tekerleklerinin çığlığını duydum. Kerem gelmişti. Hemen kalkmaya çalıştım ama yapamadım. O sırada Kerem yanıma gelmişti bile. Beni kucağına alıp arabaya bindirdi. Eve gittiğimiz o kısa sürede sıcak bir yerde bulunmak toparlanmamı ve uykumun gelmesini sağlamıştı. Eve girdiğimizde ben Kerem'in kucağında berbat bir şekilde yatıyorum.  Kübra yarım saat sonra geleceği için ev boştu. Kerem beni banyoya götürdü.
" duş alabilecek misin?"
" zorunda mıyım?"
"Evet"
"Neden?"
"Ateşini ancak böyle düşürebiliriz, şimdi ya üstünü çıkarırsın yada ben çıkarırım."
" sen dışarı çıkıp kıyafetlerimi hazırla bende duşumu aladurayım bari." dedim zaten diğer seçenek hiç iç açıcı değildi. Duşumu bitirdikten sonra Kerem'in odama bırakmış olduğu kıyafetlerimi giyindim o sırada kapı tıklatıldı.
" girebilir miyim?" Bu Kübra'nın sesiydi.
" gel" içeri girdiğinde elinde bir tepsi vardı.
" bunu içersen toparlanırsın. Kerem aşağıda istersen  aşağıya gel orda yersin." Başımı sallayıp yorganımı sırtıma aldım. Salona girer girmez Kerem'in yanına yorganımı serip iyice Kerem'e sarıldım. O beni kurtarmıştı. Dışardan gören birisi bizi sevgili zannedebilirdi fakat biz arkadaştan öte kardeş gibiydik. Kerem de ona sarılmamdan rahatsız olmuş gibi kıpırdandı. Daha fazla rahatsız etmemek için hafif ayrıldım. Biraz daha kıpırdanınca  iyice ayrıldım. Kerem de  o sırada bir bana bir Kübra ya bakıp "size birşey söylemem gerek" dedi.
" ne oldu?" Dedi Kübra gülümseyerek.
"Bunu söylemek cidden çok zor" diyerek bizi meraka soktu.
" ne ya?" Diye üstelediğimde başını öne eğip;
" siz  evlatlıksınız." dedi.  Yüzümü ekşiltip ona kınayan gözlerle baktım. O sırada Kerem kahkaha atıp beni kendine çekip sarıldı ve Kübra ya gel işareti yaptı. Kübra da üzerimize atlayınca doğal olarak ezildik. Onlarla birlikteyken hastalığımı unutmuştum. Bana aile olan onlardı. Yüzlerine bir kez daha baktım. Gülümsemeleri merhem gibiydi, kalbimdeki bütün acıyı söküp atıyordu.
" şu aralıkta gelirken bir köpek gördüm;açtı. Kübra sen birşeyler hazırla da götürelim" dedi Kerem heyecanlı bir şekilde. Kübra kalkıp mutfağa gittiği sırada Kerem üzerine montunu giydi.
" Kerem!" Kübra'nın bağırması evi inletince Kerem irkildi.
" Noldu kübüş?" dedi hafif sinirli bir sesle.
" köpeğe makarna versek olur mu? şuan birşey bulamadım."
"Olur hadi hızlı ol biraz"
Bir beş dakika sonra Kübra ile Kerem sonunda çıkmıştı. Bende uzun süredir çalmadığım  gitarımı alıp sokağın başında olan Kerem ve Kübraya bakıp çalmaya başladım. Keşke hayata bir çocuk gözüyle bakabilseydik. Acılara rağmen gülebilseydik. Bir yandan kalemini kaybettiğine üzülürken bir yandan bir tane daha var diye sevinebilseydik. Belki o zaman hayata pembe gözlüklerle bakabilirdim. Kerem ve Kübra köpeği seviyordu. Kerem'in gözü ara sıra bana çarpıyordu ve gülümseyerek geri ayrılıyordu. Onlara bakarak şarkı söylemeye başladım.

Bakması Ne Zormuş Ah O Güzel Yüzüne...
Toplamış Yine Bütün Güneşi Üstüne
Kamaşıyor Gözlerim Bebeğim...
Öyle Gülmek Olur Mu Gözünü Seveyim?
Cennet Dudaklarınmış Öpte Öleyim
Aşkmış Adı Nerden Bileyim...
Böyle Zulüm Olur Mu Gözünü Seveyim
Adımı Sorsan Söyleyemem Yemin Ederim...
Ah Ellerim Titriyor
Of Bir Ateş Basıyor
Özlemek Bu Dokunmakla Geçmiyor
  Öyle Sev Ki Beni
Mey Diye Içeyim...
Kalbim Tekliyor Ah
Gel Hasta gibiyim

Bakması Ne Zormuş Ah O Güzel Yüzüne...
Toplamış Yine Bütün Güneşi Üstüne
Kamaşıyor Gözlerim Bebeğim...
Öyle Gülmek Olur Mu Gözünü Seveyim?
Cennet Dudaklarınmış Öpte Öleyim
Aşkmış Adı Nerden Bileyim...
Böyle Zulüm Olur Mu Gözünü Seveyim
Adımı Sorsan Söyleyemem Yemin Ederim...
Ah Ellerim Titriyor
Of Bir Ateş Basıyor
Özlemek Bu Dokunmakla Geçmiyor
Öyle Sev Ki Beni
Mey Diye Içeyim...
Kalbim Tekliyor Ah

Kerem bana tekrar baktığında benim şarkı  söylediğimi fark etmişti. Tamda o sırada sarkının son kısmını söylüyordum.

Gel hasta gibiyim...

****
Açıkcası bölümleri uzatayım dedim fakat uzatınca üzerime bir üşengeçlik düştü o yüzden bölümler yine kısa olacak. Üzgünüm... kısa bölüm vermek hiç vermemekten iyidir. Sizleri seviyorum. Vote ve yorumlarınız benim için önemli. Multideki resmi yaptigi icin kubrabuyraz'a tesekkur ederim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜVEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin