2.BÖLÜM- Sporun Kötü Yanı

82 7 3
                                    

Korkuyla yatağımdan sıçrayarak uyandım. Evet bu ancak rüya olabilirdi zaten. Berk ölemezdi, biliyordum zaten onu Eylül ve Melis' de kardeşimdi yapamazdılar. Demek hepsi rüyaymış. Hemen Berk'i aradım. Ona her şeyi anlatmalıydım. Rüya, pardon kabus o kadar gerçekçiydi ki... Telefon çalıyor... çalıyor... çalıyor.... açan olmadı. Demek hala uyuyor diyerek, hemen salona hevesle gittim. Annem orada olmalıydı. Genellikle Cumartesi sabahı kahve alıp salonda magazin programları izleyerek zaman geçirirdi. Yada magazin programları ile konuşarak... Saat 11 olduğuna göre uyanmış olmalıydı. Salonun önüne geldiğimde 'günaydın' diye bağırıp içeri girdim. Ne annem ne de babam vardı. Demek onlarda uyanmadılar garip... Annemlerin odasının kapısının önüne geldim ve sakince kapıyı açtım. Yatak düzenlenmişti. Etraf tıpkı rüyamdaki gibi tertemiz ve düzenliydi. 'Ya gerçekse'diye geçirdim içimden. Hemen olumsuz düşünmemeliydim. Her zaman birbirimize haber vermek için dolabın üzerine not bırakırdık. Bırakmış olmalıydılar, hemen mutfağa girdim dolabın üstüne baktım. Evet vardı. Not bırakmışlardı. Biraz daha yaklaşıp okumaya başladım.

Küçükken elimi tutar anne beni parka götür diye tuttururdun.O zamanlar benim biricik kızımdın, kıramazdım seni giderdik beraber. Orada Berk'i görürdün. Futbol oynardınız. Çok iyi anlaşırdınız. İşte o zamanlar benim birtanemdin. O pembe balerin etekli, minik burunlu ve Berk'e aşık olan kız benim birtanemdi. Peki ne değişti biliyor musun? Sen. Sen bu aileyi ,bu davranışları artık haketmiyosun...

Yazıyı okurken bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Onların hepsi rüya değil miydi? Berk ölmüştü, ve ailem beni terk mi etmişti? Hatta daha fazlası. Bir gün içinde ne değişmişti ki? Ne yapmıştım onlara? Hızla odama gidip çantamın içine bir tane su ve para koydum. Üstüme bir tişört altıma tayt pantolon giyip bir tanede hırka giydim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp sıkıca topladım. Çantama atıştırmalık bir şeyler de koymayı ihmal etmedim. Saat 1'e geliyordu. Spor yapacaktım açıkçası. Eskiden üzüldüğümde resim, sinirlendiğimde ise spor yapardım. Son olarak kulaklığımı ve telefonumu aldıktan sonra evden çıktım. Bir şarkı açıp başladım koşmaya. Havanın tenime çarpıp rüzgar etkisi yaratması sinirlerimi alıyordu ama sadece sinirli değildim. Yıpranmış hissediyordum. Berk'i kaybettim diye üzülüyordum açıkçası ama o şuan daha mutlu olduğu yerde, ölümsüz bir dünya onu kollarına aldı. Ne benim üzülmemi isterdi ne de kendimi suçlamamı. Hem hayata gelen herkes ölümü tadacaktı ve Berk beklenmedik bir anda ölümü tattı. Şuan Berk'in mutlu olması tek tessellimdi. Melis ve Eylül'ün neden böyle birşey yaptıklarını çözemedim. Onlar için çok sinirliydim. Kim arkadaşını bir gün sonra arkasından bıçaklar ki? Annem ve babamada bir sorun bulamıyordum. Yazdıkları çok kafamı karıştırmıştı. Hangi anne ve baba çocuğunu çok iyi büyütürken bir anda kaybolur ki? Hepsini kafama takmamaya çalıştım. Belki Berk'in kendi seçimi değildi fakat diğerlerinin kendi seçimiydi. Beni bırakmak istiyorsalar bıraksınlar. Beni üzdü,evet hemde çok. Onlar kaybeder sonuçta. Ben yanlız kalmıştım artık. Kendim çalışmam gerekiyordu. Okulum özeldi ve özel okula para harcayamazdım. Bir devlet okuluna yazılmam iyi olacaktı. Bir işe girerdim. Hem okul hemde işi idare edebilirdim. Daha önce yapmıştım. Sonrasını hallederdim. Ne anneme ne de babama ihtiyacım vardı. Zaten boş yere kızını terk eden bir ailedense tek başıma yaşarım daha iyi. Nerede olduğumu bilmeden koşmuşum. Etrafıma bakındığımda Berk'in evinin önünde olduğumu anladım.

" Belki sen olsaydın daha rahat olacaktı herşey. Ailem terk etti, arkadaşlarım bana sırtını döndü. Hemde ne yaptığımı bilmediğim halde. İş bulacağım çalışıp para kazanacağım. Biliyorum zor gelecek ama ne yapabilirim ki. Beni duymuyorsun, beni görmüyorsun. Sen bırakmazdın beni ama onlar bıraktı. Peki neden? Ne yaptım ki ? " dedim sanki Berk yanımdaymış gibi. Yanağımda ıslaklık hissettim. Ağlıyordum. Hemen onu son gördüğüm yere gittim, arka bahçeye. Etraf kararmaya başlamıştı. Gözlerimin önüne Berk'in ölü hali geldi. Deliriyordum heralde. Hemen koşarak başka bir yere gittim. Berk ile su savaşı yaptığımız yere. Anılar gözümün önünden akıp gidiyordu...

GÜVEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin