Kübra ile yeni işler keşfetmek için gazeteler incelerken telefonum çaldı.
KEREM ARIYOR...
" Efendim"
" Uzun zamandır görüşmüyoruz. Nasılsın? "" İyiyim. İş bakıyorum öyle.Sen? " diye soru yönelttim.
" Bende sadece seninle konuşuyorum gerisi yok." Diyerek kahkaha attı. Kahkaha atması için komik olması gerek miyor muydu?
" neyse neden aradın?" Diye öküzlüğümü konuşturdum.
" Buluşalım diye. " dediğinde onunda içinde yatan o çılgın öküzü gördüm.
" Tamam yarın ayarlarız şimdi halletmem gereken işler var." Dedim ve telefonu kapattım.
***
Yeni iş görüşmemizde reddedilip geri eve döndük. Gazetelerden yeni arayışlara başladık. Bir iki yer bize uygundu ama garson olmak fazla istemiyordum. Çok yorucu bir iş sonuçta...***
Garson oldum. Ufak minik bir restaurantta Kübra ile iş bulmuştuk. Cidden zor iş ve sabır gerektiriyor. Değişik insanlar var. Bazen sıkıntı çıkarabiliyorlar. Fazla lüks bir restauranttı ve bir bardak kırmak bile insanı korkutuyordu. Kübra ilk bu işe başladığımızda bunu çok büyük bir şans olduğunu söyledi. Restaurantlar gecenin körüne kadar açık ve garsonlarda mecbur olarak orada durmak zorunda. İşin ilk günüde ne yapmamız gerekiyor onları arkadaşlarımızdan öğrendik. 1 sene okulumuzu dondurmayı planlıyorum . Bir senenin sonunda okula gitmeye devam edecektik. Bir sene boyunca paramızı biriktirip, sonraki senede bulabilirsek okulla birlikte çalışabileceğimiz bir işe gireceğiz. Kerem'in beni aradığından beri hiç konuşmadık. Aslında Kerem ile birlikte fazla vakit geçiremesekte onun ne kadar iyi biri olduğunu anlayabilmiştim. Bugün işten çıktıktan sonra markete gittim ve fazla pahalı olmayacak şekilde alışverişimi yaptım. Kübra bugün hasta olduğu için işe gelmemişti, bu yüzden onun işide bana yıkılmıştı. Yorgunluktan saniyeleri saymaya başladığım sırada telefonum çaldı.
Bilmediğim numara arıyordu. Geçen sene bilinmeyen numaraların arada sırada önemli olduğunu öğrenmiştim ve önemlidir belki diyerek telefonu açtım.
"Buyrun."dedim meraklı sesle. Nefes sesleri geliyordu ama ses yoktu.
" sizi dinliyorum" dedim konuşmasını beklediğimi belli ederek.
Birkaç saniye ses gelmedi fakat sonra fısıldama bile denilemeyecek bir sesle karşıdaki kişi cevap verdi.
"Kızım..." bu sesi tanımıyordum. Birinin benle alay ettiği çok belliydi. Telefonumu kapattım. O süre boyunca eve varmıştım. Zili çaldım. Sanki kapı beni bekliyormuş gibi açıldı. Eve gidip üstümü değiştirdim. Açtım ve acayip yorgundum. Yorgunkende yemek yapmayacağım için direk Kübra'nın ayak ucuna oturdum.
" nasıl geçti günün?" Dedi hafif neşeli bi sesle.
" iyi hatta acayip yoruldum yatacağım" dedim ve yerimden doğruldum. Tam salondan çıkacakken arkadan pişman olmuşcasına " özür dilerim" diyen Kübra'yı duydum.
" neden?" Dedim aynı anda esneyerek.
" keşke bende gelseydim sana yük oldum. Bak çok yorulmuşsun"
" yük falan olmadın. Hem dostlar bunun için vardır." Diyerek ona sarıldım.
"Teşekkürler. " dedi fısıldayarak.
" hadi iyi geceler" dedi gülümseyerek.
" sen yatmayacak mısın?"
" yatacağım"
" istersen birlikte uyuyalım." Dedim tatlı olduğunu umduğum gülümsemeyle.
" çok isterim ama hastalık bulaşırsa ne olacağını biliyorsun"
Kafamı olumku olarak salladım ve birlikte odalarımıza ayrıldık. Rutin işleri halledim yatağa yattım. Aslında diğer insanlar gibi tavanla konuşup uyumam lazım ama yorgun olduğum için yastığa başımı koyduğum anda uyudum.***
Sabah uyandığımda Kübra daha uyanmamıştı. Üstümü giyindim ve restauranta doğru yolumu tuttum. Bugün fazla müşteri gelmezdi. Çarşamba günleri fazla plan yapılmazdı. Bir iki müşteri geldi. Onlarla ilgilendim ve daha sonra masaların düzeni ile ilgilendim. Yeri sildim ve işim bittiğinde dinlenme odasına geçtim. Henüz bir müşteri gelmemişti. Yaklaşık yarım saat sonra 4 kişi geldi. Onların siparişlerini alırken iki kişi daha geldi. Birinci masadaki istekleri aşçıya ilettikten sonra ikinci masanın isteklerinide aldım. Daha sonra iki kişi daha geldi. El ele tutuşuyorlardı ve bunlardan biri Keremdi. Yanındaki esmer baya Kerem' e yapışmıştı ve itiraf etmek gerekirse yakışıyorlardı. Başka bir arkadaşımdan onların masasına bakmasını rica ettim ve diğer müşterilerin yemeklerini götürdüm. Son olarak son istediklerini sorduktan sonra Kerem'lerin yanından gelen arkadaşıma teşekkür edip beklemeye başladım. Kerem'lerin yemekleri çıkmıştı ama götürttürebileceğim kimse yoktu. Bende tepsiyi alıp yanlarına doğru gitmeye başladım.
"Buyrun." Dedim ve masalara tabakları koydum.
" başka istediğiniz birşey var mı?" Dedim Kerem'e ve yanındakine bakarak.
Kız " istediğim birşey var evet." Dediğinde dinlediğimi belirtecek bir bakış atıp söylemesini bekledim.
" defolmanı istiyorum!" Dediğinde sinirlerim tepeme gelmişti.
" gider misiniz?" Kerem'in bunu demesinin ardından dahada sinirlenmiştim.
Kerem'e hayal kırıklığı ile baktım ve gittim. Daha demin Kerem beni tanımamış gibi yaptı ve ayrıca bu çocuk iki hafta önce farklı bi kızla sevgili olup markete alışverişe gelmemiş miydi?
Ne bu gayret Kerem Bey? Keremlerin masasından ayrıldığımda baya sinirliydim. Bunu Kerem'e ödetecektim. Başka masalara gittiğimde zamanın nasıl geçtiğini ve havanın karardığını anlamamıştım. Kerem de sanki bana inadı tutmuş gibi bir türlü gitmiyordu. 2 saat falan önce gelmişlerdi ve yaklaşık 20 dakika önce iki kişi daha yanlarına gelmişti. Akşam olduğu için restaurant şarkı açmıştı. Şarkı listesine baktım ilk 2 şarkı hareketliydi fakat sonraki şarkılar slow bir şarkılardı. Aklımdan 'acaba dans ederler mi ?' diye düşünürken slow şarkılar başlamıştı bile. Keremlerin masasına gözümü dikmiş bakarken masada bir hareketlilik oldu. Ayağa kalkan Kerem kıza elini uzatınca diğer adamda yanındaki kıza elini uzattı. Gözlerim birden yanmaya başladı ama Kerem'i sevdiğimden değil, beni çöp gibi kullanışından. Belki o gün ara sokakta sıkıştırılmış kız ben değilde sevgilisi olsaydı kaçmak yerine adamları döverdi ama en çok canımı acıtan beni unutmuş gibi yapmasıydı. Kız orda bana çemkiriyor ben suçlu oluyorum. Koşarak lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Kendimi artık herkesin bana arkasını döneceğine inandırmam lazımdı. Lavabodan çıktığımda hala dans ediyorlardı. Kerem'in gözleri gözlerimle buluştuğunda, önlüğümü çıkarıp ardından çantamı alıp çıkışa yöneldim. Koşarak sahilin en ucuna, uçurumların olduğu yere gidecektim. Arkamda bir hareketlilik vardı ama umursamadan koşmaya devam ettim. Gideceğim yerde daha önceden tanıştığım ve her zaman birlikte dertleştiğimiz Mehmet amca vardı. Onun yardımına o tatlı sözlerine ihtiyacım vardı. Az bir yolum kaldığında heycanlanmaya başlamıştım. Yokuşuda çıktım ve 'Mehmet amca' diye bağırmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜVEN
Novela JuvenilKoşuyordum, nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Son zamanlarda arkadaşlarımın ve ailemin bana karşı kullandığı kötü tavırları yüzünden berbat hissediyorum. Bir hafta önce yıllardır beni yatağımdan kazıyarak çıkaran annemin beni kaldırmadığını fark...