SONSUZ AŞK

BÖLÜM3: Büyük Heyecan

...

Nehir çalışmakta olduğu iş yerine varmıştı. Üzerinden hala sinirini atamamış direk olarak odasına geçmişti. Sekreterini arayıp, sinirini yatıştırması için rezene(çay) istedi. Biraz kendini toparlar gibi olduğu anda masasındaki telefon çaldı. Arayan sekreteriydi.

-Nedim bey odasında sizi bekliyor Nehir hanım.
-Tamam geliyorum, diyerek telefonu kapatmıştı.

İlk defa bir işi alamadığını nasıl anlatacaktı. Üstelik hiçbir suçu da yoktu. Karşı tarafın bencilce davranışıydı sadece. Ayağa kalkarak şöyle bir silkelenip kendine geldi. Derin bir nefes alarak eline aldığı ajandasıyla Nedim beyin odasının yolunu tuttu. İş arkadaşları Nehiri ilk defa böyle hırçın görmüşlerdi ve durmadan birbirlerine bakarak ne olduğunu sorgulayan gözlerle birbirlerine şaşkın şaşkın bakıyorlardı ama kimse cevabı bilmiyordu. Hatta belkide Nehirin bile olacaklardan haberi yoktu yada yediremiyormuydu bunu kendine orasını bilmiyordu.

(Tık... Tık...)

Nehir içeri girmişti. Kalbi ne kadar deli gibi atsada belli etmemeye hatta nasıl bir açıklama yapması gerektiğini düşünüyordu. Derken Nedim bey önce davranarak..

-Beni hayal kırıklığına uğratmayacağını biliyordum. Bundan adım gibi emindim ve yanıltmadında. Kızım Nehir dile benden ne dilersen. Deniz Gencer anlaşmayı kabul etmiş. Haa.. Haa. Haa.

-Nasıl yani kabul mü etmiş gerçekten.

-Evet Nehircim ve bu senin başarın sayesinde oldu. Hee unutmadan yarın saat 12.30'da tekrar görüşmeye çağırdılar. Öğle Yemeği sonrasında çalışma yapacağınız alanları göstermek istemiş size. Hadi Nehir benim yüzümü kara çıkartma kızım, diyerek toplantıya gitmişti Nedim bey.

Nehire ise sadece siz merak etmeyin Nedim bey demek düşmüştü.

Deniz bey ne yapmaya çalışıyordu çok kötü geçen bir toplantı sonralarında ve ona söylediği okadar söze rağmen neden olduğuna anlam veremiyordu.

O günü işten erken ayrılan Nehir, deniz bey hakkında ayrıntılı bir araştırma yaptı. İnternet üzerinde tek tük resmi vardı oda aldığı başarı ve ödüllerden ibaretti. Tipik bir işkolikti işte magazinsel anlamda hiç bir resmi yoktu. Bu adam hiçmi kaçamak yapmaz yada aşk hayatı olmazdı. Ya gerçekten yoktu yada gizli tutuyordu demekki. Bir sürü başarılı işlere imza atmış ve bugünkü yerine kendi emeğiyle gelen deniz bey hakkında yanlış düşündüğünü o anda anladı. Araştırmasını bitirip yarınki giyeceği takımını hazır etmiş saçlarını özenle taramıştı. Artık yarına hazırdı ah birde uyuyabilseydi. Bu olanlar ona çok uzak ve saçma geliyordu. Ama yinede güzel hissediyordu kendini anlatılamaz bir duyguyu içinde taşıyordu sanki hemen sabah olmasını istiyordu.