Karargah (Part 1)

19 2 0
                                    

Bunu benden karne hediyesi olarak kabul edin. Herkesi tebrik edelim. Eğer notlarınız düşükse şunu unutmayın en önemli sınav ahiret sınavıdır. Ayrıca bölümün bir yerinde bir karakter tanımladım ona benzeyen birini bulup haber verirseniz çok sevinirim.

-----***------

Ertesi gün benim odama geldiler ve beni uyandırdılar. Uyku sersemi bir haldeyken şah damarıma bir iğne batırdılar ve uykuya daldım.

Uyandığımda kendimi bembeyaz bir odada buldum. Kolumda kelepçe olmadığını fark ettim. Ayağa kalktım ve odanın kapısına geldim. Kapı kilitliydi. Ben de kapıyı yumruklamaya başladım. Birkaç dakika sonra adım sesleri duymaya başladım. Kapıyı iki tane iri yarı adam açtı. Beni kollarımdan tutup çekmeye başladılar. Dayanamayıp bağırmaya başladım:

- Hey! Ne yapıyorsunuz, beni nereye götürüyorsunuz?

- Çeneni kapat yoksa ben kapatmak zorunda kalırım, dedi biri.

Biraz tırstığımı kabul etmeliyim. Bu yüzden sustum ve yürümeye başladım. Beni bir asansöre bindirdiler ve asansör etrafı gezmeye başladı. Heryer beyaz renkliydi sadece insanların giydiği kıyafetler siyahtı. Asansör sona geldiğinde karşımıza bir oda çıktı. Beni o odaya soktular, bir koltuğa oturttular ve kapıdan çıkıp kapıyı kilitlediler. Odada pencere veya onun gibi bir şey yoktu, derken birden karşımdaki beyaz duvar yarıldı ve içinden beyaz takım elbiseli bir adam çıktı. Karşıma bir sandalye çekti ve konuşmaya başladı:

- Ne yapacağını merak ediyor olmalısın, dedi. Luke hemen buraya gel!

Kapıdan Konda girdi. Demek adı Luke... Aslında ismi ona çok yakışıyordu. Ona hiç dikkat etmemişim. Onu incelemeye başladığımda daha 27 yaşlarında olduğunu fark ettim. Kısa kahverengi saçları çok düzgün taranmış, elmacık kemikleri çıkık, gözleri balköpüğü ve kahverengi arasında kalmış, dudakları çok kalın olmayan çok yakışıklı ve karizmatik bir adamdı.

Dur bir dakika!!! Yakışıklı ve karizmatik mi? Bunu ben mi düşünüyorum. Beni kaçırıp sonra ondan korkmama sebep olmuş konuşmalar yapan bu adamı bu statüye mi sokuyorum? Bunları düşünmeyi bırakıp söylenenlere odaklanmaya başladım.

- .... o zaman artık anlatmanın zamanı geldi. Katrina'yı alıp etrafı gezdir, ona çalışma programını ver, karargahı iyice tanıt. Artık gerçek evini keşfetme zamanı geldi.

Beyaz takım elbiseli adam bunları söyledikten sonra ayağa kalktı ve kapıya yöneldi.

- Emredersiniz. Yapılmış bilin.

Luke bunları dedikten sonra adam kapıdan çıktı. Bu kapı kilitli değil miydi? Ben bunu düşünürken Luke beni kolumdan tuttu ve kapıya kadar çekti.

- Bundan sonra buradan kalacaksın. Kapı, pencere, baca, tünel gibi şeyler yok bu yüzden kaçamazsın. Koluna kelepçe takmayacağım. Şimdi seni soyunma odasına götüreceğim, orada birkaç kıyafet ve duş var. Orada yıkanıp üstünü değiştireceksin.

- Ne üstümü değiştirmek ne de senin dediklerini yapmak istemiyorum.

- Şu haline bir bak. Leş gibisin ve iğrenç kokuyorsun. Ayrıca burada benim emirlerimi yerine getirmek zorundasın. Şimdi gidiyoruz.

Üstüme baktığımda cidden iğrenç olduğumu gördüm. Umutsuzca dediğini yapmam gerektiğini anladım. Kapıyı açtığında çıktım. Beni bir koridora götürdü. Buranın sonunda sağ tarafta kız soyunma odası vardı. Oraya doğru yürümeye başladım. Kapıdan girdiğimde içerde kimse yoktu. Burası çok büyük bir salon gibiydi. Kenarda küçük kapılar vardı. Kapılardan birini açtığımda bir duşakabin ve insanların üstünde gördüğüm siyah kıyafetlerden vardı.

Üstümü çıkardım. Kıyafetime bakınca toz toprak içinde olduğunu ve arada kan lekelerinin de yer aldığını görünce yüzümü buruşturdum. Kıyafetlerimi yanda duran çöp kutusuna attım. Duşa girince o suyun verdiği hazzı hatırladım. Yaklaşık yarım saat duş aldıktan sonra duştan çıktım. Çıkıp saçımı tarayıp kuruttum. Sonra siyah kıyafetleri giydim. Siyah kanvas pantolon, siyah tişört ve siyah bir hırkadan oluşan bu takım nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde tüm siyahlar aynı tondaydı.

Aynada kendime biraz baktıktan sonra odadan çıktım. Luke hala beni kapıda bekliyordu. Yanına doğru yürüdüm. Biraz sıkılmış bir yüz ifadesi takınmıştı ve elindeki telefona bakıyordu. Yanaklarını şişirip kafasını yukarı kaldırdı. Beni görünce bir anda titredi.

- Hangi ara geldin sen? Ayrıca kaç saat oldu farkında mısın?

- Anca işlerimi hallettim. Kusura bakma, deyip gözlerimi devirdim.

- Hadi çabuk olmamız lazım. San etrafı gezdireceğim daha. Yürü gidyoruz.

Luke önde ben arkada yürümeye başladık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Başka Bir PsikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin